5. Bölüm:Düzgün Bir Tanışma

26 5 14
                                    

Dünya'ya geldiğimde korumalarıma çocuğun evine yakın bir ev tutmalarını söyledim. Bir şekilde hallederler diye düşündüm.

Sonra söyleyeceğim yalanları aklımda kurup çocuğun evinin yolunu tuttum.

Acaba nasıl biriydi? Hep böyle cesur muydu? Abim haklı olabilir miydi? Belki de haklıydı. Hayır saçmalık. Sadece bir oyun. Ya o saçmalıyordu ya da ben çok kalpsizdim. O genelde saçmalamazdı yani çok saf ve iyi olabilirdi ama uyarılarını dikkate almakta fayda vardı. Ve evet, kalpsiz olduğum doğruydu. Ama yine de bu oyunu oynayacaktım.

Bunları düşünürken evin önüne gelmiştim. Derin bir nefes aldım ve zile bastım. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Geçen gün gördüğüm çocuk tam karşımda duruyordu. Heyecanlı görünmemeye çalışarak "Merhaba. Öncelikle başınız sağolsun. Bir hafta önceki cinayetle ilgili size birkaç soru sormak istiyorum. Sizin için de uygunsa tabii." dedim.

Lütfen lütfen kabul et çocuk.

Beni baştan aşağı süzdükten sonra konuştu. "Olur içeri gelin." Sonra içeriye doğru ilerledi. Ben de arkasından. Salona geldiğimizde oturmam için koltuğu işaret etti. Salon çok büyük ve gayet temiz görünüyordu. Duvarlar marjinal gri rengindeydi ve duvarlarda çok güzel tablolar vardı. Koltuklar da çok uyumlu ve güzeldi. Rahmetli zevk sahibiymiş doğrusu.

Evi inceledikten sonra yere bakarak konuşmaya başladım.
"Cinayet saat kaçta gerçekleşti?"
"Gece yarısı civarı."
"O saatte ne yapıyordunuz? "
"Kitap okuyordum sonra üvey annemin çığlığını duydum ve koşarak odaya gittim. Gitmeden önce yanıma tabanca ve bıçak aldım. "
"Gördüğünüz şey neye benziyordu? "
"Kırmızı uzun saçları vardı. Gözlerinin rengini bilmiyorum. Çok uzun ve iriydi. Upuzun tırnakları ve sivri dişleri vardı. Babamın kalbini yediğine şahit oldum. "
"Ona herhangi bir temasta bulundunuz mu? "
"Evet önce tabancadaki tüm kurşunları sıktım. Hiçbir etki etmedi hatta kurşunlar geri sekti. Arkasını dönüp
gitmeye niyetlendiğinde kolundan tuttum. Bana doğru döndüğünde bıçağı kalbine saplamaya çalıştım. Ancak göğsü o kadar sertti ki bıçak girmedi bile. Ardından bıçağı karnına sapladım.
Etkilenmediğini görünce geri çektim.
Yara anında kapandı. Aynı şeyi birkaç kez daha tekrarladım. Ancak yine hiçbir şey olmadı. Bir anda ağlamaya başladı."
"Bildiğinizi sanmıyorum ama neden ağladığını biliyor musunuz ya da bir tahmininiz var mı?"
"Bilmiyorum ve hiçbir fikrim yok "
"Peki onunla konuştunuz mu? "
"Evet. Tüm konuştuklarımızı hatırlamıyor olabilirim ama hatırladıklarımı söyleyeyim.
Ona kurşun sıktıktan sonra 'Ne çok mermin varmış çocuk ' dedi. Cevap vermedim. Sonra kolunu tuttuğumda 'Bırak beni çocuk.' diye sızlandı.  Onu defalarca bıçakladıktan sonra 'Ölmüyorsun, lanet olsun ölmüyorsun! Niye ağlıyorsun aptal? ' diye bağırdım. Sonra 'Ölmüyorsun ama merak etme seni öldürmenin bir yolunu bulacağım' dedim. 'Ondan hiç şüphem yok' dedi ve kolunu benden kurtarıp gitti."
"Ses tonu nasıldı?"
"Oldukça ürkütücü ve kalın"

"Tamamdır." dedim. Ayağa kalktım. Aklımdaki şeyi sormaya hazırlandım.

"Numaranızı alabilir miyim?"
Hayır hayır bu çok ani oldu. Toparla toparla hemen. "Size yardımcı olmak istiyorum. Çünkü o lanet yaratığı ben de yakalamak istiyorum." diye ekledim.

Telefondan yeni haberim olmuşken bunu söylemem çok ani olmuştu. Neyse ki aramayı, kaydetmeyi ve mesaj atmayı biliyordum.

"Olur." dedi. "Adın ne?" diye sordu. Eh en azından rezil olduğumu çok hissettirmedi.

"Adella. Peki seninki?"
"Felix. Adım Felix."
"Tamam numaranı söyle." dedim ve telefonumu çıkardım. Numarasını söyledi. Adıyla kaydettim. Ben de numaramı söyledim ve o da beni kaydetti.

Gitmek için yeltendim. "O zaman ben kaçıyorum." dedim. Başıyla onayladı. Bana kapıya kadar eşlik etti.
"Görüşürüz Adella." dedi.
"Görüşeceğiz Felix." dedim.

Arkama bile bakmadan korumalarımla buluşacağım yere doğru yürümeye başladım. Zıplaya zıplaya mutlu bir şekilde korumalarımın yanına vardım.

Artık bu çocuğu keşfetme zamanı gelmişti.

Sabırsızlanıyordum.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Özür dilerim beni derinden etkileyen olaylar yaşadım ve yazılı haftasına denk geldim.

Umarım yazılılarınız iyi geçmiştir.

SORU: Adella'yı seviyor musunuz?

Acımasız ama şahsen seviyorum.

Bu arada Felix İspanyol ismiymiş. Adella da öyle. Adella asil, Felix ise mutluluk demek.

Neyse öpüldünüzzz

🖤🖤🖤🖤🖤

Karanlık KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin