35.BÖLÜM

2K 142 74
                                    

"SÜRPRİZ!" Diye bağıran ailem göründü. Şaşkınlıkla gözlerim açılırken bir elimi şaşkınlıkla ağzıma götürdüm. Herkese tek tek baktım. Annem, babam, abilerim, Barkın, Dağhan, Bulut, Sinan, Kadir, Güneş, Açelya, Demir... Hepsi karşımda dikilmiş gülümseyerek bana bakıyordu.

"Siz..." Dedim şokla. Ardından gözlerim doldu.

"Bu yüzden mi beni iki gündür dışarı çıkarıyorsunuz?" Onlara doğru birkaç adım atıp Açelya'nın elindeki pastaya baktım.

İlk defa bu kadar fazla insanla ve böyle bir organizasyonla doğum günü kutluyordum. Ne hissedeceğimi tam olarak bilmiyordum ama seviliyordum. Gerçekten seviliyordum.

"Doğum günün kutlu olsun!" Dediler yine aynı anda.

"Hadi mumlarını üfle." Dediklerini yapıp pastanın tam önünde durdum, gözlerimi kapattım ve içimden bir dilek diledim.

Lütfen buradaki herkes hep yanımda olsun. Kimse gitmesin. Beraber çok mutlu olalım.

Gözlerimi açıp mumu üfledim. Bir alkış tufanından sonra,

"Çok teşekkür ederim." Dedim gülerek. Gözümden mutluluk gözyaşı düştü.

"Hadi, seni hazırlayalım doğum günü kızı." Dedi Güneş.

"Böyle kalsam?" Başını iki yana sallayıp beni kolumdan tutarak odama çıkardı.

"Beklemiyordun değil mi?" Diye sordu Güneş.

"Beklemiyordum, hemde hiç. Hatta doğum günüm olduğu bile çıkmış aklımdan."

Ters bakışlarını bana gönderdi.

"Bir insan doğum gününü nasıl unutabilir acaba?" Diyerek makyajımı yapmaya başladı. Saçımı da salık bıraktı. Benim için önceden ayarlanmış bir elbise vardı. Toz pembe, dizlerime kadar gelen, kalın askılı ve kare yakalı, tatlı bir elbiseydi. Onu da giydikten sonra geri aşağı indim. Herkes bir yere oturmuş sohbet ediyorlardı.

"Evet, assolistimiz de geldiğine göre, başlayabiliriz." Diye yükseldi beni gören Açelya. Hepsinin bakışları bana dönerken dudaklarında ufak bir gülümseme vardı.

"Ben hala nasıl bir kutlama yapacağımızı anlamış değilim... Ayrıca tek doğum günü olan ben değilim, Barkın'ın da doğum günü." Diye mırıldandım.

"Hayır, bugün senin doğum günün. Sadece ve sadece senin için bir gün. Ve kutlamayı bize bırak, bir de akışına." Dedikten sonra sıkıca sarıldı bana Barkın. Aynı şekilde kollarımı sardım ona. Sıkıca.

O kadar mutluydum ki, heyecanlı, mutlu, değişik, garip, sevilmiş, önemsenmiş, değerli hissediyordum. Ve bunların hepsi ailem sayesindeydi. 5 aydır beraber olduğum ailem sayesindeydi. Ailem dediğim sadece kan bağım olanlar da değildi. Güneş, Açelya, Bulut, Sinan, Kadir, Demir de benim ailemdi. Düşüncelerim açılan müzikle kesilirken kendimizce eğlenmeye başladık. Ardından pasta, Taha'nın yapmış olduğu kurabiye ve çeşitli yiyecekler eşliğinde sohbet ettik. Kahkahalarımız ortamı şenlendirirken Açelya beni omuzlarımda tutup salonun tam ortasına bıraktı.

"Hediyee vakti!" Gerçekten hepsi bir de farklı farklı hediye alma zahmetine mi girmişti.

"Yaa ne gerek vardı ki?" Triplerini girdim ama gerek vardı. Hediye bu sonuçta boru değil. İlk önce annem ve babam hediyesini verdi.

"Bu bizimle geçirdiğin ilk doğum günün, umarım son da olmaz güzel kızım diyerek sarıldı annem, hemen ardından da babam. Hediyemi açtım. Kocaman bir kupaydı bu. Kahve içmeyi çok sevdiğimi biliyorlardı. Üzerinde küçük fiyonk desenleri vardı ve aynı zamanda 'İlgi' yazıyordu.

İLGİ/GERÇEK AİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin