3.7 (FİNAL)

3.3K 122 33
                                    

Ellerimi gözlerimin üstündeki parmaklara götürdüm. Hayır, hayır o olamaz. Şu an gelmiş olamaz.

Yavaşça parmaklar gözlerimin üstünden indiğinde kafamı yukarı kaldırdım. Kahve gözleriyle yüzümü seyreden Uraz'ı gördüm. Gözlerim kendiliğinden dolarken buruk bir tebessümle ona baktım.

Önüme geçerek yüzüme daha derin bakmaya başladı. "Sevgilim." Kısık çıkan sesiyle beraber ayağa kalktım ve yüzünü incelemeye başladım. O çok özlediğim yüzünü tekrar görmek...

"Uraz, özür dilerim." Sesim çatallaşmıştı ve boğuk çıkıyordu.

Elleriyle yüzümü avuçları arasına aldı ve o anda gözlerinin buğulu olduğunu fark ettim. Bir anlık refleksle kollarımı boynuna doladım ve ona sarıldım. Kokusunu tekrar içime çektim. O da beni belimden tutup kendine iyice çekti ve başımı göğsüne gizledim.

Kafasını saçlarıma gömdü ve birkaç öpücük bıraktı.

Ağlıyordum ama bu özlediğim, hasret duyduğum sevgilimi gördüğüm içindi. Mutluydum. Onu kaybetmemiştim. Hayatımı güzelleştiren adamı tekrar görmüştüm.

"Sevgilim..." Tekrar bana seslenmesiyle hafifçe kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

"Her şeyi biliyorum Uraz, tek kelime dâhi etme." Hafif bir tebessümle bana baktı ve elleriyle saçımı okşadı.

"Zelal, seni kaybetmekten korkuyorum. Hep korktum. Bu sefer de öyle düşünmeye başlamıştım..." Sesi o kadar derindi ki kendime kızmamak elde değildi.

"Özür dilerim sevgilim. Sana inanmalıydım ama..." Sözümü tamamlayamamıştım.

"Bir daha sakın beni terk etme güzelim. Sensiz ben bir hiçim." Sonlara doğru sesi kısılırken kollarımı tekrar ona sardım

"Seni üzdüğüm için gerçekten çok pişmanım ama ben de çok karmaşıktım." Bir şeyler söylemek istiyordum ama sadece bunu söyleyebilmiştim.

"Biliyorum senin suçun değil bu. Hem bak yeniden beraberiz." Evet, yeniden beraberiz.

"Beni affet Uraz." Kafasını yüzüme indirdi ve garip bir ifadeyle baktı.

"Final oldu o." Ne?

Birkaç saniye anlamaya çalıştığım cümleyle kaşlarımı çattım.

Bu iğrenç espri...

Yüzümü ekşiterek ondan uzaklaştım. Geriye çekildiğimde "Bana mı benzedin sen?" diye sordum.

"Bilmem." deyip gülümsediğinde "Neden bir haftadır gelmedin de şimdi geldin?" diye sordum.

"Senin de düşünmeye ve dinlenmeye ihtiyacın vardı güzelim. Hem Rana'nın sana anlatacağını da biliyordum."

"Hayır, yani evet. Hayır ama, off evet o söyledi, ama az önce." Gülmeye başladığında gözleri dudaklarıma kaydı. Bir an benim de gözüm dudaklarına kayınca biraz daha yaklaştık.

"Abla bu adam kim?"

Sırası mıydı sarı cücem ya?"

Geriye çekilip boğazımı temizledim. "Ş-şey ablacım. Arkadaşım..."

...

"Hadi ama, pas versene Toni'ye."

"Aşkım sakin mi olsan?"

"Sakinim güzelim... Kale orada değil ya!"

Uraz'ı ailemin yanına götürüp tanıştırmıştım. Üvey babam ile sürekli futbol konuştukları için çok iyi anlaşmışlardı. Annem ona her şeyi açıklasam bile pek tatmin olmuş değildi. Onun dışında Asel ile de çok iyi anlaşmışlardı.

Tekrar Diyarbakır'a döneceğimizi sanarken Uraz bana bir sürprizi olduğunu söyleyip havaalanına getirmişti.

Sürprizi Real Madrid maçını izlemek için Madrid'e gitmekti. Ve şu anda Ronaldo formasıyla Uraz ve Arda Güler formamla ben maçı izliyorduk.

Uraz, yarım saattir maçı dikkatle takip ediyordu.

"Ne faulü, topa çarptı ayağı." Kendi kendine konuşurken ben de ona gülümsüyordum. Maçın ilerleyen dakikalarında Arda Güler oyuna girdi. Zaten öndeydik ama Arda'nın gol atmasını çok istiyorduk. Tüm Türkiye.

Arda kaleye doğru yaklaştıkça nefesler tutulmuştu. Gol pozisyonunu yakaladığı gibi topu kaleye gönderdi ve gol.

Tüm tribün deli gibi golü kutlarken Uraz bana sarılıp saçlarımı okşuyordu.

Arda gol sevincini yaparken işaret parmağını havaya kaldırıp gözlerini kapattı.

İşte gelecekte çocukların özenip yapacağı gol sevinci.

Uraz, bir anda bana dönüp ellerimden tuttu. Aniden dizlerinin üzerine çöküp elini cebine attı.

Ah, olamaz. Yoksa aklından geçen şey şu an gerçek mi oluyordu?

Cebinden çıkardığı siyah kadife kutuyu parmaklarının ucunda tutarken gözleriyle yüzüme o kadar derin ve anlamlı bakıyordu ki bir anda her şey etrafımda silindi. Sadece o ve parlayan gözleri kaldı. Hayatım anlam kazandı tam anlamıyla.

"Zelal, hayatıma girdiğinde kim olduğunu bile bilmiyordum. İçimdeki ses sürekli numaramı vermem gerektiğini söylüyordu. İlk kez ona güvendim, bak iyi ki de güvenmişim. Seninle iyi kötü anılarımız oldu. Hayatıma kattığın renkler ömür boyu canlı kalsın istiyorum. Benimle evlen be Zelal. Bak görmüyor musun nasıl aşığım sana?"

Duyduklarım tıpkı bir filmdeymişim gibi hissettirdi. Kalabalık tribün seslerinin arasında kalbimin sesini duyabiliyordum.

Cevabım elbette belliydi.

"EVET."

Kutudaki yüzüğü parmağıma geçirirken yeni fark ettiğim insanlar etrafımızda bizi alkışlıyor ve tebrik ediyordu. Alkış sesleri önce yakın çevremizde iken gitgide yayılıyordu ve güçlü bir alkış koptu bizim için.

Bu kadar güzel bir anı hayatım boyunca zihnimden silmeyeceğime yemin ediyorum. Uraz'ın kollarının arasında sımsıkı sarılırken yüzümü yüzüne kaldırdım ve dudağımı dudağına bastırdım.

İşte, bizim hikayemiz de bir futbol maçında başladı. Şimdi ise bir futbol maçıyla anlam kazanıyordu.

...

Ay bir an duygulandım. Benim böyle bir kocam olmayacak hiçbir zaman.

Finaldi fakat okunma sayısı arttıkça birkaç tane özel bölüm gelebilir.

Buraya kadar bana destek olan, her bölümü oylayıp güzel yorumlarıyla beni motive eden gerekse arkadaşlarım, kuzenim ve tanımasam bile destek olan arkadaşlarıma çook ama çoooooook teşekkür ederim.

Allah size de Uraz gibi karın kaslı bir koca nasip eder inşallah.

Diğer kitabıma odaklanacağım. Tekrar buluşmak isterseniz Esmerim adlı texting kitabıma da beklerim. Çok öptüm hoşça kalın..

FUTBOLCU || texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin