Bu anı tek bir cümle ile özetleseydim, dünyadan soyutlanmış gibi hissettim derdim sanırım.
Bu kelimeyi nasıl bilebilirdi? İşler kızışıyordu.
Kutay benim bu halime güldü ve ben hala ona bakakalmışken beni hafifçe itip yanıma oturdu. Arkadaşlarına birşeyler söyledi ama anlayamadım. Gözlerim bu sefer de masaya dönüp oraya takılı kalmışken Kutay'ın gerçekten Maskeli olabileceği ihtimali aklımdan çıkmıyordu. Maskeliyi incelemem gerekiyordu. Onun da gözleri yeşil miydi?
Kutay'ın Maskeliye benzeyen ayrı bir benzerliği ise ikisinin de fazlasıyla seksi oluşuydu.
Evet, bu durumda tam da bunu düşünüyordum çünkü çapkınlığın yer ve zamanı olmazdı.
&
Okul bittiğinde hızlıca otobüse atlamış ve eve gelmiştim. Annemle öğle yemeğini beraber yemiştik, daha sonra da termosuma su doldurup bugün odamdan bir daha çıkmamak üzere odaya kapanmıştım. Derslerime ağırlık vermem gerekiyordu, sınavlara az kalmıştı ve ben iç mimarlık düşünüyordum. Acaba Kutay'ın düşündüğü meslek neydi?
Kutay'ı aklımdan çıkarmak isterdim ama olmuyordu, Maskeli ile alakası neydi? Söylediği kelimeden sonra birbirimizle hiç konuşmamıştık, yarın bu işe mutlaka bakmam gerekiyordu. Ayrıca Maskeli neredeydi? Niye 2-3 gündür yoktu, koskoca adamı tefeciler mi kaçırmıştı?
İtiraf etmeliyim ki özlemiştim.
Hislerime tam anlamıyla karar veremiyordum, acaba o beni sadece kurtardığı biri olarak mı görüyordu? Bu işe de bir el atmam gerekiyordu, Maskeli ne zaman gelirse ona artık duygularımı açıkça dile getirecektim.
Sonunda 2 seksi adamı da zihnimden atabildiğim de 1 saatimi duşta geçirdim. Duştan çıktığımda ve bornozu üstüme geçirip saçlarımı kurulayarak odaya girdiğimde beklemediğim bir manzara ile karşılaştım. Yatağıma boylu boyunca uzanıp yüzünü tek eline dayamış bir Maskeli duruyordu. Para falan dua etseydim o da bu kadar hızlı gelir miydi?
"Maskeli?" Aniden sırıtışı maskesinin ağız kısmı açık olduğu için çok gözüme çarpıyordu. Kalbim malum görevini yerine getirmeye başlamıştı.
"Efendim güzelim" Saçlarımda ki elim duraksadı.
Ne dedi ne? Güzelim mi?
Kalbime inme inecek be adam!
Boğazımı temizleyip konuştum. "Ne işin var senin burada? Benimle uğraşmaya geldiysen yürü git, senin aksine benim seninle uğraşmaya vaktim yok"
Vardı.
"Ne alakası var? Ben öyle bir adam mıyım, yazıklar olsun" diye homurdandığın da yatakta oturur pozisyona geldi. Bunu yaparken bilerek kaslarını göstermeye çalışmıştı. Peki ben boş durur muydum?
Doğru cevap; hayır tabii ki
Minnak bir cesaretle o'na yaklaştım ve bir elimi geçen ki olay yaşanmasın diye bornozumun göğüs kısmına koyup üzerine eğildim. Öpmek istesem de o kadar ileri gitme taraftarı değildim, sadece yürüyecektim hatta bir tık uçadabilirdim.
Dudaklarımız arasında az bir mesafe kaldığında durdum ve gözlerinin içine baktım. Buradan daha zormuş bu irade işi yahu! Adamın dudaklarına yapışmamak için zor duruyorum!
"Hayır tabii ki" demeyi başardım derinden çıkan bir sesle.
Bu sefer o bana yaklaşarak mesafeyi daha da azalttı.
"Peki nasıl bir adamım senin gözünde Damla?" İsmim kulağıma ilk defa bu kadar hoş geliyordu ve şimdi uçmanın asıl sırasıydı.
"Çekici, yakışıklı ve tam benlik bir adamsı-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DAMLA
Teen Fiction~Bölümler kısadır ve Küfür İçerir~ "Gözlerin niye bu kadar ürpertici bakıyor?" "Zamanla öğrenirsin" "Zamanla mı?" "Evet, zamanla" "Ya seni bir daha görmezsem?" "Göreceksin çünkü," eğilip sol göğsümü gösterdi ve fısıldadı, "Çünkü burada kendim için b...