✨️Gelecek✨️

18.5K 993 82
                                    


Güzel yorumlar aldıkça ara vermeden yazıyorum. Düşüncelerinizi esirgemeyin benden.

Sabah saçta pişirilen ekmeğin kokusunu alarak uyandım. Günlerdir abur cuburla besleniyordum. Kaçtığım zaman yoldayken aldığım yiyecekler tükenmek üzereydi. Gurur yapmayı bırakıp evden çıktım. Komşu kadınları selamdım ana dilimle. Ekmeği saçta pişiren yaşlı kadının soğuk bakan gözleriyle karşılaşınca istemsizce gerildim. Yaşlı kadının gelinleri beni içtenlikle selamladılar. Onlara yardım edemediğimi hamilelikten dolayı ağrım olduğunu söylediğimde yaşlı kadın insafa gelip bana iki tane sıcak ekmek uzattı. Kendileri için hazırladıkları kahvaltıdan yiyebileceğimi söyleyince utanma duygusundan yoksun bir halde yanıbaşımda olan kahvaltı tepsisinin önüne oturup iştahla yemeğimi yedim. Karnım doyunca onlara teşekkür edip oradan ayrıldım.

Ne zamana kadar böyle sürecekti bilmiyordum. Biriktirdiğim mutluluklar göz yaşlarımla harcanıyordu. Amaçsızca yürüyordum. Kendi kendime şarkı mırıldanıyordum. Buruk bir tebessümle kıvrıldı dudaklarım. Eski beni hatırladım birden. Tükenmez bir neşem vardı benim. Mavi gözlerimle övünür uzunca aynaya bakar gurur duyardım kendimle. Dalgalı koyu sarı saçlarımı altına benzetir annemle ablalarıma takılır 'benim binlerce altınım var' diye gülerdim kendime. Harçlıklarımı biriktirir sonu mutlu biten romanlar alır babamdan gizli okurdum. Televizyonda sevdiğim şarkılar çalınca sesi yükseltir şarkıya eşlik ederdim. Benim dünyam müziklerden romanlardan oluşuyordu. Romanların kahramanlarını arkadaş edinmiştim kendime. Dış dünyadan babam kimseyle arkadaş olmama izin vermemişti çünkü. Orta okuldan sonra okumama izin vermediler. Okuldaki arkadaşlarım bir iki kez evimize gelmişlerdi babam buna şahit olduğu zaman arkadaşlarıma ateş püskürmüş bir daha evimize adım atarlarsa onları döveceğini söylemişti. Arkadaşlarımın önünde rezil olmuştum. O zaman bütün öfkemi kusmuştum babama. Beni öyle bir dövmüştü ki hastanelik olmuştum fakat hastaneye götürmediler. Haftalarca ağrı kesici yutmuş annemin eczaneden aldığı morluklar için olan kremler sürmüşlerdi vücuduma. Yıllar böyle sürüp gitmişti. Ama benim yüreğim orta okulu okuyan kızda kalmıştı. O kızın üniversite okuyup hemşire olduğunu hayal ettim hep. Kendimi böyle avuttum. Sonra Orhan çıkmıştı karşıma. Aynı mahallede oturuyorduk. Babam tüm parasını metresine kaptırdığı için iflas etmişti. Babam gırtlağa kadar borca batmıştı. Artık benimde eve ekmek getirmem gerekiyordu. Orhan bana ustabaşı olduğu tekstil fabrikasında iş bulmuştu. Babam Orhan'a güveniyordu. Beraber işe gidip geliyorduk. Orhan iş çantamı taşırdı fabrikaya kadar. Hiç ilgi görmeyen ben bu davranıştan öyle etkilenirdim ki saatlerce karnım tatlı tatlı sancırdı. Biz kadınların ortak tek bir hassas noktası vardı oda kalbimizdi. Hemen yumuşuyorduk erkekler karşısında. Bir çiçek bir yüzük bir şiirle aklımızı yitirir gibi oluyorduk. Elin oğlunun sevgisine muhtaç yetiştirilmiştik bir kere. Suçlu biz değildik ki. Suçlu babalarımız abilerimizdi. Hiçbir kız hayattan bıkıp huzuru koca evinde aratacak duruma getirilmemeliydi. Belki çoğu kadın itiraf edemiyordu ama birçok kadın baba evinden kurtulmak için evleniyordu. Benim Orhan'la evlenmem de bu yüzdendi. Acı acı güldüm bende diğer kadınlar gibi umduğumu bulamadım. Koca evi de başka bir dertmiş. Orhan'ın beni komşumuzla aldatmasından sonra dünyamın rengi gri oldu. Daha sonralar da yataklarımızı ayırdığım için Orhan öfkelenmiş beni birlikte olmaya zorlamıştı. Çiçek koyduğum vazoyu kafasına geçirmiştim. Böykelikle Orhan bir daha yaklaşmak istememişti. Sürekli telefonu çalıyordu Orhan yanımda konuşmuyor evden çıkıp sokakta yürüyerek konuşuyordu. O uyurken parmak izi şifresini koyduğu telefonu alıp parmağını telefona bastırıp açmıştım. Bir değil bir sürü kadınla meşajlaştığını onlarla yan yana oldukları fotoğraflar görmüştüm. Nefretim daha çok artmıştı.







Güzeller köyünü bulmak epey zamanını almıştı Arslan'ın. Helikopterden indiğinde hızlıca yürüdü. Derelerden geçti. Koyun sürülerinin arasından geçtiğinde uzağında uzun koyu sarı saçları olan bir kadını arkası dönük bir halde gördü. Mahru'nun saçlarıda sarıydı. Hızlıca yürüyüp ona yetişti. İncecik bileğinden nazikçe kavradı kadını. Kadın irkilip ona bakınca onun Mahur olduğunu gördü.

GELECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin