7. bölüm: Morluk

42 7 3
                                    

Ayaz kafasını kitaptan kaldırmayıp kafasını sallamakla yetindi. Aslı elinden kitabı çekip aldı. "Konuşalım az ya, yeniyim ben buralarda. Buralardan bahsetsene bana."

Ayaz, isteksiz bir şekilde sohbete başladı. Ama daha sonra gülüşmeye ve kaynaşmışlardı. Camdan dışarıya bakarken Arzu'nun geldiğini fark etti. Çocuklarla beraber seksek oynuyordu. Ayaz, Aslı'yı dinlemeyi bırakmış, gülümseyerek Arzu'yu izliyordu. Ayağa kalkıp pencerenin yanına yaklaştı. Pencereyi açıp pervaza yaslandı.

Arzu kızlarla oyun oynarken, erkek çocuklardan bir öğrenci Arzu'nun yanına geldi. "Ben sana aşık oldum!" Dedi.

Arzu şaşkınlıkla küçücük çocuğa bakıyordu. Ayaz'ın sesini duyunca kafasını oraya çevirdi. "Arzu bana aşık, benim sevgilim o!" Dedi gülerek çocuğa.

Çocuk sinirle Ayaz'a baktı ve Arzu'nun elinden tuttu. "Sana yemek getiriyor mu? Bana getiriyor!" Dedi.

"Bana yemek getirmek yerine yemek yapıyor," dedi Ayaz. Çocuk bu lafın üzerine daha çok sinirlenip Ayaz'ı kıskandırmak adına Arzu'nun elini öptü.

"Sen öpüyor musun? Ben öpebiliyorum!" Dedi bağırarak.

"Lan.. dur bekle geliyorum!" Dedi Ayaz çocuğa. Birkaç dakika sonra Arzu ile çocuğun yanına geldi.

Çocuk Arzu'yu Ayaz'dan uzaklaştırmak için çekti. Ayaz'da Arzu'yu çekince, Arzu ile çocuğun eli ayrıldı. Çocuk bir an ağlamaya başladı ve yanlarından uzaklaştı. "Ne çok seven var seni de," dedi Ayaz.

"Değerimi bilmeyenler utansın," dedi Arzu Ayaz'ın yanından uzaklaşınca. Kızlarla farklı oyun oynarken, bir yandan da gözü Ayaz'daydı. Ayaz'ın yanına elinde A4 kağıtları ile Aslı geldi.

"Hocam bunlara bakmamız gerekiyor, öğrencilerin gelişimi için," dedi. İkisi beraber öğretmenler odasına geçti. Arzu çocuklarla biraz daha vakit geçirdikten sonra kendisi de öğretmenler odasına geçti. Kanepeye oturup Ayaz'a baktı. Masada Aslı ile beraber kağıtları inceliyordu. Ayaz arada bi dönüp kendisini kontrol ediyordu.

Öğretmenler odasının kapısı tıklatıldı, içeri saçını tutan küçük bir kız girdi. "Arzu abla saçımı bağlayabilir misin?" 

"Kızım çık dışarı!" Diye kızdı kıza Aslı.

Arzu ilk başta Aslı'ya baktı. Neden bağırdığını anlamamıştı. "Bağlarım tabii ki de!" dedi Arzu. Kız ilk başta Aslı'ya baktı. Kızcağını sandığı için kıpırdamadı. Ayaz, "Geç bakalım," dediğinde kız Arzu'nun yanına geçti.

Arzu'nun önünde durup sırtını döndü. Saçlarını arkaya attı ve tokasını Arzu'ya verdi.

"Nasıl yapayım?" Diye sordu Arzu.

"Seninki gibi olsun!" Dedi kız. Yani örgülü olacaktı saçı. Arzu kızın saçını örmüştü, bitirince kız saçına dokundu ve "Çok güzel oldu!" Diyerek odadan çıktı.

Hava kararmıştı, Ayaz ile Aslı hâlâ A4lere bakıyordu. Arzu ayağa kalkınca Ayaz Arzu'ya baktı. Ayaz, kendisine ait olan A4leri alıp dosyasına koydu. "Geri kalanını evde hallederim," dedi.

"Daha erken değil mi? Kalsaydın keşke," dedi Aslı. Aslı'nın lafı üzerine Arzu'nun kaşları çatıldı.

Ayaz, Arzu'yu fark edince "Gitmem gerekiyor, maalesef" dedi. Cümlesinde bir ima vardı ama Arzu bunu anlamamıştı.

Arzu ile beraber dışarı çıktılar. Arabaya binip eve geldiklerinde herkes çoktan uyumuştu. İkiside yatağa geçtiklerinde Arzu Ayaz'a sırtını döndü. Ayaz dünden sonra sarılıp uyumaları gerektiğini düşünüyordu ama hâlâ Arzu tripliydi. Ayaz arkasından Arzu'nun beline sarıldı. Arzu'nun açık  olan omzunu öptü. Arzu ise tişörtü ile açık omzunu örttü.

KUKLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin