Açığa Çıkanlar

483 42 19
                                    

Gittiğim, sığındığım her yer benim cehennemim oluyordu. Tanrının lanetlenmiş kuluydum sanırım. Duyduklarım çok ağır geliyor, başım dönüyor ve midem bulanıyordu.

Kavga seslerini işittiğimde merakıma engel olamamış ve Taehyung'un iyi olup olmadığını merak etmiştim. Ayaklarım beni sokak kapısına kadar getirmişti. İlk önce birbirine bakan kırmızı irisleri fark etmiş daha sonra konuşulanları duymuştum. Hayal görüyorum sanmıştım fakat her şey çok gerçekti.

Beni orda fark etmemişlerdi, Tanrı bana kıyak geçmişti sanırım. Hızla kendimi odaya atmış ve kapıyı kilitlemiştim. Yaklaşık yarım saattir de yanıma kimsecikler uğramamıştı.

Beni öpen adam bir vampirdi, beni öpen adam beni öldürmeye çalışmıştı fakat her ne olduysa vazgeçip hafızamı silmişti. Bunca zaman kendini bana karşı nasıl tutmuştu, onlar insan görünce kendilerinden geçmezler miydi? Düşüncelerimle kafayı yiyecek gibi oluyordum.

Bir dakika Jimin de mi bir vampirdi? Ama o vampir olamayacak kadar çok naifti. Tanrım bu bir kabussa beni uyandır lütfen.

Ne olacaktı şimdi, düşüncelerimi okuyabilir ve anında gerçekleri duyduğumu anlayabilirdi. Bu işten nasıl sıyrılacağımı bilmiyordum. Vampirler hakkında çok fazla bilgiye sahiptim. Sürekli araştırır, diziler izlerdim. Bir gün gerçekten karşılaşacağımı çocukken düşünürdüm, büyüdükçe de çocukluk aklıymış derdim. Fakat benim çocukken düşündüğüm her şey başıma şu an gelmişti.

Bir yanım şu anda bu evden derhal bir şekilde uzaklaşmamı söylese de bir yanım bu evdekilerden kaçarsam bu kocaman ormanlık alanda başka vampirlerin saldırısına uğrayacağından endişeleniyordu. Sıkışıp kaldım. Ne düşüneceğimi ve ne yapmam gerektiğini asla bilmiyordum.

Deli gibi ağlamaya başladım. Yaşadıklarımı artık kaldırmaya gücüm yetmiyordu. Zoruma giden en büyük konu ise kurtarıcım sandığım adamın bir vampir çıkması ve beni hatırlayamasam da az kalsın öldürüyor oluşuydu. İtiraf etmek zor olsa da etkilenmiştim ondan. Ben etkilenmediğim birini öpmek istemezdim. Onu görünce kalbim heyecandan o kadar hızlı atardı ki öleceğimi sanardım. Şimdi ise sadece korkudan dolayı hızla atıyordu.

Bundan bir yarım saat önce onunla resmen onun ırkı hakkında konuşmuş ve sempati duyduğumdan bahsetmiştim. Ama o beni uyarmıştı. Her şey kurgulardaki gibi değildi. Taehgung asla kurgudaki gibi bir Edward olamayacktı,o benim ölmemi istemişti.

Ben ağlarken bulunduğum odanın kapısı tıklatıldı. Oturduğum yataktan korkudan sıçramıştım. Ben bitmiştim galiba her şey artık buraya kadardı.

"Jungkook benim, Jimin" Jimin'in sesini duymamla korkum hafifledi. Neden bilmiyorum ama Jimin vampir dahi olsa bana zarar vereceğini düşünmüyordum. O en başından beri bana çok iyi davranmıştı. Taehyung'un gözlerine bakınca görmediğim duyguyu onun gözlerinde görebiliyordum.

"G-gel" dedim kekelememe engel olamayarak. Jimin gülümseyerek kapıyı açtığında ağlamaktan şişmiş gözlerimi görünce anında gülüşü yüzünde soldu. Endişeyle yanıma yaklaşırken bir elimi ona durması gerektiğine dair uzattım. "Yaklaşma Jimin". Jimin afallarken suratından üzüldüğünü görebilmiştim. "Sorun ne Jungkook?" Sorun ne miydi? Sorun sizin vampir olmanızdı elbette.

"B-bari sen bana yalan söyleme Jimin. B-ben dayanamıyorum artık." Jimin biraz daha ağlayan bedenime yaklaşıp bir elimden naifçe tutup gözlerime odaklandı. Şu an anılarıma girdiğini biliyordum.

"Jungkook Sen-"

"Evet Jimin her şeyi öğrendim" dedim ve elimi hızla onun elinden kurtardım. "Beni salak yerine koydunuz eğlendiniz mi bari? Neydi amacınız beni kurtarıp kendinize kan deposu mu yapmaktı? Hoş, zaten efendin bunu yapmış za-"

Winter's Gift (Taekook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin