Akşam karanlığı etrafı sarmaya başlamıştı. Tomris binanın giriş kapısında durmuş tam karşısına dikkat kesilmiş elindeki çayını yudumluyordu.
Yanına gelen Ali'ye sordu. ' Ali tanıdığın en iyi istihbaratçı kim?' Ali biraz düşündü. ' Komutanım bildiğim birkaç iyi istihbaratçı var.'
Tomris hala ciddiyetle aynı yere bakarken tekrar konuştu. ' Ali iyi demedim en iyi istihbaratçı diye sordum.' diyerek yeniledi sorusunu.
' Komutanım aklımda bir isim var ama bizzat tanımıyorum. Sadece lakabını biliyorum. Zaten kimsede ne yüzünü görmüş ne sesini duymuş.
Tomris güldü. İşte aradığı cevap geliyordu.
' Demek kimse görmedi yüzünü' dedi. Ali kafasını olumsuzca salladı. ' Hayır komutanım, gerçekten çok iyi istihbaratçı, kendini çok iyi gizliyor, baksanıza biz bile tanımıyoruz.' dedi hayretle konuşurken.
Tomris' Adı gibi hayalet diyorsun yani.' dedi gülümsemeye devam ederken.
Ali ' Evet komutanım öyle valla.'
Tomris ' Ali şu listene hayaleti de ekle .' dedi.Ali endişeyle' Ama komutanım nasıl bulacağız hayaleti, adam bulduğu bilgileri bile bir şekilde görünmeden gelip veriyor karargaha.'
Tomris çayını yudumlayıp' O bize gelecek' dedi emin tavrıyla.
Ali şaşkın bakışlarını Tomris'e çevirdi.
Tomris hala karşısına bakarken konuştu hafif sesini yükselterek ' Haftaya timdeki diğer askerlerin yanında yeri al hayalet, gecikme, bekletilmeyi sevmem, bilirsin.' dedi.
Ali, Tomris komutanının baktığı yere baktı ama kimseyi görememişti. Etrafına göz gezdirdi. Bakışını ormanlık alana çevirince başında kapşonu olan birinin ormanın içine doğru yürüdüğünü gördü.
Ali' Ohaa hayalet burdamıydı ?' şaşkınlığını gizlemeyerek kurmuştu bu cümleyi, aklı başına gelince, Tomris'in kızgın bakışlarını gördü' Komutanım afedersiniz, bir anda çıktı ağzımdan.'
Tomris eli arkasına içeriye yönelince Ali arkasından seslendi' Komutanım nasıl anladınız, o tarafa bakmıyordunuz bile nasıl gördünüz, tanıyormusunuz yoksa hayaleti.' diye sordu merakına yenik düşerek.
Tomris Ali' ye omzunun üzerinden baktı ' Gözünü dört aç Ali, etrafında olup bitenlere dikkat et' dedi. İçeri yürümeye devam etti.
' Ayrıca sende tanıyorsun onu, sadece o kendini çok iyi kamufle ediyor işte bu yüzden istiyorum onu.' dedi.
Ali, Tomris komutanla geçirdiği bu iki günde resmen hayran olmuştu ona. Bu kadar zeki,iyi gözlemci, harika plan kuran bir komutan daha tanımamıştı. Bir an için onun timinde o da olmak istedi.
.
.
.Tomris yemekhanede yemeğini yerken karşınsındaki sandalye geri çekildi. Tanju Üsteğmen karşısındaydı.' Oturabilir miyim?.' Eliyle karşısını gösterdi Tomris oturması için.
Tanju da yemeğini yemeye başlamıştı. Alttan alttan da Tomris'i izliyordu.
' Nasıl her konuda bu kadar iyi olmayı başarıyorsun ' diye sordu. Resmiyeti bir kenara bırakmıştı. Ne de olsa yıllardır tanıyorlardı birbirlerini. Tomris gözlerini yemeğinden kaldırıp Tanju' ya baktı. Lokmasını yuttu. Ağzını peçeteye nazikçe silip, histerik bir gülüş kondurdu dudaklarına.
'Her konuda değil Tanju, ben iyi evlat olmayı beceremedim,sokağa terk edildim. İyi anne olmayı beceredim çocuğumu kaybettim. İyi eş olmayı beceremedim yine terk edildim. Becerebildiğim tek şey asker olmak benim.Bırakta onda da iyi olayım ha.' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEMİN OLSUN
Teen FictionAli kim bu asker' dedi. Ali 'ye dönerek. Gülerek cevap verdi Ali ' Adaşım komutanım Ali Demir Deli Dumrul derler burada ona.' dedi . Hoşuna gitmişti Tomris' in ' Deli Dumrulll dedi uzatarak.' Neden çuval taşıyor peki? ' diye sordu. Ali' Cezalı komu...