Sekizinci Bölüm

4 0 0
                                    


Laptopumda müzik çalmaya devam ediyordu bir anda kesildi ve ekran karardı. Aniden radyo açıldı:

"Her şeyin bir sebebi vardır. Bir an için bunu düşün. Kişisel, profesyonel dünyevi bütün emeklerin kozmik olarak önceden belirlenmiş bazı sonuçlara tam anlamıyla kölelik ediyor. Hayatımızın önemli anlarında ne söz hakkımız ne de kabahatimiz yokmuş gibi... amaç dolu bir hayat istiyorsan bunu her şeyin bir sebebi olduğu kavramını tersine çevirerek elde edebilirsin. Onu yeniden tanımla. Sadece berbat bir trajedinin veya büyük bir başarının gelecekteki açıklaması olarak değil. Bizi en başta o kritik dönemeçlere götüren bilinçli seçimlerin bir doğrulaması olarak. Şansın, kaderin ve alın yazısının üzerinde hakimiyet kur. Çünkü her şeyin gerçekten bir sebebi vardır. Ve bu sebep SENSİN. Seçkin bir başarı elde etmek için zor seçimler yapmaya razı olman gerekir. Hoş olmayan şeyler yapmaya, en değerli varlıklarını riske etmeye ve bizi sınırlayan, toplum tarafından takılmış prangalardan kurtulmaya razı olmalısın. Aşktan, evlilikten, çocuklardan ve en önemlisi daha az önemli insanların ahlaki düşüncelerinin davetsiz dayatmasından... çünkü değerli hiçbir şeye fedakârlık yapmadan ulaşılamaz. Gerçek büyüklüğü sadece ve sadece bedeli ne olursa olsun peşinden gidenler elde edebilir." Radyo da kapandı...

Evimde ağır bir sessizlik vardı. Kime veya neye güvenebilirdim ki... Zaten güven, birine verebileceğin en tehlikeli şey değil midir?

Gündelik telefonuma gelen mesaj sesiyle mutfak masasına doğru yöneldim. Yavuz'dan gelen bir maildi. "Bildiğin kadar varsın. Anlam veremediysen bilemediklerin kadar yoksun demektir. Anlam vermeye çalışıyorsan benim kadar var olmaya çalışıyorsun demektir. Evren bir matematiktir. Evreni anlaman için gereken tek şey matematikçi olmak değildir. Yapman gereken tek şey farkındalık olgusunu artırmaktır. Zihnin zaten mükemmel bir matematikçi. Onu anlayabilmen ve ortaya çıkarman için farkındalığını artırman yeterli."

Laptopumda müzik çalmaya devam ediyordu bir anda kesildi ve ekran karardı. Aniden radyo açıldı:

"Her şeyin bir sebebi vardır. Bir an için bunu düşün. Kişisel ya da profesyonel dünyevi bütün emeklerin kozmik olarak önceden belirlenmiş bazı sonuçlara tam anlamıyla kölelik ediyor. Hayatımızın önemli anlarında ne söz hakkımız ne de kabahatimiz yokmuş gibi... Amaç dolu bir hayat istiyorsan bunu her şeyin bir sebebi olduğu kavramını tersine çevirerek elde edebilirsin. Onu yeniden tanımla. Sadece berbat bir trajedinin veya büyük bir başarının gelecekteki açıklaması olarak değil. Bizi en başta o kritik dönemeçlere götüren bilinçli seçimlerin bir doğrulaması olarak. Şansın, kaderin ve alın yazısının üzerinde hakimiyet kur. Çünkü her şeyin gerçekten bir sebebi vardır. Ve bu sebep SENSİN. Seçkin bir başarı elde etmek için zor seçimler yapmaya razı olman gerekir. Hoş olmayan şeyler yapmaya, en değerli varlıklarını riske etmeye ve bizi sınırlayan, toplum tarafından takılmış prangalardan kurtulmaya razı olmalısın. Aşktan, evlilikten, çocuklardan ve en önemlisi daha az önemli insanların ahlaki düşüncelerinin davetsiz dayatmasından... çünkü değerli hiçbir şeye fedakârlık yapmadan ulaşılamaz. Gerçek büyüklüğü sadece ve sadece bedeli ne olursa olsun peşinden gidenler elde edebilir." Ve radyo kapandı...

Evimde ağır bir sessizlik vardı. Kime veya neye güvenebilirdim ki... Zaten güven, birine verebileceğin en tehlikeli şey değil midir?

Gündelik telefonuma gelen mesaj sesiyle mutfak masasına doğru yöneldim. Yavuz'dan gelen bir maildi. "Bildiğin kadar varsın. Anlam veremediysen bilemediklerin kadar yoksun demektir. Anlam vermeye çalışıyorsan benim kadar var olmaya çalışıyorsun demektir. Evren bir matematiktir. Evreni anlaman için gereken tek şey matematikçi olmak değildir. Yapman gereken tek şey farkındalık olgusunu artırmaktır. Zihnin zaten mükemmel bir matematikçidir. Onu anlayabilmen ve ortaya çıkarman için farkındalığını artırman yeterlidir."

SANRIWhere stories live. Discover now