✨️Arslan Karadağ✨️

19.5K 930 149
                                    


Günler sonra hamile olduğumdan artık emindim. Her sabah gözlerimi mide bulantılarıyla açıyordum. Belim ve kasıklarım şiddetli bir şekilde sancıyordu. Kaynanamla hiç de iyi olmayan aramız, ev işlerine elimi sürmüyorum diye daha da kötü olmuştu. Bir zamanlar zevkle temizleyip kendime yuvam bildiğim evi sevmiyordum artık. Bekarken çalışıp kendi paramla yaptığım çeyizimlerimi bile görmek istemiyordum. Bana ne oluyordu anlamıyordum. Bazen kocamın üstümde açlıkla gezinen gözlerini oymak istiyordum. Kaynanamın susmak bilmeyen ağzını sonsuza dek tıkamak istiyordum. Halimden hareketlerimden şikayetçi olan kaynanam ve kocam anneme şikayet etmişlerdi beni. 'Kızına çeki düzen ver' demişlerdi.

Annem birkaç günlüğüne onlarda kalmamı teklif etmişti. Okşayıcı bir sesle ve merhamet dolu öpücüklere boğmuştu beni. Yatışmamı istemişti. 'Hele bir bebeğini kucağına al. Gör bak o zaman her şey düzelecek kızım' demişti. Benimse hiçbir seyin düzelmesini istemek gibi bir niyetim yoktu. Yalnızca bebeğimi istiyordum o kadar.



"Hadi bakalım doktora gitme vaktin geldi. Evde test yaptın hamilesin biliyorum fakat yine de doktora görünsen iyi olur " dedi Orhan az önce banyodan çıkan karısına. "Lavaboyu temizledin değil mi? Yanlış anlama ama kusmuk temizleyemem çünkü görüntüye dayanamayıp bende kusarım"

Soğuk bakışlarımı kocamın üstüne dikip yüzümü kuruladığım havluyu göğsüne sertçe çarptım "Temizledim merak etme" diye çıkıştım. "Benim pisliğim en azından suyla temizleniyor. Ama sen kendini ne yapsan temizleyemezsin. Ölsen bile zina yapan bir pislik olarak anılacaksın"

"Sana en pahalı hediyeler aldım. Güllere boğdum seni. Binlerce kez özür diledim." Dedi Orhan vefasız bulduğu karısına. Az önce ettiği sözlerden pişman oldu. Karısının içine işleyen dondurucu gözlerinden korktu birden.

Belirgin bir kinle bakıp "Ve tüm bu basit davranışlarınla kendini rezil ettin" diye lafımı yapıştırdım. "Her gün acaba kendini daha ne kadar küçük düşürecek bu diyorum" deyip evden hışımla çıktım.

Tedavi olduğum merkeze gittiğimizde içip kıpır kıpırdı. Göbeğim yarısına kadar açıktı. Gözlerimi ultrasondan ayıramıyordum bir türlü.

"Tebrikler hamilesiniz Mahru Hanım"

Bebeğim bana tutunmuştu demek. Yüzümü göremiyordum ama bugüne kadar en güzel gülümseme belirmişti yüzümde. Ruhumun üzerine çöken karabasan kalkmıştı nihayetinde. Yalnız değildim. Ben ve bebeğim vardık. Bundan sonra iki kişiydim. Yüreğim kabarmıştı. Uzun bir süreden sonra rahat bir nefes almıştım sonunda.

Birdenbire kapı sertçe açılınca irkildim. Kadının biri delirmiş gibi bana bakıyordu. Kesik kesik nefes alıyor göğsü hızlı hızlı inip kalkıyordu.

"Ne işin var burada? Seni kovmuştuk defol. Güvenliği çağırın"

Diye bağırdı doktorum ve aynı zamanda bu merkezin sahibinin karısıydı Hülya Hanım.

Defne doktor, Rahmi Beyin yaptığı hatayı karısına itiraf edişini tesadüfen duymuştu. "Oldu bir kere. Çeneni sıkı tut yeter" diye konuşmuştu Hülya Hanım. Rahmi Bey ise "Bu skandal duyulursa rezil oluruz belki merkezimiz kapatılır bile" demişti.

Doktor Defne bu hatayı öğrendiği günden beri vicdanı yüzünden uyuyamıyordu. Bu yanlışı öğrendiğini itiraf etmiş susması için yüklü miktarda para teklifi almıştı. İkna edemeyince de tehdit etmişlerdi onu. Defne'nin korkusuz olduğunu görünce de işten atmışlardı.

Ortada bir haksızlık vardı. Defne haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmak istemiyordu. Hasta bilgilerine ne yapıp edip ulaşabilmişti sonunda. Maalesef Arslan Beye yetişememişti. Telefonuna da ulaşamamıştı bir türlü. Mektup yazıp ev adresine gönderecekti.

GELECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin