Oh,Sorry

993 30 9
                                    

Alexander gitmeden önce onun zoruyla bir korku filmi daha izlemiş, çığlık atmış ve sonunda filmi kapatmıştık. Sorun şuydu ki, büyükannemin antika bebeklere takıntısı vardı. Ve, evde yüzden fazla antika bebek vardı. Odama çıkmak için merdivene yöneldim. İçeriden gelen kırılma sesi ile, çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Ses mutfaktan geliyordu. Telefonumdan polisi arayabilirdim. Fakat telefonum mutfakta şarjdaydı. Dışarı kaçmak için kapıya ulaşmam gerekiyordu. Kapı ise mutfağın çaprazında, salonun girişindeydi. Bir kırılma sesi daha geldiğinde, merdivenin kenarında duran saksıyı elime alıp mutfağa ilerledim. Bu cesaret nereden geliyordu bilmiyordum ama sonu ölümle sonuçlanabilirdi. Kapşonunu başına çekmiş birisini görünce saksıyı kafasına attım.

"Sikeyim Rina!" diye bağıran tanıdık sesle şaşkınlığımı saklama gereksinimi duymadım.

"Alexander?"

"Şuan beyin kanaması geçiriyor olabilirim Rina!" dediğinde dudağımı ısırdım.

"Oh, üzgünüm,"

"Rina galiba ölüyorum," dediğinde gözlerimi devirdim. Sadece kafasına plastik bir saksı yemişti.

"Ah, olamaz Cameron seni sevdiğimi unutma sevgilim," diyerek elimin tersini alnıma yerleştirdim. O ise gözlerini devirerek kendini yere attı. Gözleri kapalı olduğu için başına dökeceğim bir bardak sudan zarar gelmezdi.

"Se- Rina ne sikimi yapıyorsun?!" dediğinde gülmekten ağrıyan karnımı tuttum.

"C-ca-cameron," kahkaha atarken konuşamıyordum. Onunda güldüğünü gördüğümde sakinleştim ve dudağına bir öpücük verdim.

"Gecenin yarısında evimde ne arıyorsun Alexander?"

"Bilmem belki almam gereken bir şey vardır?" 

"Ne gibi?" dediğimde muzipçe sırıttı.

"Bekaretin gibi mesela?" 

---------

Gitti nomız Rina :(

ily all :*

Snapchat | c.dHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin