𝐀𝐫𝐚𝐦ı𝐳𝐝𝐚𝐤𝐢 𝐤𝐚𝐭𝐢𝐥~ /𝒀𝒂𝒓ı 𝑻𝒆𝒙𝒕𝒊𝒏𝒈

15

Odama girdim ve üstümü değiştireceğim için kapıyı kilitledim. Hızlıca üniformamı çıkarttım ve altıma siyah bol bir pantolon, üstüme de beyaz uzun kollu bir crop giydim. Üzerime deri ceketimi aldım. Çantamı ve telefonumu da alıp arabama doğru ilerledim.

Yaklaşık bir 10 dakikalık yolun ardından lojmana gelmiştim. Girişteki teğmenlere kimliğimi verdim. Kimliğim geri gelince teğmenlerden birisi bana selam verdi ve önümdeki kapıyı açtı. Kafamla onu selamlayıp arabamı 56 numaralı binaya sürmeye başladım.

Sonunda gelince arabayı otoparka park ettim ve eşyalarımı alıp arabadan çıktım. Kapıyı kilitleyip asansöre bindim. 5.kata bastım ve telefonumun çalması ile neredeyse kapanacak olan gözlerimi açtım.

Yine bilinmeyen numara.

Bu sefer meşgule attım ve kafama dank eden şey ile durdum. Bu akşam düğün vardı! Eski arkadaşlarımdan biri olan Maria evleniyordu. Maria Almanya'lıydı. Asansör durunca indim ve anahtarı kapıya sokarken Alaz'ı aradım. Uykulu bir ses tarafından karşılanmıştım. Eve girip eşyalarımı yere fırlattım ve koltuğa yayıldım.
"Bu akşam saat sekiz. Düğün var. Bizim timi topla gidelim. Yakın bir arkadaşımın düğünü. " Alaz anladığını belirten birkaç mırıltı çıkardı.
"Hıhı." telefonu kapattım ve saat yediye alarm kurarak kendimi uykuya bıraktım.

∘₊✧──────✧₊∘

Alarmın çalması ile gözlerimi açtım. Hızlıca ayaklandım ve alarmı kapatıp yerdeki eşyalarıma yöneldim. Hepsini elime alıp giyinme odasına çıktım. Üstüme siyah deri bir elbise seçtim. Saçlarımada hızlıca maşa yaptım ve salık bıraktım.

Üzerine yine deri bir ceket aldım ve ayakkabımı seçmeye koyuldum. YSL marka ayakkabılar gözüme çarpınca sırıttım ve elime aldım.

Çantamı da kapıp aşağı indim. Saat çoktan yedi buçuk olmuştu bile. Telefonumu aldım ve Alaz'ı aradım.
"Hazırsın değil mi? Time haber verdin mi? Bak kesin gelmeliler. "
Alaz sesli bir şekilde güldü.
"Hazırım güzelim. Haber verdim. Gelicekler. Sakin ol sen. 15 dakika kala otoparkta ol yavrum. " onu onaylayıp telefonu kapattım ve makyaj masama doğru ilerledim. Göz altlarıma kapatıcı sürdüm ve sünger ile dağıttım. Kirpiklerime de maskara sürdüm. En sonunda biraz allık sürüp dudağıma kırmızı bir ruj sürdüm. Evet artık hazırdım.

Saat 19.50 olmuş idi. Ceketimi giyip telefonumu çantamın içine attım ve ayakkabılarımı kapının önünde giyip son bir kez evi kontrol ettim. Emin olup kapıyı kapatıp kilitledim. Asansöre doğru giderken çantamdaki silahımı kontrol ettim. Anahtarı çantaya koydum ve asansöre bindim. Sıfıra bastım ve beklemeye başladım. Asansör 0 da durunca asansörden indim.

Karşımda Ölüm Timi duruyordu. Başımla selam verdim.

"Rahat. Haydi arabalara,geç kalacağız. " hepsi onaylayıp arabalara bindi. Sena yoktu çok şükür. Bende Alaz'ın arabasına bindim. Hızlı bir araba yolculuğundan sonra düğün salonuna varmıştık. Davetiyeyi kapıdaki görevliye verdim ve en önden yürümeye başladım. Karşıma Maria çıkıncı sevinçle kollarımı açtım. Maria bana sarılırken kollarımı ona doladım.
"Eyluuul. Nasıl özlemisim senii. " bozuk Türkçesi beni güldürdü. Daha fazla zorlanmaması için Almanca konuşmaya başladım. Diğerleri arkamdaydı ve beni dinliyordu.
"Ich vermisse dich so sehr meine Liebe."
(Bende seni çok özlemişim aşkım.)
Maria "aww" gibi bir mırıltı çıkardı ve arkamda duran Time başıyla selam verdi.
"Ich werde jetzt gehen. Ich kam hierher, als ich dich sah, ich muss mein Make-up auffrischen."
(Şimdi gideceğim. Seni görünce buraya geldim, makyajımı tazelemem lazım. )
Kafamı salladım.
"Okay bis dann"
(Tamam görüşürüz.) gülümsedi ve yanımdan ayrıldı. Masalara şöyle bir bakıp bizim için rezerve edilen büyük masaya ilerledim. Ayak seslerinden diğerlerinin de geldiğini biliyordum. Sahneye dönük bir sandalyeyi çektim ve oturdum.
Diğerleri de yerlerine yerleştiler. Güzel bir sohbete başladık. Maria ve eşi yani Jackson beyaz bir ışık eşliğinde kapıdan geliyordu.

Gururla alkışlamaya başladım. Maria ve Jackson ilk danslarını etti. Mikrofonun başında olan adam "tüm çiftleri sahneye bekliyoruz " diye bağırınca Alaz bana döndü ve ayağa kalkıp bana elini uzattı. Bacaklarımın üstünde duran ve çoktan çıkardığım ceketimi sandalyeme bırakıp Alaz'ın elini tuttum. Bizim arkamızdan, Kıvılcım ve Kuzey, Naz ve Yiğit, Hasan ve Buket geliyordu. Ellerim aşina olduğu yer olan Alaz'ın omuzlarını buldu. Alaz da ellerini belime koydu ve çalan şarkı ile hareket etmeye başladık. Şarkı bitince halay çalmaya başladı. Masada oturan ve çantama en yakın olan Göktuğ'dan çantamdaki halay mendilini istedim. Göktüğ bana mendili atınca Tim'deki diğer kızlar benim yanıma, erkekler ise bizim önümüzde dizilmişlerdi.

Şarkı çalmaya başlayınca bir zılgıt koparıp halaya başladım. Diğerleri de benimle birlikte halay çekerken bende bir yandan etrafa bakıyordum. Gözlerim etrafı tararken bir yerde durdu. Bize dikdik bakan bir adam vardı. Halay çektiğimize bakıyor diye düşünüp halaya devam ettim. En sonunda şarkı bitince alkışlayarak yerime oturdum. Pastalar önümüze gelince bir anda romantik bir şarkı çalmaya başladı. Beyaz ışık Alaz ve benim olduğum yerde durdu. Alaz elini iç cebine atıp bir adet kırmızı kutu çıkardı. Yere çöküp kutuyu açtı.

"Benimle her yere gelip, beni en güzel şekilde desteklediğin için teşekkür ederim. Şimdi ben, seni bir ömür boyu desteklemek istiyorum. Eylül, benimle evlenir misin? "

O an benim için zaman durmuştu. Herkes alkışlarken sanki ben hiçbir sesi duyamıyordum. Çok beklediğimi düşünüp kafamı salladım. Alaz'ın gözlerinin içi güldü. Yüzüğü aldı ve parmağıma taktı. Dolan gözlerimden akan birkaç damla yaşı sildi ve beni göğsüne yasladı. Bugün hayatımın en güzel günüydü.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Eylül elden gidiyeee ahey ahey aheyy

Üzülerek belirtmek istiyorum ki birkaç bölüm sonra final vermek durumundayım.

Umarım hikayeyi beğenmişsinizdir.

Tabii ki, ekstra bölümler paylaşmaya çalışacağım.

Bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın.

Kendinize iyi bakın görüşmek üzere.
Allah'a emanet olun.