Şükran adında bir kadınla dönmüştü eve,bir şey olmamış gibi geçip oturdular. Babası _ annenle sen küçük odada kalacaksınız,kardeslerin de diğerinde yatacaklar,bundan sonra ev işlerini sen yapacaksın,şükran annene saygısızlık yapmayacaksın,ne derse ikiletmeyeceksin. Karısı zar sor kızının yardımıyla yerinden kalktı _ne yaptığını sanıyorsun ben senin nikahlı karınım,yeter artık bize eziyetin . cümlesini bitirmeden kocası bir tokatla yere fırlatmıştı. Esme annesine koştu onu kaldırıp yatağına oturttu,ağzından kan geliyordu,dudağını patlatmıştı. Babasına bir şey söylemeye yeltenmişti ki annesi onun kolunu sıkmıştı,annesiyle göz göze gelmişti,ikisi de birbirine sarılıp ağlamaya baslamıştı,zaten ne yapabilirdi ki ,babası cüsseli bir adamdı,sadece içini dökecekti,başka bir şey yapamazdı. Zaten kardeşleri babasının yanında oluyorlardı,yaşları küçük olmalarına rağmen annelerine düşman yapmıştı babaları. _Bir daha bana karşı gelirseniz ikinizi öldürürüm,ben ne dersem olacak,şimdi ikiniz de odanıza defolun,sabah erkenden kalk kahvaltımızı hazırla; demişti... Esmenin kini,öfkesi,kızgınlığı,kırgınlığı daha da çoğalmıştı,özellikle babasına karşı duyduğu nefret...