Yatakta bir kere daha dönecekken oflayıp kalktım ve led ışığımı açtım. Gözüme uyku muyku girmiyordu, ne yapacaktım bilmiyordum. Uykum gelsin diye kitap okumuştum, yavaş bir müzik açmıştım hatta gece gece duş almıştım ama gram uykum gelmiyordu.
Uyandıktan sonra anneme beni eve kimin getirdiğini sormuştum, o ise "üst komşunun yakışıklı oğlu" diye cevap vermişti. Aklıma Kutay'dan başka biri gelmiyordu ve zaten diğer üst komşumuzun oğlu yoktu. Ama ben Maskeli'nin kucağında olduğumu hatırlıyordum.
Herşey karmakarışıktı ve ne olacağını kestiremiyordum, arafta kalmıştım. Hem Maskeli'nin sorduğu soru da çok ani olmuştu, iki adamı da severken kimi seçecektim tam olarak karar verememiştim. Fakat yavaş yavaş tarafım belli oluyor gibi hissediyordum.
Cevabımı vermek zaten ayrı bir muammaydı.
İçerisi klimadan dolayı havasız kaldığı için balkonun kapısını açıp dışarı çıktım. Trabzanlara yaslandım ve şarkı mırıldanmaya başladım.
Arkamdan kapının kapanma sesi geldi, rüzgardan olduğunu düşünüp umursamadım ama rüzgar yoktu ki.
Siktir.
Yavaşça arkamı döndüğümde Maskeli'nin tüm heybetiyle gerçekten arkamda olduğunu fark ettim.
Yavaş adımlarla dibime geldi ve kollarını trabzanlara yaslayıp etrafımı çevreledi. İşte şimdi sıçmış bulunuyordum. Başımı yana çevirdim, konuşmak falan istemiyordum.
"Bana bakar mısın?" dedi tane tane.
"Hayır bakamam, çekil şurdan" dedim ve elimle omzundan ittirdim.
Kıpırdamadı bile.
Bu sefer çenemden yumuşak ama sağlam bir şekilde tutup kendine çevirince mavi gözlerinin içine bakmamak için dirensem de yapamadım.
Bir dakika bir dakika, Maskeli'nin gözleri şuanda yemyeşil görünüyordu.
Kutay'ı özlediğim için yanlış mı görüyordum acaba?
"Gözlerin uykulu değil, demekki seninde gözüne uyku girmemiş güzelim" derken bir eliyle saç tutamlarımı omzumdan geriye attı.
Böyle kelimeler ile beni kandıramazdı.
"Buraya cevap almak için geldin, doğru muyum?"
"Evet, doğru"
"Ne kadar zamandır buradasın?"
"Bilmiyorum"
"Ne demek bilmiyorum?"
"Konuyu değiştirmeye çalışıyorsun Damla"
Bir eli belime gidince sesimi çıkaramadım.
"Ama ben bu gece o cevabı almadan hiçbir yere gitmeyeceğim"
Dayan Damla dayan. Sakin ol.
"İstersen senin için sorumu yenileyebilirim"
"Kes şunu"
"Neyi?"
"Yapma"
"Neden ki?"
"Bunun için"
Bacaklarımı sırtına, kollarımı ise boynuna dolayıp dudaklarına yapıştım. İlk önce donup sonra ise karşılık vermeye başladığında artık herşey için çok geçti.
Kalçamdan tutup beni trabzanlara oturttu, sırtımı tutmasa aşağı düşecektim. Vaktin geçtiğini anlamadım ama arada bir nefes alıp tekrar devam ediyorduk. Dudaklarım kızaracaktı bu gidişle.
Ne kadar öpse de doymuyor gibi hissediyordum. Maskeli böyle giderse sanırım cevabını alacak gibiydi.
Bi anda beni trabzanlardan kaldırıp elini kalçamın altına koyduğu gibi arkasını dönüp balkonun kapısını açtı ve ılık havadan klimanın soğuttuğu odama girdik. Maskeli hiç beklemeden beni odanın ortasında ki yatağıma yatırdı. Kendisi de kollarını iki yanıma koyup üstümde pozisyon aldığım da beklentiyle bana bakıyordu.
"Damla, daha fazla ileri gitmek sağlıklı bir karar değil gibi geliyor. Sonra pişman olacaksın gibi hissediyorum"
Biraz soluklanıp konuştum.
"Duymak istediğin nedir?" Gözlerini kaçırdı.
"Dile getirmemi istediğin şey cevabımsa"
"Damla..." sesi derinden geliyordu ve terlediği maskesinden bile belli oluyordu.
"Seni seçiyorum Maskeli," derin bir iç çektim "beni pişman ettirme" Elim birden maskesine gitti, bence artık zamanı gelmişti.
Fakat bileğimi acıtmayacak şekilde tutup geri çekti.
Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.
"Kimliğini bilmediğim halde sevgi beslediğim kişinin kim olduğunu öğrenmek hakkım diye düşünüyorum Maskeli"
Eli bileğimi bıraktığın da kolumu aşağı indirdim.
"Ama sen hala hazır değilsen ben dosdoğru tanımadığım bir insana kendimi açmak istemiyoru-"
Sözüm bitmeden Maskeli çevik bir hareket ile elini maskesine atıp yukarı çekti.
Artık tüm doğruluğu ile karşımdaydı.
Artık Maskeli değildi.
"Üst komşunun yakışıklı oğlu"
"Yarın okulda görüşürüz"
"Benim gitmem için ilk senin gitmen gerek"
"Sulu göz"
"Komşu olduğumuz için duyuyorum her şeyi"
"Kutay Günay..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DAMLA
Teen Fiction~Bölümler kısadır ve Küfür İçerir~ "Gözlerin niye bu kadar ürpertici bakıyor?" "Zamanla öğrenirsin" "Zamanla mı?" "Evet, zamanla" "Ya seni bir daha görmezsem?" "Göreceksin çünkü," eğilip sol göğsümü gösterdi ve fısıldadı, "Çünkü burada kendim için b...