Bölüm 25🤎

172 11 9
                                    

Selamlarrrrrrrrrr🤭🤭

Nasılsınız?

16.05.24'

Bölüm şarkısı: Can Bonomo-Resmini Görünce

_________________________________

Baharda sallanan ağaç dalları olurdu ya hani, işte öyle hissediyordum.

Hayır, ölmüyordum tıpkı o dalın ağaçtan kopmayacağı gibi fakat yorgundum savrulmaktan.

Az önce aldığım kemoterapi beni hayli yorgundum.
Dakikalar önce kustuğum için üstüm batmıştı. Öyle yorgundum ki ağlayamıyordum.

Kemiklerim sızlıyordu ve ben öylece tavana bakıyordum.

Yanımda Mirhat abim varken sevgilim dışarıya çıkmıştı.

İki gün sonra mezuniyet vardı ve ben henüz ayakabı ve makyaj malzemesi alamamıştım.

Birazdan kendime gelmem ve söz verdiğim gibi sevgilim ile birlikte alışverişe gitmem lazımdı.

Üç gün önce aldığımız elbiselerden beyaz, sarı çilekleri olan elbise varsı. Başıma rakmış olduğum sarı bandana kaymıştı ve giyinmiş olduğum beyaz spor ayakkabılarım odanın bir köşesinde duruyordu.

"Daha iyi misin? " dedi Mirhat, konuşmak için ağzımı açacak halim yoktu, sol elim büyük avucunun içinde duruyordu.  "Evet evet, kusunca rahatladım abi" dediğimde kelimeler ağzımdan anlaşılır çıksın diye çaba vermem gerekmişti.
Gülümseyerek uzanıp alnıma öpücük bıraktı.

Ardından gülümsediğinde telefonu çalmıştı. "Ben dışarda konuşayım, abi gelir birazdan zaten. Üzerini değiştirir çıkarız" dediğinde cevap vermedim. O hızlıca odadan çıktığında dudaklarım titredi, hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim fakat bunu engelleyen açılan kapıdan giren sevgilim olmuştu.

Ela gözleri kanlanmış, beyaz tenli kızarmıştı.

Hızlıca yanıma gelip bana sarıldıpında kemiklerimin daha çok acıdığını hissettim fakat sorun etmeden ona sarıldım.

"İyi değilsin, bunu neden gizliyorsun?" dediğinde onu kendimden ayırıp "hey sadece kustum, bunlar çok normal ve ben oldukça iyiyim" dedim. Başını iki yana salladı "yalan söylediğini hepimiz görüyoruz, sana iyi gelemiyor oluşumuz canımızı yakıyor" dediğinde "hmm, çok mu seviyorsun sen beni acaba? " demiştim. Konu dağılsın istiyordum. "Konu bu mu balım? " dediğinde omuz silktim. "Birazdan benimle geleceksin, alışverişe gidecektik unutma" dedim, başını iki yana salladı "hayır doğruca eve gideceğiz ve sen yemek yiyip uyuyacaksın" dedipinde yemek yeme düşüncesi kusmak istememe sebep olmuştu fakat bunu belli etmeden "önce alışverişe sonra yemek" dedim inat ederek.

Onunla kısa bir süre bu konu hakkında tartışıp galip gelince mutlu olmuştum.

Yanıma oturuyordu, kıvırcık saçlarına attım elimi. Anınsa dizlerime uzanıp gözlerini kapattığında iç çektim.
Ona çok aşıktım...
Saçlarını okşarken ona okuduğum bir haç şeyden bahsediyordum, ardından durup "Korel, unuttum söylemeyi! " defiğimde sesim biraz yüksek çıkmıştı. Hızlıca yerinden kalıp endişe ile Van'a baktığında "Alaz dün yazdı, okul gezi düzenliyor. Adımızı yazdırdım bile, haftaya cumartesi saat  sabah 4'te" dediğimde kaşlarını çattı "mezuniyet bitti gezi mi başladı ? " dediğinde omuz silktim. "Fena mı morel olur bana da" dediğimde aslında Korel'in biraz dışarda vakit geçirmesini istediğim içindi bunlar.
"Nereye gidiyoruz? "  dedi "Konya! Yani aslında ben sadece kelebek vadisi için istiyorum" dediğimde başını salladı "adımızı yazdırdın  ama durumu haftaya değerlendireceğiz. Doktor ile konuşurum ben" dediğinde ellerimi birbirine vurdum.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin