"Olur ama eli boş mu gideceğiz?" Dedi Ayaz. "Markete gidelim önce."
İkisi markete doğru yol aldılar, markete geldiklerinde Ayaz market arabası aldı. Arzu raflarda ilerlerken aklına geldiğini arabaya koyuyordu, Ayaz ise itiraz etmeden arabayı sürmeye devam ediyordu. Arzu tüm rafları gezip aklına geleni aldı. Geneli yiyecek üzerineydi. Bir tane de baklava alıp market arabasına koydu.
"Bitti," dedi Arzu. Ailesine ilk defa böyle yardımda bulunuyordu, o yüzden yüzü gülüyordu.
Ayaz gülümseyip kafasını salladı. Market arabasını kasaya getirdi ve aldıklarını kasaya dizdi. Kasiyer kadındı ve Arzu ile yaşıttı. Kadın iki de bir Ayaz'a gülümsüyordu. Her şeyi geçtikten sonra bir tane poşet verdi. Ayaz poşeti tutarken Arzu poşete yerleştiriyordu. Yerleştirme bitince Ayaz kadına baktı. "Altı yüz yirmi kuruş, " dedi kadın. Ayaz kartını post cihazına bastı. Fişi aldığında kadın ona döndü.
"Ayaz hocam, Erdal iyi mi?" Dedi.
Ayaz kaşlarını çatarak ona baktı, "Erdal kim?" Dedi.
"Okuldan, hoca değil misiniz? Karıştırdım mı yoksa?" Dedi kadın.
Ayaz'ın girdiği öğrencilerden biri Erdal'dı. Bu kadında Erdal'ın ablasıydı, anne babası yoktu ve kardeşiyle o ilgileniyordu.
"Melis hanım," dedi Ayaz. Melis kafasını salladı. Ayaz elini uzattı, ve Melis elini tutup üç kere salladı. "Nasılsınız?"
"İyiyim hocam, teşekkür ederim," dedi Melis. Yüzü biraz fazla gülüyordu Arzu'ya göre.
"Erdal iyi gibi, okuması biraz yavaş. Çalışmıyor sanki bu aralar," dedi Ayaz.
Melis anlayışla kafasını salladı. "Ben ilgileneceğim hocam," dedi.
Ayaz ile Arzu dışarı çıktı. "O kim?" Diye sordu Arzu.
"Melis, Erdal'ın ablası. Öksüzler, bi ara yardımda bulunmuştum. Oradan tanışmıştık," dedi Ayaz.
Arzu kızı ilk kıskansada şu an kızın haline üzülmüştü. Kısa zamanda ailesinin evinin önüne gelmişti. Arzu kapıyı çaldı ve açan abisi olmuştu!
Arzu'nun abisi Altan, Arzu küçükken okumak için ailesinden kaçmıştı. En son on yaşında görmüştü abisini, abisinin on yaşından bu yana şimdi ilk defa görüyordu.
Abisini gördüğü gibi gözleri dolmuştu, abisinin boynuna atladı. Abisi de ona sıkıca sarılıp etrafında döndürdü. Arzu abisinin kucağından indikten sonra Ayaz'a "Abim bu!" Dedi.
Ayaz ve Altan erkekçe tokalaştılar. Herkes içeri girmişti. Altan Ayaz'a baktı ve "Sen şu meşhur Ayaz olmalısın?" Diye sordu. Ayaz kafasını salladı. "Ben Altan."
"Memnun oldum," dedi Ayaz. İçeri Hazel girince Ayaz ayağa kalktı, Hazel ile selamlaştı. "Poşeti mutfağa koydum."
"Ne gerek vardı oğlum, ne diye yordun kendini!" Dedi Hazel.
Öyle konu konuşulurken konu bir anda Arzu'nun boşanmasına gelmişti.
"Ben hiç sevmiyordum o adamı, o adam gitti eve huzur geldi. Hep bir stres vardı evde," dedi Altan.
"Keşke vermeseydim kızımı o adama, baksana şimdi dağ gibi damadım var!" Dedi Hazel. Eli ile Ayaz'ın bacağına iki kere vurdu.
Ayaz sırıtırken abisinin yanında olan Arzu'ya kaşı ile annesini işaret etti. Annesi hâlâ Ayaz'ı 'damadım' diye konuşuyordu. Ayaz da Arzu'ya "damat" dediği için gönderme yapıyordu.
"Arzu gel biz yemek hazırlayalım, baban da gelir birazdan," dedi.
Arzu ile annesi Hazel mutfağa geçti. Annesi poşeti eline alıp içindekileri tezgaha döktü. "Baban bile almıyor bunları.. ne iyi birini bulmuşsun kızım," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUKLA
ChickLitZorla evlendirildiği adam ile, kalbinin ait olduğu adamla arada kalan kızın hikayesini konu almaktadır.