19🌹 İFTİRA

56 11 1
                                    

" İftira eşek arısına benzer. Onu ilk vuruşta öldürmeyecekseniz, hiç dokunmamak daha iyidir."

~ Bernard Shaw

🥀

İFTİRA

Aslan Kara, intihar eden tertibinin yokluğunda akın akın gözyaşı döktüğü sırada adeta kendinden geçmişti.
" Geç kaldım komutanım!" diye haykırdığı sırada kendini yerlere atarak cezalandırmak ister gibi elindeki mektubu kafasına vurmaktaydı. Tabur komutanı, kendini cezalandıran Aslan Kara'nın omzundan sertçe tutarak onu kendine getirmeye çalıştı.

" Kendine gel asker! Aslan'ım, bana bak! Bana bak, dinle beni! Senin hiç bir suçun yok! Duydun mu beni? Bana bak Kara, gözlerimin içine bak! Bu Orhan'ın kendi tercihiydi. Elimizden birşey gelmez!"

"Komutanım eğer ben, daha önce ayıltsaydım durumu, bana ne demek istediğini o zaman anlasaydım...Belki de kardeşim şimdi yaşıyor olacaktı."

"Saçmalama Aslan'ım! Tekrar söylüyorum senin hiç bir suçun yok! Sen kadere engel olamazsın! Orhan, bunu isteyerek kaderine bunu yaşattı. Bu onun kendi iradesiyle vermiş olduğu yanlış bir karardı."

"Komutanım Orhan kendinde değildi. Mantıklı düşünemiyordu. Ben bunu sonradan öğrendim. Bilmiyordum. Geç kaldım. Eğer bilseydim onu engelleyebilirdim, onu yaşatabilirdim."

" Ne yaparsan yap Aslan'ım, kaderin önüne geçemezsin. Bunu sakın unutma! Sen onunla konuşup ikna etsen dahi bu yaşanacaktır. Çünkü Orhan, kafasına koymuştu ve Orhan kafasına koyduğunu her zaman yapan bir insandı. Maalesef kaybettik, başımız sağolsun." dedi ve Aslan'a kendine gelmesi için ona sımsıkı sarıldı.

Aslan Kara, komutanına sarıldığı sırada göz yaşları içerisinde " Başımız sağolsun." dedi.

" Asker!" Tabur komutanı o sırada kenarda duran ve tertibinin ölümüne üzülen bir askere seslendi.

" Cesur Selçuk, Antalya emredin komutanım!" diyerek tebliğini verirken gözlerinden sessiz göz yaşlarını süzdü.

" Herkes kendine gelsin! Cenazeyi de en yakın zamanda ailesine teslim edin."

"Emredersiniz komutanım!" dedi ve Tabur komutanının yanından ayrıldı.

Aslan Kara, derin bir iç çekerek hızlı adımlarla koğuşa geçti. Orhan'ın dolabına geldiği sırada onun yanına gelen Numan ile göz göze geldi.

" Sana kendine bir zarar vereceğini söylemiştim Aslan'ım." diyen Numan o anda Aslan'ı zıvanadan çıkartmıştır.

" Kes sesini lan keeesssss!!!" diyerek adeta adı gibi kükreyerek Numan'ın boğazına sarılıp onu boğmamak için kendini zor tutuyordu.

"Tam-am As-lan, bir-şey deme-dim. Sak-in ol kar-deş-im." diyerek sıkılan gırtlağının sebebiyle güçlükle konuşabilmişti.

" Aslan, Aslan dur tertip ne yapıyorsun bırak boğacaksın adamı!?" diye arkadan gelen başka bir asker, olay yerinden Aslan'ın sert ve güçlü ellerinden güçlükle tutup onu sertçe bir kenera itekleyerek Numan'ı elinden kurtarmayı başarmıştır.

Aslan, burnundan soluyarak koğuşun içinde avaz avaz haykırdı.

"Kesin lan sesinizi! Kimse bana ne yapacağımı söylemesin! Yoksa..."

" YOKSA NE OLUR ASKER!?"

Aslan, duyduğu ses ve görüntüyle hemen süt dökmüş kediye bürünüp tebliğini verdi.

"Komutanım!" dedi ve kapkara gözlerini utancından yere düşürdü.

" Bak Aslan, seni iyi anlıyorum. Ama arkadaşının yasını da böyle hır gür kavga ile çıkartmana izin vermem! Rahmetli Orhan, birtek senin dostun değildi. Buradaki bütün tertiplerin de dostu ve arkadaşıydı. Hepsi de en az senin kadar üzgün ve arkadaşına yetişemedikleri için mahçuplar. Burada tek yas tutan kişi sen değilsin. Bu asker ocağında hepimiz çok üzgünüz. Hatta bir sonraki inşa edeceğimiz asker ocağına bile onun adını koymayı karar verdik. Baş Çavuş Hamza Öztürk Komutanımız da onayı verdi ve kabul etti. Allah'ın izniyle seneye Rahmetli Orhan kardeşimizin anısına bir askeri ocak inşa edeceğiz. Sen şimdi gönlünü ferah tut Aslan'ım. Bol bol duanı et gerisini de düşünme. Tamam mı?"

KARA'NIN GÜLÜ 🌹 ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin