chapter eight

277 32 66
                                    

Merhaba,düzyazı + texting + düzyazı ile geldim.

Kolajda 1 ve 2 yazan kısımlardaki görünümleri iki farklı sahneye ait zaten iki sahnenin arasında da texting var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kolajda 1 ve 2 yazan kısımlardaki görünümleri iki farklı sahneye ait zaten iki sahnenin arasında da texting var.

İyi okumalar <3

Yoongi salondaki yemek masasında işine oldukça odaklanmış bir şekilde çalışıyordu. Çalışması gerekiyordu,son bir aydır işini çok aksattığı için değil ama.

Dün gece yaşanılanları düşünmemek için.

Hoseok ile dakikalarca öpüşmüşlerdi, gerçekten de bir aydır yaşadıkları tüm acılardan intikam almak istercesine. Bu intikam planları da başarılı olmuştu anlaşılan çünkü Yoongi son bir aydır çektiği hiçbir fiziksel acıyı çekmeden yatağına girmişti. Vücunda geçmek bilmeyen acılar geçtiği için sonunda rahatça uyuyabilirdi.

Ama bu sefer de düşünmekten uyuyamamıştı.

Resmen Jung Hoseok'u öpmüştü. Bu da yetmemiş Jung Hoseok da onu öpmüştü. Öpüşmüşlerdi!

Sonra da o odadan hiçbir şey olmamış gibi çıkmışlar ve sanki sözleşmişler gibi kimseye bir şey belli etmemişlerdi. Hiçbir şeyi gözden kaçırmayan Namjoon ve Bogum bile anlamamıştı onların arasında yaşanılanları.

Yoongi sırıttığını ve son beş dakikadır,karşısındaki dizüstü bilgisayarda açık olan word sayfasına boş boş baktığını fark edince kendini toparlamak için öksürdü. Oturuşunu düzeltip kaşlarını çattı, taktığı silver çerçeve gözlüğünü işaret parmağıyla düzeltip boynunu kütletti.

Parmakları klavyeyi bulduğunda anında işine yeniden odaklandı, alnının ortasında bir kırışık oluşmuştu.

O oldukça odaklanmışken çalan zil sesi ile dudakları anında şaşkınlıkla büzülmüştü,göz bebekleri etrafta istemsizce dolaşırken zil yeniden çalınca sandalyesini geriye itip ayağa kalktı.

Jungkook ve Jimin'in geldiğini düşündüğü için kapıya doğru yönelirken kendi kendine konuşmayı da ihmal etmiyordu,"Bir şey mi unuttular acaba? Niye bu kadar erken döndüler ki acaba? Anahtarlarını da unutmazlar normalde, ilginç."

Yüzündeki bir gülümsemeyle kapıyı açtığında gülümsemesi şaşkınlıkla donuklaştı,ah işte bu beklenmedikti.

Jung Hoseok karşısında duruyordu.

Her zamanki gibi yine beyaz bir t-shirt giyip üzerine koyu renk bir ceket giymişti. Ama Yoongi onun inanılmaz gözüktüğünü düşünüyordu. Esmer teni, dudakları... Özenle yapıldığı belli olan saçları-

Saçlar! Yoongi uyandıktan sonra saçlarını taradı mı emin değildi. Elini kaldırıp saçlarına dokunsa çok mu dikkat çekmiş olurdu? Sinirden ağlamak istiyordu. Ruh eşi onun karşısında tam anlamıyla bir jilet gibi dururken kendisi ne giydiğinden bile tam olarak emin değildi.

attack on wolvesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin