"Naruto.... ameliyat sırasında birkaç kez öldü." Herkes pembe saçlı kızın söylediklerini işlemeye çalışarak durdu. Hinata bu haberi duyduğunda daha çok ağlamaya başladı. "Bu nasıl olabilir?" diye sordu, gözyaşlarına boğulmuş bir şekilde.
"Sakura, bu tam-" diye gümüş saçlı adam sözünü tamamlamadan Sakura araya girdi titreyerek cevapladı: "Ben de ne olduğunu bilmiyorum. Onu ne kadar hayata tutmaya çalışsam da sanki..... Sanki....... ruhu buna karşı çıkıyormuş gibi savaşıyordu. Sanki yaşama amacı kalmamış... yaşam amacı ortadan kaybolmuş gibi nefes almayı reddediyordu." Pembe saçlı kız, konuşmaya devam ettikçe titremeye ve ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Bir doktor olarak şimdi güçlü kalması gerektiğini biliyordu
Bu onu içinde çok zordu hem takım arkadaşı. Hemde kardeş gibi diyeceği kişi gözünün önün de her seferin de ölmeye çalışıyordu , tek bir hatasında orada tamamen öle bilirdi. Bunun farkın da olmak bile onun için daha zordu
Kendi neslinin takımları ve senseyleri hepsi kendi düşünceleri için kayıp olmuştu. "Her zaman her şey gülen o sarışın yaşam amacını mı kaybetti? Yaşam anlamı mı bitti? Neden? Her şeyi başardıktan sonra neden?" Kimse bir şey demeden birkaç saat geçti. Naruto uyanmadığı için acil servis odasına alındı. Haberin tüm köye yayılmaması çok da uzun sürmedi bunun için Sakura ve birkaç güvenilir hemşire onunla ilgilenmeye başladı. Hastanenin herkesten izole edilmiş kısmına yatırıldı.
Olayın üzerinden bir hafta geçmişti. Gümüş saçlı maskeli adam, eski öğrencisini ziyaret etmek için hastaneye gittiğinde odada Shikamaru'yu buldu arların da bir kaç dakika sessizlik oluştu "Herhangi bir ilerleme var mı?" diye sordu, gözlerini yataktaki sarışın adamdan ayırmadan sordu.
"Hayır, durumu hala aynı," dedi Shikamaru kısaca cevap vererek.
"Peki, ondan haber var mı?" dedi gümüş saçlı maskeli adam, odada olduğu süre boyunca ilk kez göz teması kurarak sordu.
"Hayır, Naruto hastaneye kaldırıldığında ona mektup yolladım," dedi Shikamaru. "Kuş iki gün sonra geri geldi, aynı mektubu geri getirdi."
Gümüş saçlı adam, sessizliği derinleştiren odanın içinde bir köşeye doğru yürüdü ve pencereden dışarıya baktı. Dışarıda hava bulutluydu ve rüzgar hafifçe esiyordu. Bir an için sessizlik devam etti, arkasına dönmeden
"Sence Naruto olanların Sasuke ile ilgili olabilir mi?" dedi. Diken saçlı adam anlamayan gözlerle ona baktı. "Ne demek istiyorsun?"
Gümüş saçlı adam iç çekip dönüp ona baktı. "Naruto bir anda atak geçirdi, Sasuke'den bir haber alınamıyor. Ve Naruto en son sadece sasuke yüzün'den atak geçirmişti..... ikisinin arasında bizim bile anlamadığımız bir bağ var..... Naruto'yu bu hale düşürebilecek tek kişi o. Bunu gördükçe diğer öğrencim için daha çok endişelenmeye başlıyorum"
Shikamaru, bunu düşündükçe altıncının haklı olduğunu fark etti. İkisi arasındaki bağı kimse anlamıyor, o zaman asıl soru sasuke'yr ne oldu? Eğer Naruto bu haldeyse en kötüsünü düşünmek zorunda kaldılar
"Sai ile birlikte bir arama ekibini onu aramaya yollayacağım," gümüş saçlı adam ona baktı "çoktan bir ekip gönderdim ama sanırım daha fazla yardıma ihtiyacımız var"
O konuşmadan sonra dört gün geçti ve arama ekibi hiçbir şey bulamadan geri döndü. Durum daha da umutsuz görünmeye başladı.
.
.
.
.
.Her zamanki güneşli bir gününde, Hinata kocasının uyanmasını umarak hastaneye gitti. Odasına girdiğinde hala orada uyuyordu, her gün olduğu gibi onunla konuşmaya başladı. Duyup duymadığını bilmiyordu ama umudunu kesmiyordu.
"Biliyor musun, Naruto-kun? Bu aralar evde el yapımı ramen yapmayı öğreniyorum ama öyle sıradan değil, senin sevdiğin gibi Ichiraku Ramen'ı benzetmeye çalışıyorum ve..." Konuşmaya devam ederken mavi gözlerin ona baktığını fark etti. Sarışın ayağa kalmaya çalışırken, inci gözlü kadın onu durdurdu.
"Naruto-kun, sonunda uyandın! Dur sakın kıpırdama, ben hemen Sakura-san'ı çağıracam seni kontrol etsin," dedi hemen odadan çıkarak...
"Evet, durumu tamamen iyi. Uzun zamandır uyuduğu için vücudu biraz ağrıyacak ama Kurama çakrası sayesinde pek sorun olacağını zannetmiyorum," pembe saçlı kadın muayenesini bitirdikten sonra eski takım arkadaşına baktı. "Sonunda uyandın," sevinçle konuştu ama donuk, ruhsuz mavi gözler bulduğunda içinde bir şeyin yıkıldığını hissetti. Onu o kadar çok zamandır tanıyordu ama ilk kez böyle gözlerle karşılaşmıştı.
"Ah, Sakura-san, ne zaman eve dönebilir?" Hinata'nın sesiyle gerçekliğe döndü. "Ah, evet, şey, böyle giderse yarın taburcu olabilir," diyerek odadan çıktı, çıkmadan önce son kez arkadaşına bakarak odadan ayrıldı. Kapıyı arkasından kapatıp titrek bir nefes verdi " bir şeyler kesinlikle yanlış" ...
"Naruto-kun, iyi misin? Bir şey ister misin? Yerin rahat mı?" İnci gözlü kız, eşinin donuk gözlerini görmezden gelerek sordu. "Hinata, bana Shikamaru'yu çağırır mısın?" dedi,sesi boğuk ve ruhsuz geliyordu uyandığın'dan beri ilk kez göz teması kurarak konuştu. Kız bunun nedenini anlamadı ama dediğini yaptı.
.
.
."Uyanır uyanmaz beni çağırdın, duygulandım resmen-" diken saçlı adam odaya girerken konuştu ama gözleri arkadaşını donuk gözlerini bulduğunda bütün sevinci kursağında kaldı. "Onun hakkında bir haber var mı?" Hiç uzatmadan konuya girdi.
Asistanı iç çekip konuşmaya başladı. "Sen hastaneye kaldırdıktan sonra ona mektup gönderdim, ama mektup geri geldi ve üç gün sonra bir arama ekibi gönderdim. Dün geri döndüler, ve sonuç...olarak Hiçbir şey bulunamadı." ...
Tekrar arkadaşına Bakarak sordu "Naruto, sana ne oldu? Neden durduk yerde bu hale düştün?" Sarışın ne diyeceğini düşünerek pencereden uzaklara baktı. "O gece buradan çok uzakta olduğunu hissettim," Shikamaru'nun kafası karışarak sordu. "O kadar uzaktan çakrasını hissedebiliyor musun?" Sarışın sadece başını sallayarak cevap verdi.
"Savaştan sonra çakramız birbirine bağlandı, o zamandan beri farklı boyutlarda olsak bile birbirimizin nerede olduğunu biliyorduk," bundan sonra diken saçlı adam yutkunarak endişeyle sordu " peki o gece ne oldu ?'
"Çakrası bir anda tamamen ortadan kayıp oldu, bu benim için tamamen şok etkisi yaratarak atak geçirti," odada tamamen sessizlik hakim oldu.
Shikamaru'nun tek düşne bildiği 'Bir insanın çakrası sadece o insan öldüğünde ortadan kaybolur.' oldu
"Shika, birkaç ambu ekibi daha kur ve onu bul," diken saçlı adam, alnlamayarak ona baktı.
Ona göre Şu anda olası bir düşman olduğu için hazırlık yapmaları gerekiyordu. "Ama Naruto..."
"Shika, bu bir emirdir," diyerek cümlesini keserek konuştu. Arkadaşı sadece iç çekerek emri yerine getirmeye gitti.
Naruto hala pencereden dışarı bakarak düşüncelere daldı. "İlk önce onun ölümünü düşünmek bile ruhumu parçalamaya yetti, sanki yaşam amacım bitmiş gibi. Ama şimdi senin yaşadığına emin olduğum anlamsız bir hisle doluyorum..... neredesin?"
.
.
.
..
.
Beğenip , yorum yapmayı unutmayın!!
![](https://img.wattpad.com/cover/368537797-288-k379478.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhların Buluşması «Narusasu»
Romanceİki beden bir birlerini bulamazsa bile iki ruh tekarar bir birini bulur