elini tutmak istiyorum

44 13 29
                                    

🍟🍟🍟

Hiç de hayal ettiği gibi görünmüyordu Yoongi.

Jungkook'a sanki bir dizideymiş gibi hissettiren şu olay gerçekleşmişti: Jungkook siparişini verip içeri geçmişti. Her dakika hem mutfağın olduğu yöne hem de etrafta dolaşan üniformalı insanlardan birinin Yoongi olup olmadığını merak ederek etrafında gerçekleşen her harekete bakıyordu. Arada da saati kontrol etmek için telefonuna bakarak, beklenti içinde bir halde patlayacakmış gibi hissetmekten kendini alamıyordu. Ve bu adımları tekrarlamıştı.

Bir saat geçmişti, hayatının en uzun bir saatiydi. Restoran neredeyse boşalmak üzereydi, herkes yavaş yavaş dışarı çıkıyordu ve etrafındaki personel ona komik bakışlarla bakmaya başlamıştı. Bir saatin tam ikinci dakikasında birinin adını seslendiğini duydu. Kafasını kaldırıp gözlerini sesin kaynağına kilitlediğinde, biliyordu. Varlığının her zerresiyle bunun o olduğunu biliyordu.

Yoongi tereddütle ona el salladı ve o andan itibaren ve sanki her şey yavaş çekimde oluyormuş gibi hissettirdi.

Yoongi şapkasını çıkardı ve dağınık gri saçları bir saçak halinde alnına doğru döküldü. Bir eliyle yumuşak görünümlü saçlarını karıştırdı ve Jungkook'un şimdiye kadar gördüğü en ışıltılı gülümsemeyi takındı. Restoranın içinde Jungkook'a doğru yürürken, Jungkook oturuyor olmasaydı eğer dizlerini titretecek bir şekilde kendinden emin bir havayla adımlarını atıyordu.

Jungkook'a ulaştığında karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu ve usulca "Selam." dedi Yoongi.

Sonunda seninle tanıştığıma memnun oldum, demesi gerekirdi sanırım Jungkook'un. Merhaba da kabul edilebilirdi. Ancak o onun yerine—

"Cildin McDonald's'ta çalışan biri için fazla güzel," diye ağzından kaçırdı, bakmaktan kendini alamıyordu. Yoongi floresan ışıkları altında adeta parlıyordu ve cildi o kadar pürüzsüz görünüyordu ki okşamak istiyordu Jungkook.

Tamam, tamam. Belki de buradaki sapık gerçekten de oydu.

"Um, teşekkürler?"

"Yani şey, arkadaşlarım bana bu yaşadığımız olayların ne kadar kabataslak gerçekleştiğini söyleyip duruyordu. Sivilceli, yağlı saçlı bir adam hayal ediyordum bu yüzden," diye devam etti Jungkook. Sikerler. Utanmak için çok geçti şu an. "Sen—sen tatlısın."

Yoongi'nin dudağı seğirdi. "Teşekkürler?"

Jungkook, Yoongi'nin sahip olduğunu hayal ettiği tüm özellikleri ve Yoongi'nin gerçekten sahip olduğu özellikleriyle bir Venn şeması* oluşturacak olsaydı, ortaya fiziksel olarak birbirlerinden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışan iki tane daire çıkardı.

Yoongi'nin derin ve sert ses tonundan dolayı iri yarı, uzun boylu ve kesinlikle korkutucu olan birini hayal ediyordu Jungkook. Mesleğine ve boyalı saçlarına bakılırsa da muhtemelen bir tür suçlu falan olmalıydı. Ancak önündeki adam, Jungkook'tan belirgin bir şekilde daha kısa ve zayıftı, ve onunla ilgili en korkutucu şey sadece kaşlarının koyu renkte olmasıydı.

Jungkook'un Yoongi'yi tek bir kelimeyle tanımlaması gerekseydi, demek zorunda olacağı şey güzel olurdu. Gerçek dışı. Yürüyebilen bir cennet.

Tek kelime yeterli değildi.

"Yanlış anlama," dedi Jungkook tekrar, "ama pek bir şey beklemiyordum açıkçası. Yani demek istediğim, kim eğer havasını atmaya değecek derecede bir yüzü varsa McDonald's'ta gece vardiyasında çalışıp hoparlörün arkasında kölelik yapar ki? Ama kahretsin, yüzünü göstermiş olsaydın hiç şansım olmazdı sanırım."

"Senin kadar kötü beslenen biri için sen de oldukça tatlısın," diye araya girdi Yoongi, ağzı utangaç bir şekilde kıvrılıp, kulakları her saniye  pembenin daha koyu bir tonuna boyanırken.

O an onun yanaklarındaki çilleri bir halüsinasyon sanıyor olabileceğini düşünmüştü Jungkook.

"Peki," diye başladı Yoongi, yanağının içini ısırmış bir halde, gözleri parmaklarıyla masada tempo tuttuğu yere sabitken, "şimdi ne olacak?"

Şimdi ne olacak? Jungkook'un zihninde yankılandı. Ne istiyordu ki? Bunun bir yere varmasını ümit edip etmediğini bilmiyordu henüz. Birkaç hafta öncesine kadar adını bile bilmiyordu Yoongi'nin.
Hatta daha sadece on dakika öncesine kadar nasıl göründüğünü bilmiyordu. İlişkilerinin yürüyüp yürümeyeceğine dair bir tahminde bulunmamıştı. Hâlâ da bilmiyordu.

Şimdilik öngörebileceği tek şey yakın gelecekte gerçekleşebilecek şeylerdi ve bunun bir sorun olmadığını varsayıyordu.

Yoongi'nin yüzünü inceledi Jungkook: kirpiklerinin dalgalanışını, dudaklarının narin kıvrımını. Her bir zerresini iyice aklına kazıdıktan sonra yapmak üzere olduğu konuşmanın en iyi şekilde sonuçlanmasını umarak söze başladı. "Seninle yeni tanıştığımı ve bunun ani olduğunu biliyorum ama... Elini tutmak istiyorum. Ve seni bir yerlere götürmek. Ha bir de— benden şüphe etmeye cüret ettikleri için seni arkadaşlarıma gururla göstermek."

"Olur, dediklerini yapabiliriz." Jungkook'un eline baktı ve dikkatle masanın diğer tarafına uzandı Yoongi. Parmakları uzun ve inceydi ama Jungkook'unkilerin arasına tam oturmuştu. "Beni nereye götürmek istiyorsun?"

"Orasını düşünmedim henüz," diye itiraf etti Jungkook. "Wendy's'e falan gitmek ister misin?"

Yüzünü buruşturdu Yoongi. Aşağı doğru baktı ve başını sağa sola salladı. "Hâlâ iş üniformamı giyiyorum. Düşman bölgesinde bu şekilde görülemem."

"Görülemezmişsin güya," diye alayla başladı Jungkook. "Özünde bir hain olduğunu biliyorum senin. Düşmanla arkadaşlık etmek çok hoşuna giderdi eminim."

Yoongi güldü, Jungkook onun gülüşünün kulağa hoş geldiğini daha öncesinde de düşünmüştü tabii ama kahretsin, Yoongi gülerken de gayet iyi görünüyordu.

"Tamam, ilk buluşmada fast food kaçamağı yapmak yok. Anlaşıldı," dedi Jungkook, kendini ne kadar sarsılmış hissettiğini ve Yoongi'nin varlığının vücudunu nasıl gerdiğini örtbas etmek için. "Kızarmış tavuğa ne dersin? Tam olarak uygun bir yer biliyorum."

"Teyzeciğin çok hoşuna gideceğine eminim bunun." diyerek gülümsedi Yoongi, sonra utangaç bir ifadeyle ikisinin parmaklarının zar zor birleştiği yere baktı. "Benim de hoşuma gider."

🍟🍟🍟

*Venn şeması küme şeması gibi bir şey şu şekilde

ps: bu bolum cok tatliydi jungkook'un yoongi'ye surekli tatli demesi ve onun sadece tesekkur etmesi 😭 ve sonunda date'e ciktilar of ayrica bu bolumu cevirmesi duyguyu gecirme acisindan biraz zor oldu umarim duyguyu tam gecirebilmisimdirbir sonrak...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


ps: bu bolum cok tatliydi jungkook'un yoongi'ye surekli tatli demesi ve onun sadece tesekkur etmesi 😭 ve sonunda date'e ciktilar of
ayrica bu bolumu cevirmesi duyguyu gecirme acisindan biraz zor oldu umarim duyguyu tam gecirebilmisimdir
bir sonraki bolum final

you stir up a mcflurry in my heart | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin