Fer Beyhatun.
Kendini bilmez bir kız.
Hayatını duygusuzluğun pençesine kaptırmış, duygunun kölesi insanlara düşman olmuş ve öcünü en ağır şekilde almış olan kişi. Ve hala da almakta... Normal insanların aksine hiçbir şeyden korkmayan ve bu avantajı sonuna kadar kullanan, bedelini en ağır şekilde başkasına ödeten, acının sözlükte ki adının yerini almış insangillerin nesline dahil kendine has bir kız.
Daha mükemmel tarif edilemezdi. Kelimelerin büyülü haznesi en ağır kelimelerini kullansa bile daha iyi öne çıkaramazdı. İşte bu benim.
Ama önce size bir kaç gerçekten bahsedeyim; Hayat düşünüldüğünde bile yaşamaya değer bir süreç değildir. Renkler yaşamın en büyük sihri, ve biz insanlar ise hipnozun dengesine takılmış olan aciz yaratıklarız. En büyük zevklerin günahını bile üstlenemeyecek kadar korkak ancak bunu gizlemeyi başarabilecek kadar şehvete düşkün ahlaksız toprak parçasıyız. Kendinizi bundan soyutlayabilirsiniz ancak bu gerçeğin üstünü hiçbir siyah örtü kapatamaz. Gerçeklerin gizli şifrelerinin yanı sıra, doğa üstü ilahi güçlerin bile buna tahammülü yoktur. Ya da ben öyle zannediyorum.Zannetmekten kastım, size, yirmi bir yıllık hayatımda gördüğüm birkaç ayrıntıdan bahsediyorum.
On beş yaşıma geldiğimde işte bunu yaptım. Kendimi siyah örtünün en kalınından bir tabakanın altına saklayıp ruhsuz bedenimi ortaya çıkaracak şekilde soyutladım. Hiçbir ilahi sihir buna karşı gelemedi. Çünkü izin vermedim. Şimdi olabildiğim en iyi yerde, duygusuzluğun mücevher değerindeki avantajını tadıyorum. Tehlike dendiği zaman artık aklınıza ben geliyorum. Kimseye güvenmemeniz için son şans çünkü içinizde yaşıyorum.
Sizi takip eden tek şeyin gölge olduğuna o kadar eminsinizdir ki güvendiğiniz tek şeyin aynadaki yansımanız olduğunu söylediğinizde, o an düşünmeden konuşmuş olmanın aslında bir yalandan ibaret olduğunu asla fark edemezsiniz. Günahı benim boynuma olsun, şehvetli yaşamların tiksindirici sahnesinde önemli bir role teşvik ediyor olmam, o yaşamların tek artısı diyebilirim.
Sizi, hiçbir şekilde dokunmaya yeltenmediğiniz değersiz gölgeniz takip ederken, benim duygusuz yaşamımın mükemmeliyetçi kırıntıları ile binlerce insanın kanını dokunmanın zevkini beynimin derinliklerinde ben yaşıyorum. Gerçek hayattan en büyük payı aslında ben alıyorum.
Düşüncelerinizde ki korkunç ölüm sahnelerinden öte, bunu gerçekleştirmeye yeltenen insan parçalarının elbet bir gün cezalarını çekeceklerini düşünerek kendinize güvenli sahalarda yer açmaya çalışmanız takdir edilesi... Ama her ölüm kardeşi düşündüğünüz acınası tavırların çoğuna düşmemiş, hatta ben dahil bazıları bu durumdan içtenlikle kurtulabilmiştir.
Amacım sizi endişeye düşürüp korkutmak değil. Sadece zevklerime ortak olmanızı istiyorum. Bir daha ki kurbanımı sizin şerefinize kutsuyorum.
Hayatımın gerçek ölçütlerine hoş geldiniz. Üç senemin geldiği son nokta, bodrum katımdaki eşsiz bir dünya.
'' Ölüm çarkında şehvetli bir kevaşe. İnan çok bile yaşadın.''
Her katilin kurbanına son söz borcu vardır. '' Son dileğin nedir?'' ''Yaşamayı hak etmiyorsun.'' gibi birkaç amatör sökmesi boş laflar. Benim katil kurban ilişkimi bir kaç süslü laflar ve en sonunda kulağa fısıldanan afilli bir cümle tamamlar. Her şey mükemmel olduğu kadar unutulmaz olmalıdır.
'' Ölmek istemiyorum.'' İnandırıcı değil. Ölmek istemediğini söyleyip buna inanmamı bekleyen onlarca insan... Yaşadığı her güne lanet okuyup Azrail'in işine karışmaya bayılan onlarca insan... Ucuz hayatların peşinden koşup ikinci bir hakkı hak ettiğini düşünen onlarca ucuz insan... Bir gün öleceğinin farkında olmasına rağmen yarınını bugünden yaşamaya meraklı onlarca insan... Boş gözler, boş laflar, bir kaç kadeh hayal...
Size yeminim olsun ki Tanrı'nın huzuruna sunduğum her kurban, cennette yaverlerim olarak beni bekliyor olacaklar. Ve Tanrı'ya yeminim olsun ki onun istediği her şeyi yapmak için elimden gelenin en iyisini değil, elimden gelenin en farklısını yapmak için daha çok kurban adayıp, daha fazla ulaşılmazlığın sınırında ibadet ediyor olacağım.
Üç sene önce söz verdiğim gibi. Üç sene önce bugün ilk kurbanım olan annemi Tanrı'nın huzurunda onun adına adadığım zaman verdiğim söz gibi.
'' Tanrı dostum insanlar düşmanım olsun ki, ölümü hak etmediğini düşünen aptal insanoğlu doğmanın mesuliyeti ile asla başa çıkamaz.''
Anneye merhaba deyin.
KENDINI BENDEN KORU 10 TEMMUZ 2015'TE WATTPAD'DE1
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
RomanceTanrısallaşmak... Ben Tanrı'yım? Tanrı ne der? Tanrı herkesin eşit yaratıldığını söyler. Buna inanmanın getirisi insanlara kaldığı vakit, eşitliğin yalnızca kız ve oğlanlar ya da paradan öte olmadığını ancak görüyorsunuz. Böyle bir dünyaya mensup ol...