İçeri ilk adımlarını attıklarında hala el ele tutuşuyorlardı. Okulun alışıla gelmiş renksız duranlığı yerini renkli parti ışıklarına bırakmıştı. Duvarlara kurdaleler, balonlar ve çeşitli süsler asılmıştı. Okulun büyük çoğunluğu dekore edilmişti ama asıl parti spor salonunda konumlanacaktı. Bu yüzden oraya yöneldiler.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Spor salonunun kenar ve köşelerine küçük masalar yerleştirilmiş, ortası dons pisti olarak kullanılıyordu. Tıklım tıklım olmasa da bir kalabalık hakimdi. Gece hızlı ilerliyordu. Birkaç değişik parti oyunu oynanmış ama Ryuuji ve Erika izlemekle yetinmişti.
Kardeşlerinin aksine Ouzou'nun bir köşeye sinmeye hiç niyeti yoktu. Sivri dilli tutumuna karşın oldukça popüler biriydi. Hani şu tüm kızların hoşlandığı ama onlara ilgi göstermeyen havalı çocuk..
Bir anda DJ müzikleri hareketlendirdi ve kalabalıktan tezahürat sesleri yükselmeye başladı. Kargaşanın sebebi şaşırtıcı değildi. Ouzou karşısındaki biriyle dans yarışına girişmişti.
Ryuuji ve Erika, o sırada dikkatleri başka yerde olduğundan, olayın başlangıç anını kaçırmışlardı. Gördüklerinden tahmin yürüttükleri kadarıyla Ouzou; yakınında duran kendisinden kısa boylu, küt kesimli saçları ve yeşil gözleri olan çocuğu savunmak için biriyle yarışa girmişti.
"Shou." dedi Erika "Bizim sınıftan."
"Demek kardeşimin bahsettiği yüksek sesli çocuk o."
"Ne demezsin, insanda kulak zarı bırakmıyor." Erika'nın konuşması Shou'nun gürültülü bir bağrışıyla bölündü. Ouzou etkileyici bir dans hareketi yapmıştı ve kalabalık ona tezahürat ediyordu.
Ryuuji de bağrışlara eşlik etti ve Erika'yı da, elinden tutup, peşinden sürükleyerek ortada daire oluşturmuş kalabalığın içine soktu. Dans etmekte olan rakiplerin karşılıklı hareketleri devam ediyordu. Hararetli bu ortamda Ouzou, final hareketini yapmadan önce eliyle kalabalığa açılmalarını işaret etti ve bir parande atarak bu küçük yarışa son noktayı koymuş oldu. Kalabalık onu kutlarken rakibi mosmor olmuş yüzüyle oradan ayrıldı.
Bağışlar bir süre daha devam etti. Ardından DJ, müziklerin ritmini düşürmeye başladı. "Biraz yavaşlamaya ne dersiniz millet?" diyerek romantik bir dans müziği çaldı.
"Eh, dans yarışmasının kazananına eşlik etmez misin?" Ouzou, elini Shou'ya uzatarak sordu.
"Ben senin kadar iyi değilim ki.."
"O yüzden yarışmayı senin adına kazandım ya." Ouzou, göz kırptı ve ikisi dansa başladı. Shou, gerçekten sakardı, birkaç kere Ouzou'nun ayağına bastı. Bu Erika'nın kıkırdamasına sebep oldu. Ryuuji, ona döndü.
"Umarım senin karşında ben de böyle afallamam."
"Ne o, dans mı ediyoruz?"
Ryuuji, gülümseyip elini ona uzatmakla yetindi. Erika, elini tuttu ve dansa başladılar. Ryuuği'nin sal edi yavaşça Erika'nın belini kavradı. Sağ elleri ise birbirine kenetlenmişti. Erika'nın narin ve zarif elini parmaklarının arasında hissediyordu. Belinin kıvrımında duran eli bedenini git gide daha da sıkı kavrıyor, yakını çekiyordu. Ryuuji an ve an daha çok kapılıyordu Erika'ya. Kendisini büyülemişçesine etkileyen bu güzellik Erika'nın lanetiydi...
Çekiciliğinin altında yatan gerçek şeytani bir kötülüktü. Ryuuji, bunu kendine hatırlatmalı ve güçlü durmaya devam etmeliydi. Şarkının sonuna doğru öne eğilip Erika'nın kulağına fısıldadı. "Haklıymışsın, partiler çok basit. Neden dışarı çıkmıyoruz?"
Erika, onaylar şekilde başını salladı ve spor salonundan ayrıldılar. Okuldan çıkmak üzere koridorida yürüyorlardı. Herkes dans etmekte olduğu için neredeyse bomboştu. Döndükleri köşenin diğer kısmında Kota ve yakınında duran sarışın bir çocuğu gördüler. Konuşmuyorlardı, sadece öyle duruyorlardı.
"Aoto.." Ryuuji, bir süre düşündükten sonra sınıfındaki çocuğun ismini hatırladı. Yüksek notlara sahipti ama hiç konuştuğuna şahit olmamıştı, neredeyse. Kota da öyleydi gerçi. Muhtemelen ikisi de spor salonundaki dansın gürültüsünden ve kalabalıktan rahatsızlık duymuş sonuçta buraya gelmişlerdi.
Ryuuji, düşüncelere dalmıştı. Onu bu dalgaların arasından gerçekliğe geri getiren Erika'nın duvara asılı balonlarla uğraşmasını görmek oldu.
"Napıyorsun?" Ryuuji, fısıldayarak sordu.
"Eros'tan rol çalıyorum."
Bir balonu eline aldı ve köşenin ucuna yaklaşıp sivri tırnaklarını üzerine geçirdi. Balonun patlamasıyla çıkan ses, ne olduğunu gören Ryuuji'yi bile ürkütmüştü. Bu belirsiz patlama sesi Kota ve Aoto'nun ödünü koparmıştı. Fark edilmeden bir bakış attıklarında ikisinin korkuyla birbirine koştuğunu gördüler. Beti benzleri atmıştı, öyle ki Aoto bayılmak üzereydi. Üzereydi demek fazla olur. Aoto, Kota'nın kolları arasında bayılıp kaldı..
Erika ve Ryuuji alayın komikliği karşısında sessizce gülmeden edemediler. Şimdi yeni çiftimizi yalnız bırakma vaktinin geldiğine karar vererek okul binasından çıktılar. Saat gece yarısına geliyordu. Partiden zengin kalkışı yapmışlardı.
"Geceyi bitiriyoruz öyleyse." Erika, yapacak başka şey kalmadığında konuştu.
"Seni evine bırakayım."
"Buna gerek yok."
"Israr ediyorum. Saat çok geç oldu."
"Bir kadının yalnız başına yürümesi için mi?"
"Hayır. Herhangi bir insanın tek başına yürümesi için"
"Tamam." Erika iç çekti. "Zaten aynı yoldan gidiyoruz, güzergah değiştirene kadar beraber yürürüz."
Hiç yoktan iyidir. Ryuuji, öneriyi kabul etti ve gece yarısının etrafi örten karanlığında iki gölge gibi süzülmeye başladılar...
