10

9 3 8
                                    

Uzun bir aradan sonra selam! Nabersiniz? Fazla uzatmadan bölüme geçeceğim. Ama burayı okuyun lütfen önemli!!!!!
Önceki bölümlerde Açelya Kara'nın cesedinin yanında bulunan iğne ve makastan bahsediliyordu. Ekstra olarak onların yanında bir fırça da bulunduğu eklemesini yaptım. Onun dışında bir değişiklik yok. Bu eklemeyi de kurgunun akışıyla ilgili önemli bir bilgi olduğu için yaptım. Yani daha sonra bunun muhabbeti geçtiğinde şaşırmayın.

Oy ve yorum yapın.

Bölüme geçiyorum. Önceki bölümü hatırlatması adına küçük bir flash back...

"Bunu kanıtlayabilir misiniz?"
Kısa bir tereddüt yaşadı. Sanki kafasında bir şeyin sonuçlarını hesaplıyor gibiydi. Sıkıntılı sesiyle konuştu.
"Karım. Ona sorun."
Karısından bahsederken yüzü buruşmuştu. Bunları söylerken kendinden emin görünmeye çalışıyordu. Ama daha çok sanki konuşmalarından korkuyor gibiydi. Bu adama bakınca Azra'nın emin olduğu tek şey bir şey sakladığıydı. Osman Zeytin bir şeyler gizliyor. Sakladığı şeyin ortaya çıkmasından korkuyor gibi.

🩸🩸🩸

Azra'dan

Yandan Civciv'e bir bakış attım. Biraz oyun hiç fena olmaz. Soğuk bir sesle konuşmaya başladım.
"Açelya Kara..." durdum ve yüzüne baktım. Hala tedirgin bir şekilde bana bakıyordu. Arada gözleri arkamdaki aynayı buluyordu. Söylediğim isimle yüzünde herhangi bir değişiklik olmadı. Devam ettim.

"Açelya Kara'yı tanıyor musun?"
Gözlerini kırptı bir kaç defa. Önümdeki dosyadan Açelya'nın fotoğrafını çıkardım. Önüne koyduğum fotoğrafa dikkatle baktı. Yüzünde düşünceli bir ifade vardı. Bir iki dakika sonra başını iki yana sallayıp konuştu.
"H-hayır. B-ben tanımıyorum. Yemin ederim. Bırakın beni gidiyim. Hi-hiç bir şey yapmadım." bir bana bir başında dikilen Ateş'e bakıyordu. Başını Ateş'e çevirdiği bir ara Ateş' e işaret verdim. Gözleri bende olan Civciv başıyla onayladı. Osman Zeytin hala yalvarıyordu.

" Masumum ben. İki çocuğum var. Kimseye bir şey yapma-"sözünü kesen Ateş'in masaya sertçe vurduğu eliydi.
" Yalan söyleme lan. Anlat çabuk! "

" Neyi? Neden bahsediyorsunuz? "
Sakin bir şekilde sandalyede geri yaslanıp bacak bacak üstüne attım.
" Açelya' yı sen öldürdün. " söylediğimle yüzü bembeyaz oldu. Göz bebeklerine kadar titredi. Bunun doğru olduğunu düşünmüyordum ama bu adamın bir şeyler sakladığı da açıktı. Bu yüzden sert oynayacaktık.

"Y-yapmadım. Onun kim olduğunu bile bilmiyorum. Size yemin ederim. Bir suçum yok benim."
Dudaklarımı büzdüm. Bir süre düşünür gibi yaptım. Dilimi damağıma vurarak cık sesi çıkardım.
"inanmadım. Çünkü sen bana yalan söyledin."

"Söylemedim. Size yalan söylemedim. Tanımıyorum onu."
"Evde ne yapıyordun?" bir anda sorduğum soruyla afalladı. Yüzünde bariz bir şaşkınlık vardı. Alık alık yüzüme bakıp duruyordu. Ateş'e kısa bir bakış attığımda elini yine masaya vurdu. "Cevap versene lan!" korkuyla konuştu. Anlaşılan Ateş' ten gerçekten tırsmıştı. Bu benim işime gelirdi.

"Hangi ev? Ne zaman? Anlamıyorum."
Hafif bir şekilde sırıttım.
"Sen de amma alık çıktın bee! Cesedin bulunduğu günün gecesi diyorum. Evdeymişsin ya. Ne yaptın?"

"Ha şey evet. Doğru evdeydim ben." sesi mırıltı şeklinde çıkmıştı.
"Eee?" sıkılmış bir ifadetle sordum.
"Şey yaptım. Dizi vardı televizyonda onu izledim."bir kaç saniye durdu." Aynen, aynen öyle yaptım. "

" Yaa! Demek dizi izledin. Hangi dizi?"
Tekrar bir süre düşündü." polisiye bir diziydi. "
Başımı salladım." o dizide bir karakter var: Polis. Çok seviyorum o adamı. Sorgu yöntemlerimiz çok benziyor mesela. Böyle yalan söyleyenlere vereceksin odunu değil mi ama? "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TerziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin