Kahvaltımızı yapınca sofrayı toplayıp aşağıda kahve içecektik. Salih abi, Onur abi ve Gedson gitmişlerdi. Onlar gidince bizde aşağıya götüreceğimiz atıştırmalıkları hazırlıyorduk. Kahveyi hazırlayıp termosa koyduk. Aslı abla çocukları aşağı indirmek için hazırlıyordu. Erkekler gene boş muhabbet yaparak oturuyorlardı. Her zamanki gibi bir iş yaptıkları yoktu.
"Haydi kalkın beyler aşağı iniyoruz. Bari bunları taşımamıza yardım edin. Kaç saattir oturuyorsunuz"
"Çok haklısın Ece ablam, hadi beyler biraz enercii"
Eşyaları bırakıp direk ayakkabılarımı giymeye başladım
"Haydi kızlar biz inelim onlar getirsin. Arden, Alın sizde gelin kuzularım. "
Biz kadınlar olarak eşyaları bırakıp aşağıya indik
Bir çardağa oturduk ve erkekleri beklemeye başladık.
"Artık yeter ablalarım biz mi yapıcaz sürekli işleri biraz da onlar yapsın. Oh onlar gelene kadar keyfinize bakın. "
"Hakikaten kız ayakçı başı gibi bir oraya bir buraya. "
Ece ablam bunu dedikten sonra aklıma bir fikir gelmişti.
"Aklıma bir fikir geldi. Biz bunlara bir ceza verelim ne dersiniz? "
"Nasıl bir ceza mesela"
"Kahve içeceğiz ya. Onlar gelmeden kahvelerine tuz atacağız. En son isteme de içmişlerdi değil mi? Ama içmeyenler de var. Olsun artık bunu hakettiler"
"İyi fikirmiş ha hadi kahveleri doldurun bende Cenk'i arayayım tuz lazım diye onlar zaten anlamaz. "
Hemen kahveleri bardaklara doldurmaya başlamıştım.
"Daha çıkamamışlar ne yapıyorlarsa artık. Doldur onları ayrı bir yere koyalım bizimkilerle karışmasın"
Kahveleri koyunca onlarda gelmişti.
"Mert hayatım siz bir çocuklara bakın ne yapıyorlar, bizde şunları koyalım"
"Tamamdır, hadi gelin bi çocuklara bakalım"
Onlar parka doğru gidince bizde tuzları koymuştuk.
"Ah be Ernest'e yazık olcak be Eylül, çocuk en azından yardım etti"
"Olsun anca beraber kanca beraber içsinler. "
Tuzları acımadan çok koymuştuk.
"Karıştırın da belli olmasın" kahveleri karıştırıp koymuştuk. Yanımıza geldikleri için hemen oturup kendi kahvelerimizi içmeye başladık.
"Oynuyolar onlar ya takiliyolar parkta. Neyse oturalım valla çok yoruldum"
Mert abimin dediği şeye göz devirmiştim.
Hepsi oturunca pür dikkat onları izlemeye başladık. Noldu der gibi kafa sallıyorlardı.
"Yok bişi ya için hadi kahvelerinizi"
Bişey yokmuş gibi yavaş yavaş içmek için bardağı tuttular ve içmeye başladılar ve yüzlerini buluşturdular. Semih, Talha ve Ernest dışında. Onlar direk tükürdüler.
"Abla niye tuz var bunda" diye bağırdı Talha
"Ne tuzu ya" öksürerek devam etmişti"Talha ne güzel olmuş işte" Cenk abinin dediğine kıkırdadım.
"Aynen ya ellerinize sağlık" Mert abi konuşurken Necip abiyi dürtmüştü. Ama Necip abi tuzlu kahveyi daha ağzında tutuyordu.
"Noldu hayatım beğenmedin mi? "
Zorla kahveyi yutmuş konuşmuştu
"Yok hayatım çok beğendim, o yüzden bir süre ağzımda tuttum. "
"Ee o zaman bitirin hepsini" dediğime hepsi gözlerini belertti
"Abla biz ne yaptık ya. Ayy ne biçim bir şey bu ya"
"Semih beğenmedin mi yoksa? Ben yaptım bunu cidden aşk olsun konuşma benle"
Aslı abla Ernest'e İngilizce bir şekilde sormuştu.
"Ernest beğendin mi ablam Eylül yaptı nasıl olmuş? "
Öksürerek konuştu
"Güzel olmuş abla. Biraz ağzım ekşidi sadece. İlk kez içtim çünkü"
"Afiyet bal şeker olsun hepinize"
"Beğendiyseniz bitirin bir bardak daha için"
"Yok valla Eylül saol abim. Burdan antrenmana geçicez gelcek misiniz? "
"Tamam gelelim ama içelim kahvelerimizi öyle haydi beyler için"
Artık dayanamamış gülmeye başlamıştım. Yüzleri ekşiyince çok komik oluyordu.
"Valla Eylül gülme ya çok kötü tadı ne yapalım"
"Talha evlenmeden prova yapmış oldunuz iyi oldu"
Bu dediğime onlarda gülmüştü. Semih de hiç bişey anlamayan Ernest'e çevirmişti. Oda gülerek konuşmuştu.
"Doğru valla iyi oldu"demiş ve bana bakmıştı.
Ece abla bana bakmaya başlamıştı. Seninle konuşacağız der gibi kafa sallamıştı. Cidden ortada bişey yokken bişey çıkıyo.
Hepsi zorla kahveleri içmiş, evlerinden getirdikleri çantalarını almaya çıkmıştı.
Ece abla boşluğu bulmuştu. İşte sorgu başlıyordu.
"Söyle bakalım Eylül, Ernest ile aranızda ne var? "
"Abla vallahi bişey yok. Ama bir olay oldu*
"Noluyo Ece, bişey mi olmuş? "
"Duymadın mı Aslı Ernest'in dediğini 'doğru valla iyi oldu' dedi Eylül'e baktı"
"Kızzz sevgilimi oldunuz"
"Abla bir izin verin anlatayım. Bakın şimdi biz Ernest ile parti günü tanıştık şans eseri, eve gidince bir baktım beni takip etmiş ama tek beni, Melis veya diğer bizim kızları değil"
"Kızz bu bildiğin aşık ya"
"Abla bilmiyorum biliyorsunuz bir olay oldu. Ondan sonra ben hiç bir erkeğe güvenmemeye başladım... "
"Kuzum benim geçti gitti o olay. Ernest iyi birisi olmasa biz onu çağırmazdık hiç bir yere. Bence iyi birisi Mert Alâ'ı tesise götürmüştü. Mert'in bir arkadaşı gelmiş o gün Ernest'e rica etmiş ben gelene kadar bakarmısın diye işi uzun sürdüğü için çocuk 1 saat Alâ ile kalmış. Yani anla hem sabırlı hem tatlı bir çocuk. Ama tabi sen bilirsin. "
"Abla emin olmadan bir şey yapamam. İyi ki varsınız, aramızda kalsın"
"Sende iyiki varsın kızçem, tabi ki aramızda" deyip göz kırpmıştı Nur ablam
Tebessüm ettim ve önüme döndüm. Çocuklar gelmişti.
"Anne tesislere mi gideceğiz? "
"Evet Arden neden sordun kuzum"
"Anne formamı giyebilir miyim? "
"Bende giymek istiyorum anne"
"Tamam aşklarım babanızı arayayım getirsin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"𝑺𝒆𝒏 𝑩𝒂𝒏𝒂 𝒀𝒐𝒍𝒅𝒂𝒔̧ 𝑶𝒍" 𝐸𝑟𝑛𝑒𝑠𝑡 𝑀𝑢𝑐̧𝑖
FanfictionEylül Beşiktaş'ın Kadın Takımında Oynayan Ünlü Kadın Futbolcudur. Beşiktaş'ın yeni transferleri için kurulan bir partide kadın takımı da davet edilmiştir. Yeni transferlerden Ernest Muçi Eylül'ü gördüğü andan itibaren aşık olmuştur...