Eve geldiğimden beri tehlikeli düşünceler aklımdan bir türlü çıkmıyordu.Nicholas'ın adımı söylediği an gözümde canlanıp duruyordu.Her kadını etkileyebilecek güçteki sesiyle Rosalina demesi midemde binlerce kelebeğin uçuşmasına sebep olmuştu.Ama nasıl tam adımı bilebilirdi ki daha önce tanışmadığımıza eminim.Eğer tanışmış olsaydık o yüzü kesinlikle hatırlardım.Hem hiç kimse bana tam adımla seslenmezdi ki.Rosalina çok uzun olduğu için kendimi her zaman Rose olarak tanıtırdım.
Derslere çok fazla odaklanamayacağımı bildiğim için büyükannemden öğrendim yoğurt çorbasını yapmaya mutfağa indim.Geçen kış geldiklerinde bana bu tarifi öğretmişti ve bir kağıda da güzelce not ettirmişti.Kafamın dağılmasını umarak çorbayı yapmaya başladım ama aklımdan bir türlü çıkmıyordu.Hem Nicholas'ın gidişiyle geri dönen boşluk kendini belli etmeye başlamıştı.En sonunda pes ederek bugün yaşadıklarımı düşünmeye başladım.Onu ilk gördüğümde çok fazla umursamamıştım sadece bankta otururken vücudundan bir tehditkarlık sezmiştim o kadar ama sonra yürümek için kalktığımda gittiğini görmüştüm.Ben ondan sonra en az 1 saat daha yürüdüğüme emindim nasıl olurda o çıkışta çarpışabiliriz ki.Parka yakın bir yerlerde mi oturuyor acaba ama o zamanda sadece beni bırakmak için mi şehre geldi.Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum düşündükçe daha fazla kafam karışıyordu.Nefesimi yüksek sesle dışarı verdim ve çorbama geri döndüm.
Annemle babamın gelmesini beklemeden karnımı doyurdum ve onlarında yemesi için masaya bıraktım.Saate baktığımda ders çalışmamın zamanı geldiğini anladım ve yukarı odama çıktım.Odaklanmam zor olmuştu ama aldığım kararlardan hayatım boyunca bir daha görmeyeceğim biri için vazgeçmeyecektim.Bu kişi yakışıklı ve uzun boylu bay gizemli kişi olsa da kararlarımdan taviz vermemeliydim.
Bugün ki alışık olmadığım ders temposu beni zorlamıştı ama pes etmeyerek hedeflediğim konuları bitirmeyi başarmıştım.Bunun için kendimi tebrik ederek yarın tekrar parka gitme ödülüne layık gördüm.Aslında ödülün park mı yoksa Nicholas mı olduğundan emin değilim.Emin olduğum tek şey ona aklımdaki soruları sormam gerektiğiydi yoksa kafayı yiyebilirim.
Artık uyku yavaşça beni ele geçirmeye başladığında ışıkları kapatarak yatağıma yattım ama aklımdan Nicholas'ın gece kadar siyah, zifiri karanlık gözleri uyumama engel oluyordu.
Akşam en sonunda uykuya yenik düştükten sonra gördüğüm rüyalar yorgun kalkmama sebep olmuştu.Saate baktığımda beş'i biraz geçtiğini gördüm.Bugün düne göre daha erken kalkmıştım.Hemen kendimi soğuk duşa attım ve soğuk suyun bedenime işlemesine izin verdim.
Duştan sonra kendime sert bir kahve yaptım ve bir şeyler atıştırarak karnımı doyurdum.Bugün okul vardı ve bende son kez notlarımın tekrarlarını yapmak için odama gittim.
Tekrarları yaptıktan sonra okula gitmek için hazırlanmaya başladım.Annemler bu saatlerde işte oldukları için genelde evde kimse olmuyordu o yüzden direk odama çıktım ve dolabımdan siyah kotumu ve siyah kazağımı alarak hızlıca giydim.Hiç bir zaman makyaj yapmayı sevmediğim için sadece dudaklarıma nemlendirici sürdüm ve en sevdiğim parfümden çok az sıktım.En son ise yağmur bugünde yağdığı için siyah üstünde metaller olan çizmemi ve yine siyah olan montumu giyerek evden çıktım.Okul sabahtan akşama kadar sürüyordu o yüzden yolda giderken her zaman ki market durdum ve kadına gülümseyerek bir su ve çikolata parasını ödedim.Her zaman ondan alışveriş yaptığım için beni tanıyordu ve aldığım su ve çikolatadan okula gittiğimi anlamıştı.
"Dün yoktun."diye sorunca "Evet tatil yaptım." diyerek cevap verdim aldığım cevapsa tüm dişlerini göstererek gülümsemesi oldu.Bu kadında en sevdiğim şey her zaman güler yüzlü olmasıydı.Onun aksine ben pek fazla gülen biri olmadığım için kadının bu özelliği hoşuma gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSİMSİZLER
FantasyKaranlık,fantastik ve sır dolu hikayelerle büyülenmeye hazır mısınız ?