bölüm 1

15 5 17
                                    

Geçmiş

"öğretmenim jimin-shi oyuncak arabamı vermiyor" diye ağlamaklı bir ses çıkardı jungkook."Ama jungkookcum biraz da arkadaşın oynasın arabayla sen dün de oynamıştın" diye söylendi öğretmeni.

Omuzlarını yukarı aşağı kaldırarak itiraz etmek istedi ama eğer bunu öğretmenine karşı yaparsa ona kızardı çünkü öğretmeni haklıydı.O dünden beri o arabayla oynamıştı ama yine oynamak istiyordu.

Arkasını döndü ve kahkülleri alnına doğru gelen
kendisinden bir kaç santim uzun fakat biraz zayıf olan çocuğa doğru ilerledi.Önünde durduğu çocuğa baktı gözleri dolu dolu bir şekilde.

"Taeyung" dedi.Yavaş bir şekilde önünde kağıda resim yapan çocuğa."jimin ayabamı vermiyor"
Buydu işte jungkook sadece ona mızmızlanabilirdi. Taehyung yanında duran sandalyeyi çekti ve eliyle oturmasını gösterdi.

"Ne oldu yine" Her zaman ki kısa cevaplarıyla karşılamazdı çünkü o jungkooktu.
"Dedim ya taeyung! jiminshi ayabımı vermiyoor"
Dolmuş gözlerini kendisine bakan gözlere çıkardı.Onun için şöyleydi Taehyung'un gözleri,çok güzeldi.

İki elini kaldırdı ve gözlerine gelen kahküllerini eliyle geriye doğru itikledi jungkook.
Taehyung şaşırdı bir anlığına sonrasında geri çekildi ve kendisi düzeltti saçlarını.
"jiminieye söyler misin arabayı bana versinn"

"Hayır,jungkook bunu konuşmuştuk hatırlamıyor musun?" Jungkook gözlerini havaya dikti ve düşünür gibi yapmaya başladı."hmm hatırlayamadım taeyung."

İkili biraz daha sohbet ettiler.Taehyung jungkookla iyi anlaşıyordu.Kreşten dönerken bile birlikte yürüyorlar,ilk önce onu annesine teslim ediyor sonra ise kendi anne babasının kızmasını umursamadan geç bir saatte tekrar evine dönüyordu.

Günümüz.

Çiseleyen yağmurun altında yürüyorum ve bu vakitte açık olan tek tük yer vardı.
altıma giydiğim lacivert şortum hafiften ıslaktı.
beyaz ayakkabılarım iyice şu geçirmişti ve çoraplarım ıslanmıştı.

Biraz ilerledigim sıra da karşıma sarı ışıklarıyla gerçekten dikkat çekici bir şekilde yazılmış bar çıktı."Kim bars" diye mırıldandım yavaşça.
Benim gibi bir çocuğun burda ne işi olabilirdi ki.
hırkamın şapkasını duzelttim ve hızlı adımlarla ilerledim.

Anlaşılan yağmurun duracağı yoktu.
Gördüğüm bar'a girdim.
Gayet güzel bir şekilde dizayn edilmişti.İçerisi de dışarısı kadar güzel gözüküyordu.
Kenardan bir ıslık çalındığında o tarafa döndüm.

Zil zurna sarhoş olmuş bir adamın bacaklarıma bakıp beni süzdüğünü fark ettiğimde rahatsız bir şekilde ilerledim.Burası kimindi acaba?

Mekanda slow bir şekilde müzik çalmaya başladı,önümde duran uzun yoldan ilerleyip barmenin önüne gittim.Hafif bir şekilde gülümsediğinde ayni alanda bulunan uzun siyah saçlı bir adam dikkatimi çekti.Beyaz tenliydi ve gözleri bir kedi kadar iyiydi.

Tekrar önüme döndüm ve bir bardak su rica ettim.Su geldikten sonra omzumda bir el hissettiğimde oturduğum yerde irkildim ve
dim dik bir şekilde oturur hale geldim.

Başka bir adam elini bana atmıştı.
Beyaz gömleğinin düğmeleri 2-3 tanesi açık
ve göğüs kılları gözüküyordu boynuna taktigi altin zincir ve beyaz saçlarından nasıl bir tip olduğu belliydi.

"Afedersiniz ama sanırım birisiyle karıştırdınız beni" Adam öylece bana bakarken omzumda ki eli yanağımı bulduğunda elini itmeye çalıştım.
"Lütfen elinizi çeker misiniz? Bana dokunmayın."

Daha deminden gördüğüm uzun saçlı kedi gibi gözleri olan çocuk eliyle bir işaret yaptı ve yanına birisini çağırdı,daha sonrasında yanında ki adama bir şeyler söyledi.Yaninda ki adam hızlı bir şekilde kapıdan dışarı çıktı.

Elini ittirdigim anda sandalyeden kalktım ve
geldigim uzun ama geniş mekandan çıkış koridorunda ilerlemeye başladım.Arkamdan adamın savsak adımları geliyordu ama hiç bir şey yapmadım başıma iş almak istemezdim.
yani şuanlık.

Eliyle kolumu tuttuğunda bu boş bardağı taşıran son damlaydi.İlerledigim yolda bulunan yan masaların birinde kırmızı şarap şişesinin başından tuttum ve adamın başına doğru vurup bağırdım."Sana bana dokunma demiştim!"

Barın kapısı açıldığında kapının üstünde bulunan zilin hareketlendi,yağmurdan dolayı giydiği rugan ayakkabılar çamurlaşmış,Siyah saçları özenle geriye doğru atılmış bir adam girdi içeri.

"jungkook."


yeni başladım bu fice daha önce kimsede görmedim hatırlamıyorum da çünkü kurgusunu her okul dönüşü önünden geçtim o kahvehaneden yağmurda islanmamk için
duran ablayı götürdüğüm de aklıma geldi.

Eeyes kacarr.

16 mayın 20224

Night at the barHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin