1. BÖLÜM

158 10 10
                                    

Önce karanlık.

Sonrada karanlık.

Ben olmasını istediğim gibi görürüm.

Ve böyle de görünmeye, göstermeye çalışırım.

On beş yaşıma geldiğimde etrafımdaki çoğu insan benim için bir duvar olmaktan çıkmış, ağaç rolüne bürünmüştü. İşte o an işler benim için kolay bir hal almaya başlamış, durdurulamaz felaketlere sebebiyet vermişti.

Yaşamın insanı paralize eden kısmının ötesinde, dehşet verici hayat sahnelerinin baş mümessili olmuştum. Tüm renklerin liderliğini marakeş kırmızı üstlenmiş, karanlık ile başa çıkmanın artık belli belirsiz umutları yok olmuştu. Yok etmiştim.

Hangi konuda olursa olsun benden şefkatli olmamı beklemeyin. Asla olmam. Nezaket kavramının ne anlamına geldiğini bile bilmezken, hayata karşı olumlu bakışlar atmamı da beklemeyin. Asla istediğiniz kıvamda bir insan olmadım, olmayacağım.

Normal bir hayat sürüp dost canlısı olabilirdim. Daha fazla neşeli olmak adına çaba harcayıp sahte gülümsemeler eşliğinde şefkati size tattırabilirdim. Derin sohbetler eşliğinde her gün aynı şeyleri yaşamaya göz yumup dürüst davranabilirdim. Ama bunların hiçbirisi olmadım. İç dünyamda kendi kaderimi yaşamayı bunlara tercih ettim.

'' Akşam ki yemekte görüşürüz. ''

Birde oyunlarıma alet etmekten hiç çekinmediğim ve ayreten bana zevk katan biri daha var yanımda. Sevgili Ladin Kamerşah.

" Plana tekrar göz atmak için on dakika erken gel." Ölümü ile haber gündemini uzun süre işgal eden gereksiz insan topluluğundan sadece biri. Bu iş için onu kandırmak hiçte zor olmamıştı benim için. Aksine, kendi ayağı ile gelmişti bana.

"Etrafta fazla görünmemeye dikkat et'' diye söylendim. İnsanlar onu ölü olarak biliyor ve öyle kalmasını isterim. Geçen sene ölüm haberinin çıkmasına sebebiyet veren kazada her ne kadar yüzü tanınmayacak hale gelse de davranış ve bakışları onu her an ele verebilir. Annecik bunu asla istemez.

" Tamam efendim." diyerek inci dişlerini ortaya çıkaran gülüşü ile akşama hazırlanmak için mekandan ayrıldı.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp büyük ve gösterişli beyaz kapının ardına kadar açılmasını bekledim. Bir hanımefendinin kapısını kendisi değil, kendini centilmen sanan erkekler tarafından açılmalıdır benim için. Beklemeye tenezzül ettiğim nadir şeylerdendir.

Kapı ardına kadar açıldıktan sonra gözlerimi devirerek etrafa göz gezdirmeye başladım. Adımlarım yavaş ve bir o kadar gürültücü olmasına rağmen kendimden taviz vermeden yürümeye devam ettim. Krem rengine bürünmüş olan dar ceketimi üstümden çıkarıp, tam karşımda parlayan gözler ile beni süzen sevgili yeni kurbanım Barlas Duman'a uzattım. Küçük bir sırıtış ile elindeki ceketi çalışanlardan birine uzatıp, oturmam için sandalyemi çekmek üzere ışık hızı ile yanımda beliriverdi.

Hemen karşımdaki sandalyeye oturduğu an konuya girmesi için gözlerimi sağ ve sola devirdiğimde, verdiğim sinyali büyük bir ustalıkla algılaşmış olacak ki çalışanlarına izin verdi.

'' Lafı uzatmaya gerek yok. Ne istediğimi çok iyi biliyorsunuz.''

Evet biliyordum.

''Bunu akşam ki tiyatroda tartışabiliriz '' dediğim an gözleri parladı. Yüzünde memnuniyetini dile getiren bir sırıtış belirdiğinde planımın mükemmelliyetçi kokusunu o an sezmeye başladım.

Barlas Duman benim en büyük düşmanlarımdan bir tanesidir. Kendisi büyük bir yazar olmasına karşın yazdıkları bende bir okuyucu edası değil, düşmanlığımıza katkıda bulunan nefret kıvılcımları ortaya çıkarmaktan başka işe yaramadı. Şehvete düşkünlüğü ve bunu eser dediği işe yaramaz kitaplarına dahi yansıtmış olması, benim sonraki kurbanım olması için yeterli bir neden. Rahmetli babamın en yakın dostu olması, planımdaki en büyük artı olmuştu. Kolayca kandırabilir, istediğimi yaptırabilirdim.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin