1.Bölüm

929 45 10
                                    

Mine,sanat okulunda ressamlık ile uğraşan genç ve yetenekli bir kızdı, küçüklüğünden beri aşka büyük bir düşkünlüğü vardı hemen hemen her şeye aşıktı, resme ,çiçeklere, doğaya, hayvana, denize, gökyüzüne hemen hemen her şeye aşıktı ama henüz bir insana aşık olamamıştı ve en çok istediği şeylerden biri buydu çünkü biliyordu ki bu aşkın seviyesi bam başkaydı, aşık olacağı insanın karşısına çıkmasını dört gözle bekliyordu. Aşık olmak için belli bir tipi, karakteri yoktu ona göre aşkta plan olmazdı bu yüzden kendince hiçbir kriter belirlememişti ama belirleyecek olsaydı bir süredir gizlice onu takip eden takıntılı bir aşık seçmeyeceğini biliyordu. Yaklaşık bir ay olmuştu, her gün takip edildiğini hissetmeye başlayalı bir ay olmuştu. Daha öncede takip ediliyor muydu bilmiyor sadece ne zaman fark ettiğini biliyordu.

O akşam, Mine gece markete alışveriş yapmak için gitmişti. O gündü takip edildiğini anladığı gün Mine bunu fark ettiğinde korkuyla adımlarını hızlandırır ardından hızla geriye doğru bakmadan koşarak evine yönelir. Eve varıp kapıyı kilitledi ve içeri girdiğinde telefonuna bilinmeyen numaradan mesaj geldi Mesajda,

“seni takip ettiğimi biliyorum ama korkmana gerek yok, sadece uzaktan da olsa seni görmek istiyorum, sana zarar verme niyetinde değilim.”

Yazmaktadır. Mine, polisi aramakla tehdit eder ama sadece tehditle kalmak içini rahatlatmaz ve polisi arar ama polis hiç kimseyi bulamaz.

Bir ay boyunca yaşanan gerginlik ve takip duyguları, yavaş yavaş yatışmış gibi görünür ama yine de Mine, rahat edemez son bir aydır o kişinin kendisini takip ettiğini hiç denilecek kadar az fark ediyordu, okula, eve, markete, sokağa, nere olursa olsun kendini huzursuz hissediyordu. Bir akşam telefonunu eline aldığında yine o numaradan mesaj gelmişti.

“Sana zarar vermeyeceğim diyorum, sapık veya kötü biri değilim sadece seni seven biriyim bu kadar korkma”

Bu mesaj Mine’yi rahatlatamaz, onu takip eden bir yabancının sözlerine bu kadar çabuk kanacak değildi.

“Sana güvenmiyorum, beni sevmeni de istemiyorum senin beni takip ediyor olman bile bana zarar veriyor.”

“Seni anlıyorum ama buna son veremem, sevmek ise insanın elinde olan bir şey değil sende kendin için bir şey yap ve beni görmezden gel lütfen”

“Bunu yapması senin söyleyebildiğin kadar kolay değil, beni rahat bırak

“Üzgünüm bunu yapamam”

Mine, endişeli bir şekilde bu adamı kendinden uzaklaştırmaya çalışsa çabaları sonuçsuz kalır, peşinde takıntılı ve gizemli bir aşığı vardı, Mine bu güne kadar aşk tan korkacağına inanmayı bırak duysa gülmekten kahkahalara boğulurdu ama şuan durum buydu

“Takıntı ile sevgi arasında ki farkı anlayınca sende kendine kızacaksın, git başımdan.”

Mine’nin kendisine olan sert tepkisine karşı bu gizemli adam daha çok sinirlenir bunun takıntıya dönüştüğünü biliyordu ama sevgisi daha baskındı ve artık bu takıntı sevgisinin simgesi haline gelmişti. Yabancı yine de kendini sakin tutmaya çalışsa da başaramaz ve sertçe takıntılı sevgisine sarılır.

“Mine, senin bu tavırlarına tahammül edemem. Seni takıntımdan vazgeçirmeyeceğimi bilmelisin. Seni hala takip edeceğim ve seni asla rahat bırakmayacağım. Sen benim için özelsin, bunu kabul etmelisin. Seni sevmekten vazgeçmeyeceğim.”

“Seninle uğraşamayacağım.”

Mine, bu kararlı mesajdan sonra kendini korkutucu bir durumun içinde bulur. Okula giderken hala bu takıntılı durumu düşünür ve resim sınıfına geldiğinde şok edici bir manzara ile karşılaşır. Kendisinin resim yapması gereken tuvale başkası resim yapmıştır.

Tuvalde, karanlık ve gizemli bir atmosfer hakimdir. Bir kız, gözleri kapalı şekilde sessizce gölet kenarında oturmaktadır ve ormanın derinliklerinde kaybolmuş gibi hissettirir. Arka planda, çınar ağacının gölgesinde belirsiz bir figürün varlığı yansımaktadır. Bu figür, tavşan maskeli karanlık ve gizemli bir siluet olarak resmedilmiştir. Altında ise not bulunmaktadır.

Not: “Seni gözlemlemeye devam edeceğim. Seni benimle olmaktan alıkoymayacağım.”

Mine, bu resmi ve notu görünce bu kişinin onunla aynı okulda olduğunu ve takıntılı aşkının ne kadar derin olduğunu bir kez daha anlar ve içinde karanlık bir endişe uyanır. Mine okul çıkışı bu numaraya yazar.

“Tamam, takıntılısın ama bu kadar fazla.”

“Bu kadar basit mi sandın, Mine? Seni takıntılı halimle incittiğimi biliyorum. Ama anlamıyorsun, sen benim için dünyanın en değerli varlığısın. Seni sevmekten vazgeçmem, seni kaybetmek istemem. Sen benim her şeyimsin. Takıntımı anlayamıyorsan, o zaman benim için ne kadar önemli olduğunu bilmeni istiyorum. Seni her şeyimle seviyorum Mine.”

Mine tuşlara sinirle tuşlamaya başlar.

“Sen kimsin ya gizemli gizemli takılmayı bırak ve karşıma çık derdin neyse yüzüme söyle.”

Mine mesajda her ne kadar karşısına çıkmasını söylese de öfkenin verdiği cesaret ile yazmıştı bunu, gerçekten karşısına çıkacak olsa büyük ihtimal korkudan dona kalmıştı, bu mesaja verdiği cevap bile korkudan donmasına yetmişti.”

“Derdimi ben sana söyledim Mine, öncesinde yüzüne bile söyledim ama karşılıksız kaldı belki yine karşılıksız kalacak ama aşkımı en azından kendi halimde yaşıyor oluşumu engelleyemezsin, sadece seni seviyorum, gizemli takılma konusuna gelecek olursak o kadar da gizemli takıldığım söylenemez, beni her gün önünden geçerken hatta aynı ortamdayken bile görebilirsin ama sen görmemekte inat ediyorsun, her gün okul öncesi bir şeyler atıştırmak için gittiğimiz yer bile aynı, oraya giderken takip etmiyorum seni, bu sadece örnekti. Beni görmemek senin inadın.”

İlk bölüm baya baya kısa oldu ama diğer bölümleri daha uzun tutmayı deneyeceğim, umarım beğenilir....

Benden korkmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin