3

10 0 0
                                    

"Size izin veriyorum işte yarın güzel bir şekilde dinlenin ertesi gün seoul'e gidiyoruz" dedi koç, bir kaç dakika bizimle taşak geçiyor diye düşünmüştüm. "Cidden dinleneceğinizi falan mı sandınız asıl olay şimdi başlıyor" dedi tekrar yerine oturarak, "Koç bari azıcık dinlenseydik" dedi Lisa mırıldanarak. "Yarın dinlen işte Lisa" dedi koç ona bakarak, "Bavullarınızı hazırlayın kaçta gideceğimize dair mesaj atarım zaten size" dedi tekrardan.

Toplantı bitince kızlarla kahve içmeye gitme kararı aldık, Jisoo'nun koluna girerek yürümeye başladım. "Taehyung senden bahsetti" dedi ve bende ona döndüm, "Ne alaka?" dedim mal gibi. "Kafalarınız uyuyormuş öyle dedi seninle arkadaş olmak istiyormuş ama sanırım sen soğuk yapıyormuşsun" dedi Jisoo gülerek, "Bilemiyorum artık" dedim gülümseyerek. "Ben de şey dedim sana özel değil Jennie hep böyle falan" dedi ve köşedeki masaya oturduk.

"Of şimdiden yoruldum amına" dedi Lisa anırarak, "Bira mi içsek?" dedi Chaeyoung ve hepimiz buna onay verdik. Hepimiz birer bira içtik, "En azından beraberiz öyle düşün!" dedi Jisoo bizi gaza getirerek. "Bundan sonra daha da yorulacağız" dedi Joohyun mırıldanarak, "Ama sonunda kazandığımızı düşünsene!" dedi Chaeyoung gülerek.

"Geçen sene çok üzülmüştük" dedi Yeri üzüntüyle mırıldanarak, "Bu sene kendimizi göstereceğiz" dedi Nayeon bizi gaza getirerek. Ardından maç hakkında konuşmama kararı aldık, "Yani siz şimdi sevgili misiniz?" dedi Lisa mal gibi sorarak. "Yani evet" dedi Jisoo utanarak, "Sonunda amına kaç aydır flört takılıyordunuz!" dedi Chaeyoung hepimizi güldürerek. 

"Ama cidden bu sefer doğru kişi olduğunu hissediyorum" dedi Jisoo ve hepimiz gülüştük, "Kanka yaklaşık beş kişiye daha bunu demiştin!" dedi Joohyun'da ona vurarak. "Olsun arada yanılabilirim" dedi o da gülerek, "Selamlar!" diye bir ses duyunca arkama baktım. "Namjoon!" diye zıplayan Jisoo ile köşeme çekildim, nedense Taehyung ile yakın olmak istemiyordum çünkü pek güven vermiyordu. 

Bu konuyu Lisa ya da Chaeyoung ile konuşacaktım ama zaman bulamamıştım, onlar gelip masamıza oturdu. Konuşmalarını dinlemedim, telefonuma odaklandım. "Çok güzel oynadın bugün Jennie" diye bana seslenen Yoongi'yi duyunca kafamı kaldırdım, "Teşekkürler sende baya başarılıydın" dedim gülümseyerek. 

"Yarın sporda mısın?" dedi yakın olduğumuz için kendi aramızda konuşuyorduk, "Sen gidersen gelirim bende" dedim ve saçlarımı topladım. "Gelirim ya uzun zamandır spor yapmadık beraber" dedi beni gaza getirerek, "Hala spor mu konuşuyorsunuz siz tatil değil mi yarın?" dedi muhabbete atlayan Taehyung.

"Oğlum sen hiç bir zaman spor düşünmedin ki zaten" dedi Yoongi beni güldürerek, "Düşündüm be yalan atma!" dedi Taehyung ona dil çıkararak. "Düşünüyorsan sende gel o zaman yarın!" dedi Yoongi ona vurarak, "Gelirim lan" dedi ve gülümseyerek bana döndü. "Kaç gibi?" dedim hemen Yoongi'ye dönerek, "On buçuk gibi oradan sonrada kahvaltı ederiz" dedi Yoongi planı yaparak. 

"Tamamdır" dedim ve arkama yaslandım, "Kalkabilecek misin?" dedi Yoongi arkadaşına dönerek. "Sen beni çok hafife alıyorsun Min Yoongi!" dedi çocuk bağırarak, ufak bir şekilde gülümsedim ve onlarla muhatap olmamak için telefonuma geri yöneldim. "Taehyung seninkiler gelmiş" dedi Yoongi kafamı kaldırmamı sağlayarak, sarışın ve mal kız gelmişti.

"Hay amına dur" dedi ve kalkıp selam vermeye gitti, "Yorgun musun?" dedi Yoongi bana gülerek. "Çok değil ya" dedim bende gülümseyerek, "Olsun dinleniriz bir ara" dedi ve göz kırptı. "Her yerden çıkıyorlar" dedi ve Taehyung sandalyeye oturdu, "Oğlum daha dün kızla aran iyiydi şimdi yüzüne bakmıyorsun" dedi Yoongi ona bakarak. "Ben artık bitirdim bu işleri" dedi sırıtarak, "Pek bitmiş gibi durmuyor" dedim nedense. Mal olduğum için kendimi tutamıyordum, "Bu sefer ciddiyim arkadaşlar" dedi bizi ikna etmek için.

Challengers- TaennieWhere stories live. Discover now