💐2

33 2 0
                                    

Eylül'ün sesi, daha doğrusu Eylül ablanın kafamı ona doğru çevirdim.

Galiba uykusundan mutfaktan gelen ses yüzünden uyanmış ve salondaki harp meydanını görünce çığlığı basmıştı.

Herşey daha kötüye giderken bu bize hiç ama hiç yardımcı olmadı.
Ortalık tam bir savaş alanıydı.

Eylül abla birden hepsini kenara çekip kapıya son gücüyle asılmaya başladı.Son umudum Eylül ablaydı.Artık buradan çıkmak istiyordum.

Kuzenlerimi her ne kadar sevmesemde Eylül ablanın yeri bende başkaydı.

O insanları diğerleri gibi fiziksel özelliklerine göre yargılamaz herkese iyi davranırdı.

Ne annesine ne babasına çekmişti.Onlar herkese nefretle bakarken o herşeye sevgi ile bakardı ve bunu göz bebeklerinden bile anlardınız.

Eylül ablanın boya olsa bile ona çok yakışan kızıl saçları vardı.Kahverengi gözleri ve aşırı zayıf bir fiziği vardı.

Zayıflığı güzel değildi çünkü genelde beslenme sorunu için aldığı ilaçlar dahil işe yaramaz ve aklına gelmedikçe yemek yemezdi.
Onun zayıflığı sağlıksızdı.
Genelde şık giyinirdi.
Şuan ise üzerinde büyük ihtimal amcadan almış olduğu bir kazak ve kareli pijamasıyla kapıyı açmaya çalışıyordu.

Ortama büyük bir sessizlik hakimdi çıkamayacaktık beynimde bu sözcük dönüp duruyordu.

ÇIKAMAYACAKTIK.

Topraklar düşmeye hala devam ediyordu.
En son ortamın sessizliğini tek bir ses böldü. Kapıdan gelen bir ses .
TIK sesi
Eylül abla kapıyı açmıştı.Ölmeyecektik.

Melisa herkesten önce kendini dışarı attı.Daha sonra ise diğerleri ben ise
ben  adım atamıyorum.
Gerçekten kımıldayamıyorum.
Şokun etkisiylemi bilmiyorum ama gidemiyorum.
Eylül ablam bunu fark etmiş olucakki beni kolumdan çekistirmeye başladı.

Dışarı çıkmıştık ama hala sallantı devama ediyordu.

Çıkar çıkmaz Eylül abla ile yere kapaklandık.

Karın üzerinde öylece durmaya devam ettim.

Ne kalkmaya
ne bir adım atmaya mecalim vardı.

Etrafıma baktım
Annemgil çıkmıştı annem hatta küçük kardeşimin üstünü örtüyordu.

Sallantı ise hiç durası yok gibi devam ediyordu.
Tam o sırada telefonumun çaldığını hissettim.
Elimdeydi ama kımıldayamıyordum.

Birinin eli elimden telefonu aldı ve açtı.
Eylül abla biseyler dedikten sonra telefonu bana uzattı.

Telefonu aldığımda ağzımdan tek bir cümle döküldü.

"Baba,baba noğlur gel."

Belki bir isyandır bu belki bir feryat belki tutunacak bir dal arama çabamdandır bilemiyorum.

Ama sadece babama sarılmak istiyorum.

Bir kız çocuğunun kahramanıdır babası.
Bir kız çocuğu eğer babası varsa peri masalında onu kurtaracak bir prensi değil babasını bekler.
Düşerse  baba diye ağlar.
Mutlu olunca baba der.

Benim baba değişim ise mutluluğumdan değil beni bu cehennemden kurtarabileceğine inandığım tek kişiden yardım isteyişimdendi.

Belkide elimden tutup kaldırması bile yeterdi.
"Hadi kızım" diye

İşte o an yeni bir başlangıç olurdu belki bizim için.







O akşam arabada kaldık.
Sabah ise eve girdik.
Ev diyorum çünkü diğer ev yıkılmıştı.
Babam hala yoktu öğle ezanı okunuyordu ama babam yoktu.
Ev beni bunaltıyor gerçekten duvarlar üstüme üstüme geliyor.

KIYAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin