7. Bölüm (Baba!)

60 44 1
                                    

Sabah olmuştu Ayaz her zamanki gibi hâlâ uyuyordu. Bu gün uçağımız kalkacaktı. Türkiye'ye geri dönecektik. Hızlıca bavulumu düzeltip pasaportumuzu aramaya başladım. Pasaportumu nereye koyduğumu hatırlamıyordum. Aklıma Ayaz'a sormak geldi.

"Ayaz! Ayaz uyansana!" Diye bağırdım sessizce.

"Ne oldu?" Diye sordu esneyerek.
Ardından,

"Allah!" Diye bağırdı.

"Ne oldu?" Diye sordum.

"Korktum bir an. Ne soracaksın? "
Dedi.

"Niye korktun ki?"

"Kabus görmüştüm o geldi aklıma." Dediğinde hemen,

"Ne gördün ki hâlâ etkisindesin?" Diye sorduğumda,

"Seni kaybediyordum."

"Nasıl yani?" Diye sorduğumda,

"Ben sana yaklaştıkça sen uzalkaşıyordun."

"Ya, sen beni kaybetmekten mi korkuyorsun?"

"Senin gibi birisini kaybetmekten kim korkmaz?"

"Ama sen çok romantiksin." Diyerek yanına gidip öptüm.

"Beni hiç bırakmıyacaksın değil mi?" Diye sordu mutsuzca.

"Tabikide bırakmıyacağım anca öl*rsem."

"Tövbe de.''

"Tövbe tövbe."

"Bak konuşmaya daldık soracağım soruyu sormadım."

"Cidden ne soracaktın?"

"Pasaportumu bulamadım. Sen gördün mü?"

"Görmedim ama cüzdanına baktın mı?"

"Hayır sağol hatırlattığın için."

"Sevgililer bunun için var."

"İyiki hep yanımdasın."

"Sende benim."

"Hande biz ne zaman evleniyoruz?"

"Ne! Hatırlamıyor musun?" Diye bağırdım.

"Şey, evet hatırlamıyorum kusura bakma."

"Bugün Türkiye'ye dönüyoruz."

"Ne! Türkiye'ye mi?"

"Evet hatta üç saat sonra uçağımız kalkıyor."

"Benim pasaportum nerde!"

"Bende."

"Verir misin?"

"Tamam al." Diyerek pasaportu uzattım.

Uzun bir süre baktı.

"Kahvaltı etmedik."

"Poğaça ve meyve suyu alırız."

"Tamam ama belki olmaya bilir biz poğaça yerine kuruvasan alsak daha iyi olur."

"Peki sen bilirsin." Dedim.

Alperen uyanmıştı. Mamasını yedirecekken Ayaz elimden alıp kendisi içirdi.

"Vay, sen Alperen'nin mamasını yedirirmiydin?"

"Artık böyle sen sadece altını alıp giydirirsin."

"Tamam Alperen'i yere koyda emeklesin biraz."

"Tamam." Diyerek yere koydu.

"Ayaz gel sana ve bana olan sevgisini ölçelim. "

"Nasıl? "

"Alperen'i biraz uzağa koy söyleyeceğim." Alperen'i uzağa bira koyduğunda,

"Şimdi ikimiz aynı anda Alperen'i çağıracağız ve kime gelirse ona daha çok güveniyor."

" Anladım."

"Bir, iki ve üç."

" Bana gel Alperen. "

"Bana gel Alperen."

Alperen ikimize şaşkın bakıyordu. İlk defa bunu söylemiştik.

"Gel Alperen gel."

"Gel, gel."

Alperen gülerek bana baktı.

"Canım oğlum hadi gel bana." Dediğimde Ayaz,

"Hayır bana gel Alperen!" Diye bağırdı.

Alperen gülerek bana doğru emeklemeye başladı.

"Aferin sana doğru bir karar verdin." Diyerek yanağından öptüm.

Ayaz üzgün üzgün bizi izliyordu. Alpereni elime alıp Ayaz'a verdim.
Alperen,

"Baba!" Diye bağırdı. Bu onun ilk baba demesiydi. Ayaz Alperen'e şaşkın gözlerle bakıyordu.

''Baba mı? "

"Ayaz! Alperen sana ilk defa baba dedi!"

"İlk defa..." Diyerek sustu.

KAYBOLAN YILLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin