Dokuzuncu Bölüm

82 13 2
                                    

Yalın

24 Yıl Önce...

Eğitimimi evde görüyordum. Diğer çocuklar gibi okula gitmeme izin verilmiyordu. Canavar zeki olduğumu söylüyordu, beni büyük adam yapacaktı. Büyük adam ne demek tam olarak emin olamıyordum ama beni hep okutacağına dair söz vermişti. Yine de onun yanımda olmasından hoşlanmıyordum.

Annemi daha az görüyordum. Artık daha çok uyuyordu. Genellikle burada kalıyordum zaten, Canavar'ın evinde. Annemin yanına pek sık gitmiyordum. Ama annem nadiren buraya geliyordu. Bu ev, şato gibiydi. Çok büyüktü. Birileri bana kızdığında ve beni cezalandırmaya çalıştığında kaçıp saklanabileceğim çok fazla yer vardı. Bazen beni bulamıyorlardı ama bazen bulduklarında...

Bir bebeğin ağlama sesini duydum. Alt kattan geliyordu. Kulaklarımı tıkayıp defterimde yazanları ezberlemeye devam ettim. Öğretmenim birazdan burada olurdu, o gelmeden her şeyi ezberlemek istiyordum. Aslında ezberlemiştim de ama daha çok ezberlemek iyi geliyordu.

Bebek ağlamaya devam ediyordu. Neden kimse bebeğe bakmıyordu?

Yerimden kalkıp sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Öğretmenimin bana eğitim verdiği odanın hemen bitişiğindeydi bebeğin odası. İçeri girip beşiğine yaklaştım. Ağlıyordu. Çok ağlıyordu. Beni görünce minik kollarını sallayarak ağlamaya devam etti, şimdi çığlık atıyordu.

"Sen burada ne yapıyorsun?"

Arkamı döndüğümde Canavar'la karşılaştım. "O ağlıyordu..."

"Ona ne yaptın?" diyerek üzerime yürüdü ve yanağıma koca eliyle vurdu. Çıkan ses bebeğin bir anlık susmasına sebep olmuştu. Ağzımdaki kan tadını alabiliyordum, dün dişlerimden birini çekmiştim ve yenisi geliyordu, orası kanıyor olmalıydı.

"Ben bir şey yapmadım!" dedim gözyaşlarımı tutmaya çalışarak.

"Kes sesini! Bir de utanmadan ağlayacak mısın?"

"Ben bir şey yapmadım!"

Kapının girişinde annemin sesini duyunca sevinçten yüreğim pır pır etmişti. "Ne oldu?" diye sordu Canavar'a yaklaşarak.

"Oğluna sor!" dedi adam tükürür gibi.

Annem beşiğe eğilip bebeği kucağına aldı ve onu sakinleştirdi. Canavar gitti.

Eteğini çekiştirerek, "Beni almaya mı geldin?" diye sordum.

"Hayır, Umay'a bakmam için çağırdılar beni."

Umay bebeğin adıydı, doğru ya.

"Annesi nerede?"

Umay'ın annesini hiç görmemiştim, annem ara sıra ona bakmaya gelirdi, annem olmadığında da evdeki ablalardan bazıları bakardı ona. Annesi olmalıydı ama değil mi?

Annem eğilip boştaki eliyle çenemi sertçe kavradı. "Ödevlerin yok mu senin?"

Beni sevsin istedim. Umay'a bakarken gözleri gülüyordu, bana öyle bakmıyordu annem. Çenemdeki elini alıp başıma yerleştirdim, saçımı okşasın istedim. Onun yerine elini tiksinir gibi çekti ve sımsıkı sarıldı Umay'a. Bana neden sarılmıyordu? Kötü bir çocuk değildim. Annemi daima dinlerdim, beni neden sevmiyordu?

"Anne..." diye seslendim. "Bu akşam beni götürecekler. Yine gezintiye çıkacakmışız ama ben gitmek istemiyorum. Seninle kalabilir miyim? Bebeğe bakmana yardım ederim. Hem sen de uyuyabilirsin. Ben de yanına otururum, elini tutarım."

Geceyarısı RuhlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin