5!

85 12 4
                                    

hinata:
hey
nerdesin?
(sended at tuesday*)

hinata:
iki gün oldu
gelsene antrenmana
koç nerde olduğunu sorup duruyor sürekli

kageyama:
bileğim iyi değil
o yüzden gelemeyeceğim antrenmana
söylersin koça

hinata:
yine de gelsin diyor

kageyama:
kalsın

hinata:
ya inatlaşma işte
gel insan yemiyoruz
(seen at 13.22*)

hinata:
ya niye görüldü atıyorsun
gel işte antrenmana

kageyama:
ya sen niye tutturuyorsan
benim gelmemem senin için daha iyi değil mi

hinata:
ben tutturmadım!
yani koç tutturdu

kageyama:
tamam söyle koça
ayağım iyileşene kadar hiçbir yere gelmiyorum

hinata:
ya sende ne naz yaptın🙄

kageyama:
ne?

hinata:
naz yaptın diyorum
cilve falan anlarsın yaa

kageyama:
ya sabır
yok anlamıyorum
hadi işine bak sen

hinata:
ama koç bana bu işi verdi
onu napicaz

kageyama:
ya umrumda değil
git yeni bir iş bul

hinata:
ya senin keyfin ve kahyasını mı bekleyeceğiz

kageyama:
evet

hinata:
iyi be
seni düşünende kabahat
naparsan yap
(seen at 13.41*)

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Telefonumun ekranını kapatıp etrafıma kısaca göz gezdirdim, herkes buradaydı.
Kageyema hariç.

Sesli bir şekilde ofladıktan sonra oturduğum tribün'ün ikinci basamağından yere atladım.

Herkesin ısındığı yere ilerlediğimde birkaç kişi bana bir şeyler söylese de onlara sadece samimi bir gülümsemeyle karşılık vermek gelmişti elimden.

Kendimi sebepsizce suçlu hissediyordum, yanlış bir şey yaptığımı düşünmesem de aldığım tepki ve Kageyama'nın üç gündür hiçbir antrenmana gelmemesi bana kendimi suçlu hissettiriyordu.

Ama bu durum benle alakalı olmamalıydı, beni tanımayan hatta benden pek de haz etmeyen bir çocuk dediğim birkaç anlamsız cümleyi neden önemsesin ki?

Önemsemezdi.

Herkes ısınırken içeri giren koç yavaşça yanıma adımlayıp omzuma iki kez vurdu. "Kageyama bugün de yok demek hm?"

Elimdeki topu yere bırakıp kafamı olumlu anlamda salladım. "Evet ayağı kötüymüş.." Koç yüzüme bakmadan kafasını sallayarak odasına yöneldiğinde arkasından bakakalmıştım. Bu adam cidden bipolardı.

Ve evet Kageyama'ya koç soruyor diye yalan söyleyip gelmesi için ikna etmeye çalışmıştım.

Alt tarafı gelsin de suçlu hissetmeyeyim istemiştim!

Onu son günlerde biraz fazla düşünüyordum, ya da sadece bana öyle geliyordu, bunu arkadaşım Kenma'ya danıştığımda suçluluk psikolojisinden olduğunu söylemişti.

Isınma bittikten sonra telefonumu bıraktığım köşeye ilerleyip saate baktım.

Telefonumu tekrar bırakmak için bir hamle yaptığımda telefonuma düşen mesaj ile yüzümde ufak bir gülümseme oluşmuştu istemsizce.

Kageyama:
pişt turuncu
antrenman kaçta bitiyordu?

Gülümseyerek sohbete girip cevap yazdım, gelecekti.

hinata:
dörtte bitecek
gelecek misin?

kageyama:
evet
belki oynarım

hinata:
senin ayağın kötü değil miydi??

kageyama:
çok konuşuyorsun

hinata:
en azindan yalan konusmuyorum🙄

kageyama:
sen bana yalancı mı dedin?

hinata:
yoo
ne münasebo??

kageyama:
münasebo?

hinata:
münasebet demek yani

kageyama:
hadi canım
anladım o kadarını salak

hinata
//cnsim mi dwsdib
hıı
yslan söylhme

kageyama:
kafana top mu geldi?

hinata:
hayir ne alaka

kageyama:
neyse tamam
geliyorum şimdi
söyle koça

hinata:
koça mı söyleyeyim
ha
tamam
(seen at 14.15*)

Sanırım isteğim gerçekleşmişti..
-------------------------------
Arkadaşlar okuyanlar oy verirse sevinirim, çünkü yazma isteğim kaçıyor🫠

Kitap hakkında düşünceleriniz veya düzeltmem gereken bir şey varsa söyleyebilirsiniz

Düşünceleriniz çok değerli, sevgiyle kalın💕

Mejor|KageHinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin