0.6

9K 353 126
                                    

Yarı texting yarı düzyazı olacak kitap. Bu bölüm düz yazı.

İyi okumalar.

...

Tribüne geçtikten sonra güzel bir yer aramaya başladık. Sonunda ön sıralarda bir yer bulmamızla yan yana oturarak maçın başlamasını bekledik.

Evet, sırf yakışıklı kocacığım futbolcu Uraz'ı izlemeye gelmiştim.

Futbolcular sahaya geldiklerinde gözüm onu aramaya başladı. Yok gibiydi.

Tamam tamam gördüm sıkıntı yok.

Ne, bir saniye!!

Yok a-

Doğrudan bana bakıyordu. Ve gülümsüyordu.

Ne ne ne!

Ne ne ne!!

İlk şoku atlattıktan sonra yedek kulübesine doğru ilerlemeye başladı. Artık görüş açımda değildi.

Sakin görünmeye çalışırken Rana şok içerisinde bana döndü ve hayretle "kanka gördün müü? Sana bakıyordu?" dedi.

Side eye bakışı attıktan sonra "ne alaka yanlış görmüşsündür sen." diyerek onu ikna etmeye çalıştım.

Nafile.

"Aynen aynen kesin bakmamıştır."

Kolumu dirseğine vurarak susmasını işaret ettim. Maç başlamıştı. Neredeyse hiçbirini tanımıyordum. Yakışıklı yani karın kaslı Uraz dışında.

Bu arada ne alakaysa babamla ilk maç izlemeye gittiğimde daha çocuktum ve babama sinirle 'neden maçı anlatan abiler konuşmuyor?' diye saçma bir soru sormuştum. O yaşta nereden bilebilirdim ki spikerlerin canlı kanllara konuştuğunu.

Neyse.

Karşı taraf gol attığında hayal kırıklığıyla ofladım. 1 sıfır gerideydik.  Şimdi kendi sahalarında kazanmaları lazım.

Aynen aynen bizde yedik. Sırf Uraz için değil yani.

Bir süre tezahürat edip bağıranlara katıldım. Daha sonra ondan da sıkılıp telefonu elime alarak mesaj kutuma baktım.

Bir dakika?

Uraz tam da şu an maça giriyordu. Telefonu mesajlara bakmadan kapattım ve sadece onu izlemeye başladım.

Koşmaya başladığında saçları alnına düşüyordu ve o harika kahve gözleri pür dikkat topu takip ediyordu.

Top ayağına geldiğinde muhteşem çalımlar atarak kaleye doğru yaklaşıyordu. Veee gooooooooooooooolllllllll

Muhteşem bir gol. Oyuna girdiğinden tam 2 dakika sonra gol atmıştı. Durum berabere.

Napolinin genç yıldızı

Kadife bilekliiik.

Yaşadığım şoklara bir yenisi daha eklendi ve o sırada Uraz Ronaldo sevinci yapıp Süüüüü dedi. Gözlerimiz kesiştiğinde  göz kırptığına yemin edebilirim. Ama kanıtlayamam.

Ağzımın bi metre açık kaldığını Rana'nın dediğiyle fark ettim. "O sana mı göz kırptı?" "Hem niye ağzının içine girecekmişsin gibi bakıyorsun çocuğa?"

"N-ne?"

Gülmeye başladığında ben de güldüm.

Maç berabere devam ederken top yine Uraz'ın ayağına geldi. Bu sefer asist yaptı ve takım arkadaşı gol attı. Takım 2-1 öne geçti ve maçın son dakikaları olduğu için uzatmalara gidildi. Maç sonunda bittiğinde amed spor kazanmış oldu. 1 golü Uraz diğer golün asistini de Uraz yapmıştı. Takım arkadaşları etrafını sarıp sevinç nidaları atarken ben de ayağa kalkmış alkışlıyordum.

Bu sefer bana bakmıyordu. Çünkü tribünden inen bazı kızlar etrafını sarmıştı. Onlar eşliğinde soyunma odasına ilerlerken sanki kocam beni aldatmış gibi bir hüzne kapıldım.

Rana'nın ne dediğini umursamadan doğrudan orayı terk edip çıktığımda moralim çok bozulmuştu.

Arkamdan uzanan bir kol beni durdurdu ve kendisine döndürdü. Rana olduğunu düşündüğümden "ya tamam alt tarafı biraz ciddiye aldım sa-" diyecektim ki...

Karşımdaki Rana değildi.

"Zelal?"

"Evet, benim."

Allahım sanki tanımıyormuşum gibi davranıyorum ya.

Uraz.

Evet Uraz üstüne yapışan ıslak formasıyla kolumu tutuyordu. Fesat anlamamalıyım.

Elinde tuttuğu kağıdı bana uzattı ve ben o sırada hâlâ kolumu tuttuğunu fark ettim. Sakince kolumu çektiğimde... Ay aklıma ne geldi.

Şimdi ben watty kızları gibi 'ya bırak canımı yakıyorsun' desem nasıl tepki verirdi acaba.  Muhtemelen ergen ve daha çocuk olduğumu düşünürdü.

Neyse.

Elindeki kağıda boş boş bakarken kağıdı elime sıkıştırdı ve "bu benim numaram buradan yazabilirsin." dedi.

Evet, aynen öyle dedi.

"Neden size yazayım ki acaba?"

Sorduğum soruyla yüz ifadesi değişti ve "instagramdan yazan sen değil miydin?" diye şaşkınca sordu.

"Hayır, biriyle karıştırdınız herhalde." dedim ve tam dönüp gidiyordum ki telefonuma gelen bildirim sesiyle yerimde donup kaldım.

Yazan Uraz'dı ve şu an arkamı dönüp suratına bakmalıydım. 

Arkamı döndüm ve alayla sırıtan yüz ifadesine baktım.

Ne yapsam, ne yapsam?

Hâlâ elinde tuttuğu kağıda ve telefonuna bakıyordum. Tamamdır.

Kâğıdı yakaladığım gibi hiçbir şey demeden arkamı döndüm ve yürümeye başladım.

Pardon çalıştım.

Çünkü tam o sırada ayakkabı ipim ayağıma dolandı ve ben yeri boyladım.

Bişey yok bişey yok.

Hint dizileri gibi dönüp kucağına düşmemi beklemiyordunuz herhalde.

Günün ikinci rezilliğini de yaşadığıma göre bana gülen insanlara saldırabilirdim.

...

Aklıma geldikçe yazıyorum. Aceleye geldiyse kusura bakmayın. 

FUTBOLCU || texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin