Takım 7, köye doğru ilerlemeye devam ederken, Konohamaru'nun kafasında birçok soru vardı. Tek başına seyahat eden bu gizemli çocuğun varlığı ona tuhaf gelmişti, ancak çocuğun hiçbir çakra belirtisi göstermemesi, onun düşman olma olasılığını düşünmesini engelliyordu. Ama az önce gördüklerinden sonra artık neye inanıacağanı anlamıyordu.
Diğer yandan, Sarada, Boruto ve Mitsuki hala bu gizemli çocuğa bakıyorlardı. Çocuğun sadece bir el hareketiyle bir ANBU üyesini ağaçlara parçalayarak fırlatması, onları şaşırtmıştı. Tahminlerine göre, yaşıtları olan bu çocuğun bu kadar güçlü olmasını beklemiyorlardı.
Herkes kendi sorularıyla boğuşurken, gergin bir hava etrafı sarmaya başladı. "Moon, neden o ANBU üyesine öyle davrandın? Onunla konuşabilirdin," dedi Mitsuki.
Moon, dönüp takıma tekrar baktı. Karşılaştığı takımdan rahatsız olmadığı için onlarla gelmişti. Eğer isteseydi, tek başına ve daha hızlı gelebilirdi. Ama nedense onlarla gelmek istedi.
"Çünkü o bana dokunmaya çalışmaya cüret etti," basitçe cevapladı.
Diğerleri, Mitsuki'ye katıldı. Ne kadar bilgi alabilirlerse o kadar iyi olurdu. Gözlüklü kız, "Tensel temastan rahatsız mı oluyorsun?" diye sordu.
Moon, yüzünde hafif bir gülümsemeyle cevapladı: "Öyle bir şey işte, bana dokunmasına izin verdiğim bir tek kişi var o da: Güneşim."
Bu cevap karşısında dörtlü şaşkınlık içinde kaldı. Sarışın düşüncelere daldı ve kendi kendine, 'Hem kendi ismi acayip hem de aradığı kişinin adı tuhaf. Acaba o da Moon kadar güçlü mü? Ve eğer öyleyse böyle bir düşman edinmek istemem' diye düşündü.
Moon, etrafına bakındı. Fark eden kız, "Moon, bir sorun mu var?" diye sordu. Siyah gözler, duraksayıp ona baktı. "Bu adamlar daha ne kadar bizi takip edecek?" diye sordu.
Dörtlü, 'Çoktan fark etmiş' olduğunu aynı anda düşündüler. Kız hemen kaçmak veya bir açıklama yapmak için etrafına baktı. "Bak, bu sarışın, Hongoku'nun en büyük oğlu. Ona eşlik etmek için takip ediyorlar," dedi. Siyah gözler, önce birkaç dakika sarışına baktı, sonra onaylayarak arkasını dönüp yola devam etti.
Diğerleri rahatlayarak yola devam ettiler.
Yol boyunca sessizlik hakimdi. Herkes kendi düşüncelerine daldı ve önlerindeki belirsizliklerle başa çıkmaya çalıştı.
.
.
.
.Naruto ofis penceresinden dışarı bakarken, asistanı onun dikkatini çekmeye çalışarak sorar: "Bir sorun mu var, Naruto?" Mavi gözler hala boşluğa bakmaya devam ediyordu. "Naruto... Naruto!!"
"Bir şey mi dedin, Shika?"en sonun da arkadaşına bakmak için döndüğü de sordu
Asistan şaklaklarını masaj yaparak sordu, "Nereye daldın böyle?"
"Bilmiyorum, bir anda tuhaf bir duyguya kapıldım şey gibi... öz-" Devam edemedi, çünkü bir Ambu ofiste belirdi. "Hongok-sama, kabalığımı maruz görün, ama acil rapor vermeme izin verin."
Bunu gören Shikamaru ve Naruto şaşırdı, başını sallayarak devam etmesine izin verdiler. "Efendim, Takım 7 ile birlikte bir kişi daha geldi. Uzaktan bakıldığında, çıkarı yokmuş gibi geliyordu, ama ondan büyük bir güç aurası yayılıyordu. Öyle ki saklayanmıyordu bile. Onu, 3 yıldır aranan yabancı olma ihtimaline karşı sorguya çekmek istedik. AmbuX, onu yakalamaya çalışırken o tek hamlede rüzgar ile onu metrelerce savurdu. Bu da onun beş ulusta aranan çocuk olma ihtimalini yükseltiyor."
Bunu duyunca ikisi de alarma geçtiler.
"Peki, şu an nerede?" Sarışın hemen sordu. "Şu an Takım 7 ile birlikte kendi isteğiyle köye geliyor," diye açıkladı.
"Neden bütün köyleri geziyor ki?" Shikamaru kendi kendine mırıldandı.
Shikamaru'un duyan Naruto düşünceli bir şekilde başını salladı. "İlk olarak onun amacını ve niyetini öğrenmeliyiz. Takım 7 ile birlikte bu gizemli kişiyle konuşmamız gerekecek. Onun niyetlerini anlamak için doğrudan onunla iletişim kurmalıyız." dedi.
