Patron

12.9K 163 32
                                        

Hızlı adımlarla kafeye doğru yürüdüm. Beş dakikam kalmıştı. Hatta koşmaya başladım bile diyebiliriz. Kafeye girdiğimde az müşterinin olması gözüme takıldı. Bu da demek ki daha az çalışacağım. Hemen patronun odasına ilerledim.kapıyı tıklatıp içeriye girdim. Patronumu (!) ve diğer garsonu uygunsuz bir şekilde yakalamak ilk gün için normal mi ?

Hızlıca odadan çıkıp kapıyı kapattım. Geçen görüştüğüm kadın yoktu bu sefer odada. Odadaki garson da hızlıca dışarı çıktı ve gözleri ile gir işareti yaptı. Anladınız siz işte. İçeri girdim.

''Hızlıca odama girmek de ki amacını sorabilir miyim?''

''Bugün işe başlayacaktım ve iki dakika geçti bile.''

''Demek ablamın yeni aldığı garson sensin.''

''Demek ki sende patronumun küçük kardeşisin.''

''Yanlış patron benim. İşi az önce böldüğün garson kız anlatır.''

Sanki zor bir iş adamda ki havalara bak ya. Gözüm kapalı yaparım ben bu işi oğlum. Hala ben birinciyim havalarında.

Az önce odadan çıkan kızın yanına gittim.

''Yeni garson benim işi anlat.''

''İş basit sipariş al, siparişi mutfağa götür, mutfaktan yemeği al müşteriye götür. Bu kadar ama senin beyninin yetebileceğini sanmıyorum.'' Az önce bu kız bana laf mı sokmaya çalıştı.

''Senin beynin bu işe yetiyorsa benimkinin de yetebileceğine eminim canım.''

''Az önce bana laf mı soktun yeni garson.''

''Bilmem hissettin mi?'' deyip mutfağa ilerledim. Aferin kızım 1-0 öndesin.

Önlüğümü alıp sipariş alıp götürdüm. İşte bugün ki sekiz saatim böyle geçti. Yaklaşık üç gündür okula gitmiyorum gitmeyi de düşünmüyorum. Ne Cho'nun ne de diğerlerinin görmek istemiyorum. Sonuç olarak hepsi hayatımı mahvetti. (Luke hariç onu birazcık seviyorum) Hala peşimde polisler var. Arada izlendiğimi  bile hissediyorum.

Annem hala okula gittiğimi sanıyor ve az da olsa para göndermeye devam ediyordu. Okula da gitmediğim için arkadaşlarımı da kaybetmiştim. Belki bir barda arkadaş edinirim düşüncesiyle kafeye en yakın bara gittim. BLUE LİGHT. İsmi her zaman çok hoşuma gitmiştir. Kimle arkadaş olabilirim gözü ile etrafa bakınmaya başladım. Beni her halimle kabul edebilecek biri olmalıydı. Yani saf. Saf bir insan burada ne arar onu da bilmiyorum.

Bakınırken boş boş etrafına bakınan barmen dikkatimi çekti. Barwoman mı demeli bilmiyorum. Yanına gidip bir tane bira istedim. Oldukca yavaş bir şekilde birayı bana uzattı.

''Bu kadar yavaş olduğuna göre yeni misin?''

''O kadar da belli mi?''

''Ahaha, evet ama sorun yok. Neden buradasın?''

''Uzun hikaye.''

''Kaçta çıkıyorsun?''

''4 de.''

''Desene dörde kadar buradayız. Sonra da bende.'' deyip gülümsedim. O da gülümsedi.

Bir bira daha isteyip adını bile bilmediğim kızı beklemeye başladım. Kız dediği saatte işini bitirip yanına geldi. Bu kızı sevmeye başladım bile. Barda sandalyeye oturup muhabbet etmeye başladık.  Bir ev arkadaşı aradığımı paraya ihtiyacım olduğunu anlattım. Kız o kadar saf ki hemen teklifi kabul etti ve benle yaşamaya karar verdi. Ben polislerden kurtulmaya çalışırken kızın çok saf bir hayatı vardı. Ve sonunda bu kızın adının Alexandra olduğunu öğrendim.





Daha uzun olmasını planlıyordum ama çabuk çıksın diye kısa oldu. Lütfen daha çok yorum yapın yorum artıkca yazma isteği artıyor. Ve 1k''yı geçmişiz hala şaşkınım :D Sınır yok size güveniyorum

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dogruluk mu? Cesaret mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin