Telefonumu cebime attım. Aynaya bakmadan evden çıktım ve karşı sokağa ilerledim. Karşı sokakta beni bekleyen Alexander Dallas'a yarım ağız gülümserken ellerimizi kenetlemesini izledim.
"Galiba tokat atmayı unuttun?" dedi sırıtırken.
"Hayır unutmadım."
"Sende istiyordun yani?" diye ekledi çatılmış kaşları ile.
"Çeneni kapatır mısın? Domatese dönüşmek hobilerim arasında da."
Kulağımı dolduran kahkahasıyla sırıttım. Eskiden tumblr giflerinden, onu gülerken izliyorken, şimdi yanımda gülüyor hatta kenetlenmiş ellerimizi arada öpüyordu. Gülerek geldiğimiz restorantın logosuna baktım. Tanrım Pizza Hut'taydık! Masaya oturup siparişlerimizi verdik. Cameron'la konuşurken yüzümüzde patlayan flaşla telefonumu elimden düşürdüm. Paparazziler, Cameron'a durmaksızın sorular soruyorlardı.
"Cameron Dallas karşınızdaki sizin sevgiliniz mi?"
"Adı ne?"
"Manken mi?"
"İtalyan mı?"
Cameron masanın altından elimi tuttu ve kalbimi kıran cümlelerini serdi.
"Sadece arkadaşız. İtalyanda değil, mankende."
Benim hakkımda her şeyi bildiğini söylüyordu ya hani? İtalyan olduğumdan haberi yoktu. Muhabirler uzaklaştıktan sonra telefonumu cebime atıp, masadan kalktım.
"Hey Rina bir sorun mu var?"
"Hayır Dallas bir sorun yok. Ben eve gidiyorum." dedim masadan uzaklaşırken.
Kolumu yakaladı ve kahverengi elmaslarını gözüme dikti.
"Dediklerim için üzgünüm. İtalyan olduğunu biliyorum bebeğim. Sadece bunu onlara söylemek onlara malzeme vermekten başka bir işe yaramaz. Üzgünüm." dediğinde gülümseyerek kollarımı boynuna doladım. Kollarını belimde, burnunu boynumda hissettiğimde kıkırdadım.
"Pizzaları paket yaptırıp eve gitsek? İzlenmesi gereken çok fazla film var." dediğimde başını salladı ve gülümsedi.
"Sen nasıl istersen bebeğim." derken alnıma bir öpücük bıraktı. İçeriye geçtik, paketleri aldık ve evde film izledik. Fifty Shades of Grey'i Cameron'la izlemek iyi bir fikir miydi emin değilim ama filmin yarısını bana bakarak geçirdi. Belki bizimde ilişkimiz mutlu sonla biter ha?
-
Hey guyz fhfndj
Hav ar yu?
Final değil
Ay lav yu so maç gays :*