Shikamaru, "Ama dikkatli olmalıyız. Eğer gerçekten beş ulusun aranan çocuğuysa, güçleriyle tehlike yaratabilir. Herhangi bir olumsuz duruma karşı hazırlıklı olmalıyız." uyarısında bulundu.
Naruto, "Haklısın, Shikamaru. Bu yüzden dikkatli olmalıyız ve her ihtimali göz önünde bulundurmalıyız." dedi.
Köyün güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almak için hızlı bir şekilde harekete geçtiler. Joninler ve ANBU birlikleri, köyün etrafında ve içinde devriye gezmeye başladılar, herkes olası bir tehlikeye karşı hazır olmalıydı.
.
.
..
.
."Sonun da köye vardık ," diye iç çekti sarışın, ilk kez bu kadar gergin bir yolculuk yapmıştı ve tam anlamıyla iğrençti.
"Rahatlama, Boruto, ilk önce hep birlikte Hongok-sama'nın yanına gitmeliyiz," diye uyardı yanındaki kişiyi hatırlatarak senseyi
"Kuleye gitmek kolay, asıl sorun herkesin dikkatinin bizde olması. Resmen kendimizle birlikte herkesin dikkatini çekecek süper yakışıklı bir çocuk var," Sarada mırldanarak konuştu diğerleri hep bir ağız' dan iç çekti
Yol boyunca bütün gözler üstlerindeydi, daha doğrusu yanlarında ki kişi deydi.
"SARADA!!" Uzaktan kızıl saçlı kahverengi tenli bir kız bağırdı. "Chocho!?" Olamaz. Arkadaşı uzaktan hızla koşarak yanlarına geldi. "Sarada, hoş geldin ve-" yanlarındaki çocuğa bakarak yüzü iyice kızararak, "şey, bu yanınızdaki de kim? Bizi tanıştırmayı planlamıyormusun?" diye sordu ve daha sonra arkasından Shikadai ve Inojin de gelip yeni çocuğu incelemeye başladı.
Chocho, Sarada'yı beklemeden "Merhaba, ben Cohcon Akimachi," dedi. Karşısındaki yeni gelenler tamamen ilgisiz olarak onlara bakıyordu. "Moon," dedi, Cohcon'a uzattığı eli. Havada kaldığını görünce geri çekildi.
Yeni gelen üçlü hep birlikte "Moon mu!??" Tek bir ağızdan sordular. "Evet, adımla ilgili bir sorunumuz mu var?" Gözlerini kısarak sordu. "Hayır, hayır, sadece çok rastlamadık bir isim. Ben Shikadai, bu arada," dedi. "Ve ben de Inojin," diğeri sahte bir gülümsemeyle kendini tanıttı.
Moon, hiçbir şey demeden etrafta gözlerini gezdirmeye devam etti.
yeni gelenler hiç ilgi göstermiyordu" Çocuklar" herkes
Sesi duydukları tarafa döndü
" Acil bir işim olduğunu hatırladım bensiz moona eşlik ede bilirmisiniz?" Üçlü senseykerine baktı" Sorun değil sensey sen gide bilirsin" sarışın kimsenin cevap vermesine fırsat vermeden konuştu ve tekrara arkadaşlarına döndü
Yeni gelen üçlü gözleri ondan ayırmak için sarışın araya girdi. "Ve siz burada ne arıyorsunuz?" Bununla bütün dikkatleri sarışına verdiler. "Ah, biz hamburger yemeye gidiyorduk, yolda sizi görüp davet etmek istedik," Inojin her zaman olduğu gülen yüzüyle cevapladı.
"Maalesef, bizim gitmemiz gerken bir yer var," dedi kuzgun saçlı kız. "Ama neden ? Hadi Boruto, en azından sen gel. Hem yeni bir hamburger çeşidi gelmiş, diyorlar, gidip onu deneyelim," dedi diken saçlı çocuk.
Boruto, bütün iradesini kullanarak dişini sıkarak reddetti, bununla karşısındaki üç kişi dillerini tuttu. Gözleri yuvaların' dan fırlamak üzereydi
Uzumaki Boruto, hamburger yemeyi reddetti.
Kahve renkli tenli kız merakla " a.ama neden , hamburger bile vakit aramayacağını bu kadar önemli ne var "
Sarışın iç çeker " sadece yanımız da ki kişiyi yani moonu hemen , hongok kulesine götürmemiz gerek -" dedi.
Sihkidai araya girdi " o çocuk çoktan gitti"
O_o
:0
(⊙෴⊙)
(・o・)
(●__●)
•́ ‿ ,•̀
"NEEEEEEEEEEEE!!??!??"
---
Beğenip yorum yapmayı unutmayın.
![](https://img.wattpad.com/cover/368537797-288-k379478.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhların Buluşması «Narusasu»
Romanceİki beden bir birlerini bulamazsa bile iki ruh tekarar bir birini bulur