Winter's Gift (Taekook)

Kader

"Sen yanlış kararlar alabileceğim kadar güzelsin ve masumsun" dedi ona hala aynı şekilde bakan çocuğa ve sonrasında pişman olacağını bile bile kendisine hakim olamayıp birleştirdi kendi soluk dudaklarını çocuğun minik pembe dudaklarıyla..

Beklemediği hamleyle gözleri irileşen Jungkook vücuduna yayılan şok dalgasından ötürü asla hareket edemiyordu. Ne kendini geri çekebiliyor, ne de dudakları üzerindeki baskıya karşılık verebiliyordu. Nefes almak için dudaklarını araladığında adam bunu fırsat bilerek alt dudağını yakalayıp lezzetli bir şeyi yiyormuşçasına çekiştirdi. Jungkook kendini bayılacakmış gibi hissetti, tüm vücudu karıncalandı o an.

Taehyung  kendine hakim olması gerektiğini bilerekten yavaşça oldukça tatlı bulduğu dudaklardan  geri çekilip  gözlerine odaklandı çocuğun. Gözleri dolmuş olan çocuk her an ağlayacakmış gibi duruyordu. Rahatsız olduğunu düşündü bir an fakat Jungkook'un kendisini öpmesini istediğini de biliyordu,  bundan cesaret alarak öpmüştü o tatlı dudakları. Şu an  ise çocuğun zihni ''bu yanlış'' diyerek haykırıyordu adeta.

Çocuğun zihninde dolaşanları Taehyung bir an için yedirememişti kendine.  Onu kucağından kaldırdığı gibi kendisi oturduğu sandalyeden ayaklanarak hızla terk etmişti bulunduğu ortamı. Ardında ise gözleri dolu bir şekilde olan Jungkoook'u bırakmıştı. Onu öptükten sonra adam hiçbir şey demeden öylece gitmişti. Bu durum Jungkook'u kendisine oldukça berbat hissettirmişti.

''En azından neden öptüğünü söyleyip gitseydin Bay huysuz'' Zaten dolu olan gözlerinden bir damla yaş süzülüvermişti o güzel yanaklarına. Elinin tersiyle göz yaşlarını silerek kendi kendine konuşmaya devam etti. ''Öpüşün çok güzel hissettirdi Kim Taehyung ama aynı zamanda çok yanlış'' 

...

Jungkook kaldığı odaya çekileli bir saatten fazla oluyordu. Kimsecikler de yanına uğramamıştı, Jimin bile ortalıkta yoktu.  Aklında hala Taehyung'un onu öptüğü an vardı. İstemsizce parmakları dudaklarına giden çocuk ne yaptığının farkına vararak kocaman bir iç çekip ayırdı parmaklarını dudaklarından. ''Çık artık aklımdan çık kafayı yiyeceğim'' Bundan sonra ne olacak diye düşünmeden de edemiyordu. 

Taehyung

O yaşananlardan sonra evden ayrıldığım gibi ayaklarım beni buraya getirmişti, büyücü Hoseok'un yanına. Bir Ata Vampir dahi olsanız bazen her şeyi ön göremezdiniz. Böyle durumlarda Hoseok her daim yanımda olmuş, ve bana çoğu şeyin mesajını önceden vermiş, işinin ehli bir insandı. Ona sadece büyücü demek olmazdı, kahin de dersek abartı kaçmazdı.

''Burdasın'' dedi beni Gören Hoseok. ''Bir insan için geldin, yeniden.'' 

''Bir de benim kaba olduğumu söylerler sana da merhaba Hoseok'' dediğimde gülümsedi karşımdaki büyücü. Uzun yıllardır onunla tanışıyordum. Benim hakkımda her şeyi eksiksiz bilen tek kişi bile olabilirdi. O benim için bir büyücü olmaktan çok bir dosttu. Kardeşlerimden çok ona güvenirdim. Ne zaman her şey üst üste gelse soluğu onda alırdım , tıpkı şimdiki gibi.

''Merhaba dostum'' diyerek büyük bir samimiyetle yeniden gülümsedi. Konuya direkt girmek istiyordum ama aklım sanki benimle oyun oynuyordu. Tam olarak neyi öğrenmek için gelmiştim bilemiyordum. Ben düşüncelerimde boğulurken ''O çocuk masum Taehyung'' diyerek söze atıldı birden Hoseok. Söyleyeceklerinin devamını bekledim sessizce ''ama senin sonunu getirebilecek tek kişi de kendisi.'' Sinirle karışık bir kahkaha patlattım. ''O insan parçası kim ki Hoseok benim sonu mu getirebilsin. Saçmalık.''

Ben bir insana öncesinde büyük bir hata yaparak taviz vermiştim zaten bir daha olmazdı, olamazdı. ''Sana zamanında Daniel için söylediklerimde de aynı bu şekilde tepkiler veriyordun.'' Sinirlerim gerilmeye başlamıştı. O kadının ismi hiçbir yerde geçsin istemiyordum. Ellerim sinirden yumruk şeklini almıştı çoktan.  ''Kadere inanır mısın Taehyung?'' diyerek bana bir soru yöneltti bu seferde. Kader zırvalıklarına inanmazdım kader bizlerin elindeydi. ''Kader mi? kader dediğin şey benim elimde Hoseok.''  ''Madem senin elinde, kaderini değiştir o zaman. Sen sınavını verdin sanıyorsun ama senin asıl  sınavın o çocuk. Onun için buraya gelmen bile bir şeylerin başlangıcı. O senin sonunu getirebilecek  güçte olan tek kişi. O senin için bir av olmaktan çıkmış.''