0.2 Beyaz Zambak

273 30 115
                                    

İstesekte değiştiremezdik bazı şeyleri, ben şu sıralar onu yaşıyordum.Aslında değişirdi fakat değişmemesinin ardında bir sebep olduğunu sezmiştim.O günden sonra pek bir şey değişmemişti.
Aramızdaki soğuk rüzgarlar hâlâ esmeye devam ediyordu.Anlam veremediğim şey sevgisini gözümün içine işleyen adamın birden bire gölgesini bile yanımda göremeyişimdi.
Garip olan da buydu zaten, hiç bir şey yokken bir anda ellerini ellerimden çekmesiydi.Bu durum beni şüphelendiriyordu, aklıma olmayacak şeyler getirtiyordu.Ardında bir sebep olduğu belliydi ama tahmin ettiğim şeyin olma ihtimali dahi içten içe çok üzüyordu beni.Dışardan çok güçlü görünüyor olabilirdim ama hergün yüreğimi tarumar eden o kötü ihtimal beni fazlasıyla üzüyordu.Somut olarak yakaladığım bir şey yoktu ama bana olan sevgisinin gözle görülür bir şekilde azalması istemsizce başka bir kadını sevdiği ihtimalini aklıma getiriyordu.
Buna engel olamamıştım.Belki de kendi kendime vesvese yapıyordum, bilemiyorum.

Üstelik benimle evlenirken ailemin yokluğunu hissettirmeyeceğine dair söz vermişti.Hâlâ onların yüreğimi delip geçen acısını atlatabilmiş değildim, o günden sonra ciddi psikolojik destek almaya başlamıştım.Ailemin kanlar içindeki ölü bedeni gözümün önünden gitmiyordu.Atlatamadığım bazı travmalar yüzünden hâlâ panik atak geçiriyordum ve yanımda sakinleştirecek kimsem olmadığından dolayı, panik atak anında daha da kaygılanıyordum.Bugün de o günlerden biriydi, evden çıkmadan önce annemle olan bir anımı hatırlatacak bir an yaşamıştım.Bu da panik atağımı tetiklemişti, titreyen elimle ilacımı almaya çalışırken ilaç kutusunu düşürmüştüm ama o an o kadar kötüydüm ki kendimi direkt evden dışarı atmıştım.Uzun bir süre bahçede sakinleştikten sonra arabamla güzel serama gelmiştim çünkü beni sakinleştiren tek şeydi çiçeklerim ve bitkilerimdi.

Bazı çiçeklerin toprağını değiştirmem gerekiyordu.Seramda domates ve birkaç sebze de yetiştiriyordum ve zamanı gelince satıyordum.Burası benim tüm stresimi atabildiğim tek yerdi, asıl mesleğim cerrahlıktı.Kalp cerrahıydım ama ailemin ölümünden sonra yaşadığım ağır depresyon döneminde cerrahlığı bırakmıştım.Mesleğim sayesinde elde ettiğim birikimle ve Turgay'ın da katkılarıyla bu serayı açmıştım.Aklıma gelenle ayaklandım, unutmadan beyaz zambağımı sulamalıydım.Çiçek sulama kabına su doldurup zambağa doğru ilerledim.
Çiçekli elbisemin eteklerini toplayarak yere çömdüm.Çiçeğimizi yeteri kadar suladığıma emin olduktan sonra onunla konuşmaya başladım.Bir yandan beyaz yapraklarını okşarken, bir yandan da iltifat ediyordum çiçeğimize.

"Nazlı çiçeğim benim, çok güzelsin.
Seni ektiğimizde minicik bir fideydin.
Serpildin, inci gibi beyaz yapraklarını açtın.Nazlı güzel..."

Her zaman çiçeklerimi böyle severdim çünkü gerçekten de çiçekler sevgiyle büyüyordu.Fısıldadığımız en ufak sözcüğün bile canlılar üzerinde bir etkisi vardı.Hatta benden bitki alan bir arkadaşıma da böyle yapması için tavsiyede bulunmuştum.

Arkamdan gelen öksürme sesiyle çömdüğüm yerden kalktım ve arkamı döndüm.Gördüğüm yüz şaşırmama sebep olmuştu, normalde bu saatte buraya gelmezdi.

"Turgay"dediğimde, şaşkınlığım sesimden fazlasıyla belliydi.

"Akça?"dedi, sesini benim sesimin tonuna benzetirken.Baktım ve bir süre öylece kaldık.Günün bu saatleerinde Turgay'ın sesini duymayalı çok olmuştu.

"Çiçekle mi konuşuyorsun yine?"dediğinde, dudağımın kenarı alayla yukarı kalktı.

"Eee ne yapalım?İnsan gecesini gündüzünü yalnız başına geçirince böyle oluyor."

Aramızda klasikleşen sessizlik yine oluşmuştu.Şaşırmadım, bir şey de diyemezdi zaten.

"Ama biliyor musun?İnsanlarla konuşmaktan daha etkili!En azından çiçek beni anlıyor ve karşılığında bir tepki veriyor.Bön bön bakmıyor suratıma.Bence sen de çiçeklerle konuş!"dediğimde, ona laf çarptığımı anlamıştı.

Aynı Evin YabancılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin