3.5

2.6K 104 7
                                    

Bazen hayat, hiç beklemediğiniz bir anda, hiç ummadığınız kişileri karşınıza çıkarır. Ömrünüz boyunca beklediğiniz sevgi, hiç beklemediğiniz bir adamda nefes bulur.

Her şeyinizle; ruhumuza, kalbimizle, bedeninizle ona aşık olursunuz, tutulursunuz. Her hareket-i gözünüzde farklı bir anlam ifade eder.

Hatta yalan söyleme ihtimali öyle imkansızdır ki kendinize inancınızı bile ona olan güveninizin altında tutarsınız.

İşte, benim kaderim de kim olduğunu bile tam bilmediğim bir futbolcuya yazmam ile çizildi.

Öylesine yazdığım her cümle sonrasında onunla hayat buldu.

Şimdi ise her şeyi geride bırakıp elveda deme zamanım geldi.

"Ben gidiyorum."

Karşımdaki adama bakarken pişman olmamak için gözkerimi kaçırıyordum.

"N-nereye... Nasıl yani?"

Verecek cevabim yoktu. Sadece bir an önce tüm yalanlardan kaçmak istiyordum.

"Hayatında kendi yalanlarınla sana mutluluklar. Ve sakın bir daha beni arama." Yerimden kalktım ve Rana'nın bana ayırdığı odaya doğru ilerledim. Uraz, arkamda kaldığı için yüzünü göremiyordum. Hoş, zaten yüzünü görürsem gitmek bir kez daha hiç olmadığı kadar anlamsız gelecekti.

Odaya girip kapıyı kapattıktan sonra ağlamalarım şiddetlendi. Rana odaya gelip ne olduğunu sorunca kollarımı ona doladım ve belki saatlerce orada öylece ağladım.

Ev kapısının sesi geldiğinde ise çoktan Uraz'ın çıktığını anlamıştım.

Gitmişti işte.

Ben gitmem ki diyen adam da hayatımdan gitmişti. Ben istemiştim ama bu kadar canımı yakacağını bilemezdim. Ki zaten her şey daha fazla canımın yanmaması içindi.

...

"Kızım, geleceğini neden haber vermiyorsun ya?" Annemin neşeli sesinde hiç beklemediğim bir özlem vardı. Kollarımı ona uzatıp kendime çektim. Uzun süredir özlediğim kokusunu içime çekip hasret gideriyordum. Gözlerim anlamsız yine dolarken geri çekildi ve içeri girmek için kolumdan çekiştirdi.

Valizin oracıkta öyle kalırken içeri girdim ve yanıma koşarak gelen minik Asel'e gülümsedim. "Prenses."

Kıllarını iki yana açarak bana koşarken "Zelal ablaa" diye mutlulukla bağırıyordu. Kocaman sarılarak sarı saçlarını okşadım. Özlemiştim.

İçeriden gelen erkek sesiyle üvey babamın da evde olduğunu o an anladım. Yanına giderek sarıldım ve kusa bir sohbetten sonra eski odama girdim.

Önce ılık bir duş ardından da temiz kıyafetler giydikten sonra kendimi yatağa bıraktım. En son ekranı ne zaman açtığımı bile hatırlamıyordum. Onca bildirim ve aramanın arasında Rana'nın konuşma ekranına girdim.

Rana: vardın mı Zelal?

Zelal: evet yeni gördüm mesajını.

Rana: sana bir şey söylemem lâzım   

Zelal: söyle

Rana: ama sakın kızma ha

Zelal: söyleyeceğim şeye bağlı

Rana: ben kısmayqvağının garantisini alayım bir

Zelal: söyle

Rana: kızma ama

Zelal: SÖYLE ARTIK.

Rana: peki...

Rana: Uraz'a hangi şehirde ve adresinin nerede olduğunu söyledim.

Zelal: ne?

Rana: çok ısrar etti ve bana her şeyi anlattı. Ne yapsaydım?

Zelal: Rana...

Zelal: her şeyi anlattı derken?

Rana: sana kendisi anlatmak istiyor. Ben söylemem

Zelal: Rana...

...

Bu bölümü okulda yazdım. Az önce de buraya geçirdim. Bu bilgi size YKS'yi kazandıracak.

Finale çoooooooooookk az kaldı.

Tabii özel bölümlerde okunma arttıkça gelebilir.

Kendinize iyi bakın.

Hoşça kalın...

FUTBOLCU || texting ✔ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin