Dördüncü bölümmmm. İnşallah hoşunuza gider...Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum💫
Yüzyüzeyken konuşuruz- Tutun Sen BanaKeyifliii okuumalarrr✨
⭐️
Evin önüne geldim. Yol bugün niyese her zamankinden hızlı geçmişti. Bugün uzun süre sonra ilk defa bu kadar mutlu hissediyordum. Apartmandan içeri girdim. Merdivenlerden yukarı çıktım. Kapının önüne gelince ayakkabılarımı çıkarıp anahtarımı çıkardım. Kapının arkasında anahtar olduğu için kapıyı açamadım. Mecburi bir şekilde zile bastım. Kapıyı annem açtı.
"Nerdesin sen bu saate kadar??" öfkeyle bana bakıyor bağırıyordu. Apartmandakilerin duymaması için hemen içeri girip kapıyı kapattım. "Sana diyorum. Nerdeydin bu saate kadar? Orospuluk peşindeydin dimi?"
Orospu mu dedi o bize? Dedi. Bi anne kızına orospu der miydi ya?
"Kaykay sürüyordum. Saatin farkında değildim." dedim. "Bu saate kadar he? Yeme beni. Kimle fingirdeşiyordun?"
kafasında fazla mı kuruyor bu. "Anne ne alaka? Sadece biraz bunaldım dışarıdaydım." durumu anlatmaya çalışsam da nafile."Ah Oğuz bu başımıza orospu olmuş. Ben niye seni aldım ki?" daha yeni bağıran kadın şimdi ağıt yakıyordu. "Of anne gerçekten akşam akşam seninle uğraşamam." diyerek odama yöneliyordum ki saçlarımı bir el kavradı.
"Orospuluk yaparken iyi ama." bir yandan bağırıyor bir yandan saçımdan tutmuş sürüklüyordu. Saçımı kurtarmaya çalıştıkça daha sert çekiştiriyordu. "Anne saçımı bırak ya acıyor." saçımı kopardı sanırım kökten.
Koridor boyu sürükledi. Ayağa kalkmaya çalıştım. Kalktığım gibi tokat atıp yere düştüm. Yere düştüğümde durmayıp tekmelemeye başladı. Hem eliyle vuruyor hem de tekme atıyordu. Canım çok yanıyordu.
Oğuz Akay'ın yani üvey babamın umrunda bile değildim. Hatta ses geliyor filmini izleyemiyor diye salonun kapısını kapatmıştı. Annemin elinden zar zor kurtulup odama kapattım kendimi. Hemen kapıyı kitledim. Annem denen o kadın da saniyeler sonra kapımda bitti.
"Aç şu kapıyı. Peri sana aç şu kapıyı dedim. Aç kapıyı. Bak kırdırtma şu aptal kapıyı." kapıyı açarsam benim kemiklerim kırılacak ama. Oğuz beyin aklı başına yeni gelmiş olucak ki annemi sakinleştirmeye çalıştı. Beyni var mıydı? Doğru olsa annemle evlenmezdi.
"Hayatım keyfimizi bozmayalım gel sakinleş hadi ben hallederim onu." annemin kolundan tutup salona götürdü. Eline bir bardak su verdi. Annemle ilgilenmeye başladı. Annem her ne anlattıysa üvey babam kapımın dibinde bitti.
"Peri canım kızım şu kapıyı açar mısın? Baba-kız biraz konuşalım." sesi sakindi. Ama ben biliyorum onun sakinliğini. Açayım da kapıyı annemden beter dövsün. "Açmıyorum. Beni rahat bırakın."
"Peri sana bir kez söyleyeceğim ya şu siktiğimin kapısını açarsın ya da annenin yapmadığını yapar kırarım." dedi. Açmadığımı anladığında ise kapıya tekme atmaya başladı. Üçüncü tekmede kapı açıldı.
Korkuyla odanın köşesine çekildim ve yiyeceğim dayağa kendimi hazırladım. Belinden kemerini çıkartıp üzerime gelmeye başladı. Dayan kızım daha kötüleri de olmuştu.
Yarım saatin sonunda etraf sakinleşmişti. İkiside hiçbir şey olmamış gibi salonda oturup film izliyorlardı. Ben ise aynanın önünde morluklarımı kapatıcı ile kapatıyordum. Kapatma işleminde gittiğine göre Toprak'la buluşabilirdim.
Eşyalarımı alıp sessizce koridora çıktım. Parmak uçlarımda yürüyerek dış kapıya vardım. Sessizce kapıyı açtım ve evden çıktım(kaçtım). Canım hala yanıyordu. Ama Toprak'ı yüzüstü bırakamazdım.
Saat geç olduğu için sokaklar boştu. Toprak'la buluşacağımız yere doğru sürdüm kaykayımı. Yaklaştıkça kalbim hızlanıyordu. Vardığımda kenarda oturan bi karaltı gördüm. Toprak olmalıydı.
Yanına yaklaşıp omzuna dokundum. Toprak'ın gözleriyle buluşmayı bekleyen gözlerim bambaşka gözlerle buluştu. Yusuf Akay. Namıdiğer üvey kardeşim. Yüzündeki piç gülüşüyle gözlerimin ta içine bakıyordu.
"Bende seni bekliyordum." ama ben Toprak'la buluşacaktım. "Burada olduğumu nerden biliyorsun." dedim sorgular bakışlar eşliğinde.
"Toprak'la ne ara bu kadar yakınlaştınız?" anlaşıldı karın ağrısı. "Sanane!" göz devirdim. Bir kaç ay önce kendisini reddetmiştim. Hala sindiremedi sanırım. Arkamı dönüp yürümeye başladım. Koşarak yanıma gelip kolumdan tuttu.
"Sana bir soru sordum." dedi öfkeyle. "Bende sana sanane dedim" ay cidden bu salaktı. "Peri bak benim sabrımı zorlama sonunun nereye varacağını tahmin bile edemezsin." diye uyardı. "Zorlarsam ne olur? Canımı mı acıtırsın?" dedim alaya alarak.
"Canını acıtmaktan çok sabaha kadar altımda inletirim Peri." dediği şeyle gözlerim kocaman oldu. Kafayı yemişti bu.
Suratına tokat attım. "Sen iyice kafayı yedin. Dediğin şeyin farkında mısın?" kolumu kurtarmaya çalıştım. O kadar çok sıkıyordu ki canım yanıyordu. Attığım tokat ona etki bile etmedi. Benden baya uzun ve kalıplıydı.
"Yeter artık sen çok oldun." demesiyle yol kenarındaki arabaya doğru sürüklemesi bir oldu. Gitmemek için direniyordum ama nafile. Gücüm yetmiyordu.
Arabanın önüne geldik. Kapıyı açıp arka koltuğa fırlattı beni. Bir anda üstüme çullandı. Kafası boynuma daldı. Boynuma öpücükler konduruyor emiyordu. Bağırmaya başladım. Bağırışım dudaklarımızın birleşimiyle son buldu. Gözümden yaşlar akıyor elimden geldiğince ona saldırıyordum.
Hayattan nefret ediyorum. Beni bu duruma sokan annemden nefret ediyorum. Her şeyden nefret ediyorum.
Bir anda Yusuf üstünden kalktı. Yani kaldırıldı. Ne olduğunu anlamak için baktığımda Toprak'ı gördüm. Yusuf'a yumruklar atıyor küfürler savuruyordu. Yusuf yere yığıldı. Üstüne çıkıp ağzını burnunu dağıttı.
Dakikalarca Toprak'ın Yusuf'u dövmesini izledim. Sonrasında Yusuf arabasına binip defolup gitti. Gider gitmez Toprak'a sarıldım. O kadar sıkı sarıldım ki bir daha hiç bırakmamak ister gibi. Toprak da sarılmama karşılık verdi. Sarılmamız bitince göz göze geldik. O an ikimiz içinde beklenmedik bir şey oldu ve dudaklarımız birleşti.
Yok oluş gibiydi, var oluş gibiydi. Hem var oluyordum hemde yok oluyordum. O varla yok arasındaki boşluktu. Ve ben düşmeyi göze alarak o boşluğa atlamıştım...
⭐️
Dördüncü bölüm sonu. Nasıldı? Kontrol etmeden atıyorum. İnşallah çok yazım yanlışım yoktur. Göze çok çarpan varsa söyleyin
Peri'nin anne ve babası hakkında düşünceleriniz neler?
Sizce Toprak doğru kişi mi?Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle sizi seviyorum 🤍🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçeklik Ateşi
RomanceGitmek mi zordu kalmak mı? İnsanı en çaresiz hissettiren hangisiydi?