Merhaba değerli okuyucularım, nasılsınız?
Bölüme geçmeden önce lütfen oy vermeyi, bölümü okurken yorumda bulunmayı ve arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın :)
İyi okumalar dilerim. Bölüm sonunda görüşmek üzere.
2. Bölüm : Unutmak Mı? Müzikle Kısmen
Yaşanan olayların üzerinden günler, aylar hatta yıllar geçmiş olsa da bazı şeyleri unutmak hiç de kolay değil dediğinizi duyar gibiyim.
Geçmişte yaşanan olaylar, durumlar, travmalar... Her ne kadar unutmak istesek de unutmamız güçleşir bazen.
İster travma durumlarında ister başka durumda biz insanların sığınmak istediği birer liman vardır. Bu liman o zor günlerde, unutulmaz anlarda, mutluluklarda neredeyse hemen her durumda bizler için bir nevi sığınak işlevi görüverir.
Kalbimizde yavaş yavaş oluşmaya başlayan bu sığınak bizi geçmişten, gelecekten, hüzünden, kederden, acıdan, ızdıraptan... aklınıza gelmiş ve gelebilecek olan hemen her durumdan korur. Bir anda ortaya çıkan çelik yelekli koruyucumuz oluverir.
Sizce benim şu anda sizlere tarif etmekte olduğum bu şey tam olarak nedir??
Ya da şöyle soruyum, sizler bu tarz durumlarda neye veya nereye sığınırsınız? Tam o anda sizin koruyucunuz kim oluverir? Mavi atlı prensiniz, sığınağınız, çelik yelekliniz tam olarak ne olur?
Eminim ki çoğunuz şuan benimle aynı cevabı verecek. Bunu şuan hissedebiliyorum. Aynı soruyu şuanda vereceğim cevabı merak ettiğiniz için sizin de bana sorduğunu biliyorum.
Lafı çok da fazla dolandırmadan hemen sizlere söyleyeyim. Ben, bu tarz durumlarda müzik dinliyorum ve kendimi müziğin o derin duygularına hapsediyorum. Evet evet yanlış duymadınız. 'Müzik'.
O melodiler, ritimler, vurgular, sözler... Hepsi benim için o kadar değerli ve de önemli ki..
Aslında bizlerin söylemek isteyip de bir türlü söyleyemediği, ısrarla kendi içine hapsettiği bir takım duygular.. Sonucunda da dar ve oldukça kalabalık olan bu şehirlerde müziklerle yaşamak.. :)
Her insanın az da olsa birer müzik kulağı vardır aslında. Bu işlev, o ince ince dokunmuş olan sözleri birebir yaşamak, anlamak ve o sözlere kendimizden birer anlam katabilmek adına bizler için çırpınır durur.
Müzik aslında ne midir?
Bir süreden sonra sol yanımızda oluşmaya başlayan o şiddetli sancılara kısa süreliğine de olsa son vermeye çalışan,
Uzaklara dalıp gidebilmemiz için bizlere tahta tümseklerden meydana gelen bir zemin oluşturmaya çalışan,
Geçmiş yaraları silmeye ve bizleri yeni bir geleceğe hazırlamaya çalışandır müzik...
İnsanın o anda boşluğa kapılan kalbini onarmakla yükümlü olan,
Neler hissettiğini, o an ne yapması gerektiğini bile insan kendisine tercüme edemezken, tercümanlık görevi üstlenen,
Kalbin dilini notalarla çevreleyen,
Kalbin derinliklerinde çürüyen o masum çiçeği yeşertendir müzik...
Peki bu söylediklerimden yolsa çıkacak olursak ya biz müzikleri değil de, müzikler bizi dinliyorsa?
Okumuş olduğum bir kitapta şöyle bir söze denk geldim: " Üzgün ruhlar yalnızlığın bağrında huzur bulurlar."
Ne kadar da güzel bir söz öyle değil mi? Bende bu söze bir ekleme yapmak istiyorum. Evet üzgün ruhlar gerçekten de yalnızlığın bağrında huzur bulurlar. Bizler de öyle değil miyiz zaten? En ufak bir durumda kaçamak yapmak ve kendi içimize gömülmek istemiyor muyuz? Bu durumda devreye bizimle birlikte ne dahil oluyor? Tabi ki de "müzükler" :) O zaman ne diyorum.. "Üzgün ruhlar yalnızlığın bağrınla müzikle huzur bulur."
Kimi şarkı vardır tamam dersin buldum. Bu şarkı benim şarkım. Tam anlamıyla beni ifade ediyor. Ya da kulağına pek de hitap etmeyen bir şarkının içinde anlamlı bir söz geçer.. Vay be ben bu şarkıyı sevmedim ama bu sözü beni derinden etkiledi dersin.
İşte bu noktada aslında biz müzikleri değil, müzikler bizi dinlemiş oluyor. Yani en azından ben böyle düşünüyorum..
Socrates,"Müzik ruhun gıdasıdır" diye boşuna dememiş..
Benim favori sözüm nedir bilir misiniz? Favori şarkım..
İlk dinlediğimde dedim ki tamam bu şarkı benim şarkım, bu sözde benim sözüm. Yazan kişi resmen bu şarkıyı benim için kaleme almış. "Şarkılarla konuştum onlar sırdaşım oldu."
Belki çoğunuz bu şarkıyı biliyordur. Ya da biliyor fakat sevmiyordur.
Ayça Özefe'den, Yıkılmam Asla.
İşte bu şarkı benim şarkım, söz de benim sözüm.
Demek ki neymiş? Biz şarkıları değil asıl şarkılar bizi dinliyormuş.
Acımıza, kederimize, mutluluğumuza bizler için sığınak oluyormuş.
Gözlerimizi karanlığa vererek duygularımızı ön plana koyduğumuzda müzikler bizleri canla başla diniyormuş..
Daha çok şarkı dinlemeniz ve ondan da çok şarkıların sizi dinlemesi ve sizlerle sırdaş olması dileğiyle. :):):)
Tékrar tékrar ayağa kalkıp
Baştan yola koyuldum
Hep başa dönüp durdu
Anlat'cak kimsem yoktu
Şarkılarla konuştum
Onlar sırdaşım oldu
...
Buraya kadar gelip yazımı okuduğun için sana teşekkür ederim. Üçüncü bölümde görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kal :):):)
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimden Geçti 'HAYAT'
Non-Fiction*Hayatta seni sen yapan yine sensin* Yaşanmışlıklar sonrasında kendinden başka kimseye ihtiyacın olmadığını öğreneceksin. Zor da olsa o kötü günlerinde yanında sandıklarının aslında yanında olmadığını gördüğünde senin yanında olanın yine sen olduğun...