Karşım da annemi görünce olduğum yere resmen çivilenmiş gibiydim. Ağzımı bıçak açmıyordu. Bakışları, duruşu aynıydı.
Saçlarının rengini hala değiştirmemiş. Kendimi bildim bileli hep platin sarısıydı. Vücut hatlarını belli eden dizinin biraz üstüne biten mavi bir elbise giymiş. Elinde küçük bir el çantası vardı. Yüzüne baktığım da direk gözlerim gözlerini buldu.
Kendinden emin bir şekil de;
''İçeri buyur etmiyecek misin? Azra.'' Dedi annem.
Arkamdan biri sarılınca çığlık attım.
''Yakaladım seni işte.'' Yavaş yavaş kafamı arkaya çevirdiğim de karşımda sırıtan Miran'a gördüm.
Fısıltı bir halin de;
''Miran lütfen beni buradan götür.'' Kollarını belimi sıkıca sardı. Başını olumlu anlamda sallayarak bana baktı.
Gözlerim dolmaya başlamıştı. Nefret ediyorum bu huyumdan.
Miran bakışlarını arkama çevirince ilk önce 2-3 dakika boş boş baktı sonra elimden tuttuğu gibi beni evden çıkarmayı başardı.
Asansörü beklememiştik bile. Öyle bir inişimiz vardı ki ayaklarım birbirine dolanıyordu. Düşmemek için resmen çabalıyordum.
Araba hemen karşımız da ki kaldırım da park halin de duruyordu. Elimi bırakmadan karşıya geçtiğimiz gibi arabanın kapısını açtı ve beni bindirdi. Miran elini emniyet kemerine uzattığın da koluna bir damla yaş düştüğünü görünce ellerimle hemen göz yaşlarımı silmeye yeltendiğim de benden önce davranarak iki elinin baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi.
Hiç bir şey demeden emniyet kemerimi taktı ve sürücü koltuğuna yerleşti.
Elim ayağım titriyordu. Kontrol etmek istiyorum ama bir türlü beceremiyorum.
Annem gelmişti annem. Kulağa ne de tuaf geliyordu.
Önceden olsa boynuna atlardım. Ama onca yaşattıklarından sonra boynuna atlamayı geçtim. Dönüpte suratına bakmam.
Hiç bir şey olmamış gibi karşıma çıkabiliyor. Ne bu rahatlık ya.
Elimin üstün de el hissedince birden irkildim.
Başımı çevirdiğimde 1 çift yeşil gözle karşılaştım.Kendimi toparlamaya çalıştım tam ağzımı açıp bir şey diyecektim ki. Benden önce Miran davrandı.
"Ev de konuşuruz olur mu? Ayrıntılı bir şekil de" başımı olumlu anlamda salladım ve elini kavrayıp sıkıca tuttum. Miran da bana destek verir bir şekilde elimde sıktı.Arabayı özenli bir şekilde garaja park ettikten sonra emniyet kemerlerimizi çıkartıp arabadan indik.
Nereden gideceğimi bilmediğim için Miran'a baktım. O da yanıma gelip belime sarılarak beni yönlendirdi. Sesimi çıkamadım ben de ona ayak uydurdum.Bu gece her şeyi Miran'a anlatıcaktım. Yoksa bir daha bu cesareti ne kendimde ne de onda bulabilirdim.
Annemin gelmesi de aslında bir bakıma iyi olmuştu. Ama böyle bir zaman da böyle bir günde beklemiyordum.İyi yönü benim kendi ayaklarımın üzerinde durduğumu gördü. Kötü yönü ise ben daha buna hazır değildim.
İçeri girdiğimiz de geniş ferah ve gösterişli eşyaların olduğu genellikle altın Sarısının hakim olduğu salon olduğunu anladığım yere doğru ilerledik.
"Buyur geç otur. İçecek bir şeyler ister misin? Azra " gösterdiği yere oturarak.
"Su" tamam der şeklinde başını sallayarak gitti.Çok geçmeden elinde kocaman bardak ve bir ilaçla geldi.
"Al bunu iç ağrı kesici birazdan basın ağrır sulu göz"
Zar zor gülümseyerek elinde ko ilaçla suyu aldım ve hemen içtim.
"Teşekkür ederim." Bardağı karşımda duran masaya koydum o sıra da Miran da karşıma geçip oturdu.
"Şimdi nasıl hissediyorsun kendini? "
"Biraz daha iyiyim" dedim.
"Peki, o zaman eğer anlatabilceksen anlat dinlerim ben."
Derin bir nefes aldım. Ve başladım."Miran ben aslında senin bildiğin gibi biri değilim. O karşım da duran annemdi.
Yıllar sonra karşıma çıktı. Hiç bir şey olmamış gibi. Ben onun yüzünden öz babamı bilmiyorum. Baba sevgisi nedir hiç tatmadım, hoş anne sevgisinde tatmış değilim.
Annem benim çocukluğumu alt üst eden bir kadın. Ben doğduğum zamandan beri hep sultanımın yanında kaldım. Ve en önemlisi ben neden ayrı bir hayat seçtim biliyor musun? Söylediklerim yüzünden belki yüzüme bakmazsın yada beni bu evden kovabilirsin haklısın derim.
Benim Annem Bir fahişe. Karşısında ki şirketle eğer anlaşamazsa kendini öne sürüyor. Ben bunu öğreneli 2.5 sene oldu. Ben o kirli parayı yememek için tertemiz bir sayfa açtım. Şimdi karar senin ne dersen saygı duyarım. Elbet bir gün öğrenecektin o yüzden benden duyman daha doğru."Başımı öne doğru eğdim. Miran'ın bir şey demesini bekledim ama o aksine gelip bana sarıldı.
"Her şey geçicek sevgilim ben senin her zaman yanındayım. Bunları senden duyman daha iyi oldu. Bu dünyada gördüğüm en güçlü kızsın sen." Göz yaşlarım benden bağımsız şekilde akıyordu.
Ne zamandan beri bu kadar sulu göz bir kız olmuştum ben.
Miran'ı ben gerçekten seviyordum. Yaptığım bir iyiliğin en güzel hediyesiydi.
Kollarımı sıkıca doladım ona.Ağzımdan bir hıckırık kaçınca Miran kollarını benden ayırıp elleriyle yüzümü avuçladı.
"Şitt ağlama koca bebek ağlayınca çok çirkin oluyorsun." Göz yaşlarımı baş parmağıyla silerek gülümsedi. Bende karşılıksız bırakmadım ve bende gülümseyerek karşılık verdim.2-3 saniye öyle baktık birbirmize ve Miran yüzünü yavaş yavaş bana getirmeye başlayınca ne yapacağımı şaşırdım. Ve vee
Dudağımda sıcak bir nefes hissedince ben de kendimi ona bıraktım.
Bu çocuğun beni profosyonelce öpmesine hayret ediyordum. Ben bu kadar becerikse davranırken kendimden utanıyorum.
Birden beni kucağına alınca utancımdan elimi nereye koyacağımı şaşırdım. Bende ellerimi Miran'ın saçlarının arasına koydum.
Nefes nefese kaldığım da Miran'da ayrıldım ve ellerimle yüzünde gezdirdim.
"Miran ?"
"Hımm"
"Biliyor musun?"
"Neyi?"
"Sen benim bu dünya da ki tek doğrumsun."
Yanağına kocaman öptüm.O da benim yaptığımı yaparak yanağımdan kocaman öptü. Ve beni kaldırmadan bacaklarımı beline dolayarak Kollarımı da boynuna dolattırdı ve koltuktan kalktığı gibi merdivenleri çıkmaya başlayınca Miran'a baktım.
"Nereye gidiyoruzzz? "
"Bugün her ikimiz de erken kalktık ve yorucu bir gün geçirdik biraz uykuyu haketmedikmi? " gülümsedim.
"Evet. Zaten tek bir hafta sonum vardı o da zehir oldu." Elini dudağımın üstüne koydu.
"Şitt daha gün bitmedi."
Yatağa yatırdıgı gibi yorganın altına girdim. Üstüm de pijamalarım olduğu için sorun yoktu.Miran her zaman ki gibi üstünde ki Tişörtünü çıkartı ve her seferin de yaptığı gibi üstüne bir şey giymedi. Altı kısma geldiğini anlayınca bana pis pis sırıtan Miran'a kötü kötü baktım ve gözlerimi ellerimle kapattım.
"Tamam acabilirsin sulu göz." Ellerimi yavaşça açtığım da karşim da mavi bir eşofmanla duran Miran'a baktım.
Mavi Imm yakışmış.Yavaşça yorganı açtığı gibi o da yatağa yattı.
"Şeyy sen her seferin de üstüne bir şey giymeden mi? Uyursun."
"Evet canım alışsan iyi olur." Alışmak mı?
"Nie ben alışıyormuşum."
"Çünkü Azra hanım bundan sonra beraber uyuycagız." Her gün mü?Tam ağzımı açıp bir şey diycektim ki engelledi beni.
"Hadi uyuyalım artık"
"Tamam" gülümseyerek son kez baktım ve arkamı dönüp yattım.Valla Mirancıgım kusura bakma ben hiç sana bakarak uyuyamam zaten şu durum da bile zor uyurum ben.
Kollarını sıkıca sararak yanağıma bir öpücük konduran Miran'a içimden geçen son bombayı patlattım.
"Sana ihtiyacım var adam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Numaralı Masa !
RomanceGenç bir adamın gözünü intikam hırsı ile yanıp tutuşması ve Masum bir genç kızın hayatını intikam yüzünden alt üstü olması.