Okulda geçen monoton günlerden biriydi. Ryuuji, bir değişiklik yaparak beden dersinde futbol oynayan oğlanların arasına katılmıştı. Dersin bitimi öğle arasına denk geliyordu. Maçlarına tenefüste de devam ettiler. Ryuuji'nin bir gözü hep bahçenin diğer tarafındaydı, beklediği kişinin yolunu gözlüyordu.
Bir an dışarı çıkmayacağını düşünerek korktu ama neyse ki bu korkusu boşa çıktı. Öğle arası uzundu ve yarısına yaklaşmışken Erika da gelivermişti. Bahçenin köşesinde duruyor, arada bir yapılan maça yarım yamalak bakıyordu. Kafasını başka yöne çevirdiği sırada Ryuuji, topu doğrudan üzerine attı.
Erika, refleksif olarak kendini geri çekti ve top üzerinde hemencecik hakimiyet sağladı. Şimdi, top onun ayağındaydı ve yüzündeki ifadeye bakılırsa pek memnun olduğu söylenemezdi.
"Hay aksi...." Ryuuji, rolünü oynamaya hazırdı. "Ayağımdan kaydı!"
"Dikkat mi etsen biraz?" Erika, her ne kadar rahatsız olsa da, nötr bir ses tonuyla sordu.
"Kusura bakma. Bilirsin, fazla güçlü olunca böyle oluyor işte~" Ryuuji sırıttı.
"Güçlüsün, ha?" Erika, alaycı şekilde gülümsedi.
"Sen de hiç fena değilsin. Ne dersin, bize katılmaz mısın?"
Erika, başta davet konusunda isteksizdi ancak oğlanlardan birkaçı kız oluşu hakkında çeşitli imalarda bulununca fikrini değiştirdi ve oynamaya karar verdi.
Öncelikle kendinden şüphe edenlerle başlayıp herkesi hızla geçerek etkiledi. Ryuuji ile karşı takımlarda oynuyorlardı. Birkaç kere teke tek pozisyonlarda birbirleriyle mücadele ettiler. Ryuuji'nin taktiği sağlam ve zekiceydi ama Erika ise hızlı ve çevikti. Neredeyse her seferinde Ryuuji'yi geçmeyi başardı. Ancak bir keresinde Ryuuji, Erika'nın hiç beklemediği bir şekilde topu ona çarptırarak pas verdi. Yüzünde, beklemiyor muydun canım, diyen bir sırıtış vardı. Erika'nın normal tepkisi göz devirmek olurdu ama bunu yapamayacak kadar şaşırmıştı.
Teneffüs zilin çalmasıyla sona erdi. Öğrenciler okul binasına doluşmaya başladı. Maç yapanlar da dağılıyordu. Ryuuji, tekrardan Erika'ya yaklaştı.
"Düşündüğümden daha iyiymişsin."
"Her şey düşündüğün kadar basit değildir." Erika, gizemli şekilde cevapladı. "Futbol oynamayı sevdiğimi nasıl anladın?"
"Durup bizi izlemenin başka bir nedeni olmasa gerek. Yoksa neden durasın ki, bilirsin, gölgelerde.."
"Tamam, iyi tahmin." Erika, gitmek için yönelirken Ryuuji bir kez daha seslendi.
"Akşam üstleri parkta antrenman yapıyorum. Yalnızlığı severim ama biraz sıkılıyorum doğrusu."
"Bu bir davet mi?"
"Sadece kabul edersen." Ryuuji, sırıttı ve sonunda ikisi de kendi sınıflarına döndü. Aklı yaptığı teklifteydi. Her ne kadar bir cevap almamış olsa da Erika'nın geleceğini umuyordu.
Günün geri kalanı aynı hızla geçti ve Ryuuji, her zamanki gibi, okul ödevlerini yaparak aradan çıkardı. Bu süre zarfında akşam üstü olmuştu bile. Meydan parkının yolunu tuttu.
Bu saatlerde etrafta pek kimse olmadığından park sakindi. Ağaçların karşına geçti ve duvarla yaparmış gibi paslaşmaya başladı. Birkaç dakika geçmişti ki arkasında çalınan uzun bir ıslık duydu. Gelişini hiç duymamıştı... Topuğuyla geriye pas vererek yüzünü döndü.
"Gelmişsin."
"Yalnızlıktan ağaca dönüşmeni istemedim." Erika, ağaçla paslaşıyor olmasına atıfta bulunduktan sonra pas verdi.
Parkta beraber entreman yapmak zamanla rutin bir aktiveteleri haline geldi. Her gün almasa da haftada birkaç kere okul çıkışı buluşuyorlardı. Aralarındaki dinamik ne olduğunu tam olarak belli etmeyen türdendi. Birbirlerine karşı alaycı ama olumlulardı. Her konuşmanın dalga ile karışık bir laf atışmasına dönmesi işten bile değildi.
Ryuuji'nin kanı Erika'ya git gide ısınıyordu, tabiri yerindeyse... Neredeyse ondan hoşlanabilirdi. Ancak karşısındakinin kim olduğunu bir anlığına bile unutmasının ölümcül sonuçları olacağı gerçeği onu uzak tutuyordu. Ayrıca unutmamalıydı: karşısındaki kişi babasının muhtemel katiliydi.
Aralarındaki bu, sahte, bağ aylar içinde iyice güçlendi. Şimdi Ryuuji için işleri sonraki boyuta geçirme vaktiydi. Bir yıldan uzun süredir yaptığı tüm araştırmalar sonuçlanmak üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ƙαη Aкıѕ̧ı | Ryuueri | Ginga E Kickoff!! ヅ (Victory Kickoff!!)
FanfictionRyuuji Furuya, kendini bilime adamışken vampirleri takıntı haline getirir.