yine mi sen?

57 12 40
                                    


🍟🍟🍟

Üç gün sonra, Jungkook açıklanamaz bir şekilde kendisini Drive Thru menüsüyle bakışırken bulmuştu.

"Ah, yine sen," dedi o ses, hâlâ boğuk ama eskisi kadar derin ve monoton bir şekilde. Yanında artık dikkatini dağıtacak bir Taehyung ve Jimin olmadığından, aniden bu sesin gerçekte ne kadar pürüzsüz ve gürültülü olduğunu fark etti Jungkook.

"Benim olduğumu nasıl anladın?"

"Arabandan. Sıradan bir McDonald's kalabalığı arasında gerçekten göze çarpıyor. Bunun için seni bir ara öldürmek zorunda kalabiliriz," diye yanıtladı ses, tonunda kesinlikle hiçbir değişiklik olmadan. "Diyette olduğunu sanıyordum yine de."

Jungkook kafasını o kadar hızlı döndürmüştü ki boynunun kırıldığını duyduğundan oldukça emindi. "Ne? Beni görebiliyor musun?"

"Kamera var," dedi ses hafif dalga geçer bir tonda. Şimdi de bir gülümseme vardı tonunda ama bu sadece korkunç ses kalitesinden kaynaklı da olabilirdi. "Arkanda. Merhaba de."

Jungkook, oğlanın neden bahsettiğini anlamak için başını pencereden dışarı çıkardı. Tek gördüğü, arkasında sıraya girmiş sürücülerin şaşkın ve muhtemelen sinirli olan bakışlarıydı. Utangaç bir tavırla arabasına geri yerleşti.

"Tanışma faslı artık bittiğine göre, siparişini alabilir miyim?

Doğru, Jungkook onun için buradaydı. Sipariş vermek için. Hoparlörlerin arkasındaki adamla arkadaş olmak için değil. "Izgarada, uh, tavuklu salata istiyorum sanırım," dedi Jungkook sindirebileceği bir şey bulmak için önündeki panoyu hızla okurken. "Aslında çilekli milkshake de kulağa hoş geliyor."

"Milkshakein salata sipariş etmendeki amacı boşa çıkardığının farkındasın değil mi?"

"Siparişimi alman gerekmiyor mu senin?" diye karşılık verdi Jungkook.

"Tam isabet." dedi ses. "Ancak şunu da belirteyim: Eğer kendini zehirlemen gerekiyorsa, McFlurry çilekten çok daha iyi bir yol. McDonald's'a gelip sadece herhangi bir milkshake sipariş edemezsin. Bu Wendy's'e gidip batıracak patates kızartması olmadan Frosty (milkshake) sipariş etmekle aynı şey. Bunu yapmazsın."

"...İnsanlar milkshakelerine patates kızartması mı batırıyorlar?"

Hoparlörlerden statik bir ses yükseldi ve Jungkook oğlanın güldüğünü fark etti. Gülüşü bile kulağa hoş geliyordu. "Sen hiç yapmadın mı? Göründüğünden çok daha iyi. Denemelisin. Wendy's caddenin hemen karşısında; denedikten sonra bana teşekkür edebilirsin."

"Bu yaptığın şirket politikasına falan aykırı değil mi? Şirketi sabote etmek gibi bir şey bu. Seni üstlerine bildirebilirdim."

"Ne? Ben mi?" ses birdenbire sevimli ve tamamen sahte bir masumiyetle konuştu. "Ben asla Wendy's'in -ki etleri her zaman taze ve hiç dondurulmamış-  McDonald's'tan daha iyi olduğu önerisinde bulunmazdım. Bunu neden yapayım ki?"

Bir şey söylemek için ağzını açtı Jungkook ama arkasından biri sabırsızca kornaya basınca tek kelime etmeyi başaramadı. "Tamam tanrım, çok ısrar ediyorsan bir McFlurry alayım."

"Oreo'lu mu M&M'li mi?"

"Şaşırt beni." dedi Jungkook düz bir sesle, büyük boy menüyü tekrar kontrol ederken. McFlurry'nin ne olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığını itiraf etmeye hazır değildi.

"Pekala, bir salata ve bir McFlurry hemen geliyor. Lütfen bir sonraki pencereye geç."

"Bu sefer yumurta olmasın!" Jungkook sonradan aklına gelince seslendi. Arabayı sürerken arkasından gülen sesi duymuştu.

you stir up a mcflurry in my heart | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin