2. Bölüm: Önemli Bir Karar

39 6 17
                                    

Abimin odasında bekliyordum. Hiç kimseye soru sorma fırsatı vermemiştim. Sadece abimle konuşmak istiyordum. Gerçi onunla yüzleşecek cesarete sahip miydim bilmiyordum.

Kapı açıldı ve abim içeri girdi. Bir şey sormasına fırsat vermeden ona sarıldım ve ağlamaya başladım. Kendimi tutamadan hıçkıra hıçkıra ağladım. Ani tepkim karşısında afallamıştı.

"Seni çok özledim aptal" dedim usulca. "Ben de seni özledim şapşal" dedi. Küçüklüğümüzden beri birbirimize bu şekilde hitap ediyorduk.

Zorlukla geriye doğru çekildiğimde oturması için yatağı işaret ettim.
Oturduktan sonra "Ne oluyor?" diye sordu "Annemle babam nerede?"
Meraklı gözlerle bana baktı. Midemdeki düğümü görmezden gelerek "Annem cennette, ateş kralı ise cehennemde." diye yanıtladım sorusunu.

Kaşlarını çattı. "Ne saçmalıyorsun?" diye sordu. "Gel benimle" diyerek ayağa kalktım. Odamın önüne geldik. Kapıyı açtım.

İçerisi kan ve ceset kokuyordu.

Gördükleri karşısında şok olmuştu. Gözleri doldu. Dudaklarını birbirine bastırdı. Bir açıklama yapmam için bana baktı. Ona baştan sona her şeyi anlattım. Anlatırken göz teması kurmaktan kaçındım. En sonunda çenemi tutup ona bakmam için başımı kaldırdı. "Bana bak" dedi "Senin suçun değildi. Kendini suçlama." Hâlâ gözlerine bakmıyordum.
"Bana bak şapşal" dedi. Sonunda pes ettim ve gözlerinin tam içine baktım. Gözlerim doldu. Bunu farkedince bana sarıldı. "Hiçbir şey senin suçun değildi" diye mırıldandı.

Sonunda aklımdaki şeyi ona söylemeye karar verdim. "Ben gidiyorum. Bana bir kaç koruma ver. Onlar hem beni korur hem de onları ajan olarak kullanıp diğer gezegenlerdeki pislikleri öldürebilirim. Böylece kimse bizim gibi mağdur olmaz. Sen de burada kalıp kral olursun. Merak etme ziyaretine gelirim seni tek bırakmam. Ayrıca ölmem nasıl ölebileceğimi bile bilmiyorum. Sen izin ver yeter ki." Ardından gözlerimi kapattım çünkü tepkisini görmek istemiyordum. "Asla olmaz" dedi.

"Hayır gideceğim" dedim. Gözlerim hâlâ kapalıydı. "Lütfen" dedim yalvarırcasına "gitmek ve pislikleri yok etmek istiyorum ölmeyeceğim söz veriyorum." Gözlerimi açmalıydım ama hayır hazır değildim.

"Olmaz. Bu çok tehlikeli. Seni de kaybedemem. Lütfen gitme, beni bırakma." Sesi ağlamaklı çıkmıştı. "Gitmeliyim." dedim. "Çok inatçısın ve lanet olsun aç şu gözlerini!" Gözlerimi açtım ve ona baktım.

"Ben tahmininden çok daha güçlüyüm asla ölmem" dedim. Bıkkınlık nefesini verdi. "Pekala madem öyle git." dedi. Sonunda onu ikna edebilmiştim. Ona sımsıkı sarıldım. "Beni unutma sakın" diye mırıldandı. "Seni unutur muyum aptal?" dedim kızgınlıkla.

Ertesi Gün
Gitme zamanı gelmişti. Uçarak gidecektim. Yaratığa dönüşmeden de istediğim zaman kanatlarımı çıkartabildiğimi, oksijensiz ortamda bile nefes alabildiğimi öğrenmiştim. Korumalarım uçuş kapsülleriyle bana eşlik edecekti. Gitmeden önce abime dönüp "Ateş kralının müttefiklerini öldür" dedim. Bunu söylememi beklemiyordu. "Bir kabileyi yok etmenden ya da zorla yanında tuttuklarından bahsetmiyorum. Kim olduklarını biliyorsun." diye ekledim. Başını onaylarcasına salladı.

"Sakın öleyim deme" dedi.
"Sakın üzüleyim deme" dedim.

Gülümsedi. Son kez ona sarılı "Görüşürüz " dedim. "Tabii ki görüşeceğiz" dedi. Haklıydı. Tabii ki görüşecektik.

Korumalarım kapsüllerine bindiğinde ve simsiyah olan kanatlarımı çıkarttım.

Ardından uçmaya başladık.

Bu bir son değil başlangıçtı.

Daha binlerce can alacaktım.

Bu hikaye nasıl biterdi bilmiyordum

Ama bildiğim iki şey vardı

Bulduğum tüm pislikleri gözümü bile kırpmadan öldürecektim.

Asla âşık olmayacaktım.

Bunların sözünü kendime verdim.

Umarım bu sözleri tutabilirdim.

...
Umarım hikayeyi beğenmişsinizdir. Beğenmeniz için elimden geldiği kadar çabalayacağım.
Soru:Siz Adella'nın yerinde olsaydınız ne yapardınız?
Oy vermeyi,yorum yapmayı unutmayın.
🖤🖤🖤

Karanlık KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin