Annemle kahvaltı hazırlama işimiz bittiği için annemlerin yatak odasına gittim. Babam ne zaman evde olsa kahvaltıya ben kaldırırdım. Şimdide aynısını yapıcaktım.
Odaya girdiğimde babamın hala uyuduğunu gördüm. Bir an düzgünce mi kaldırsam diye düşündüm fakat sonra vazgeçtim, çünkü sıkıcıydı. Bunun yerine babamın üstüne atlamaya karar verdim.
Babamın yanına sessizce geçip içimden 3'e kadar saydım. Üç dediğimde babamın üstüne atlayıp bağırdım.
-Baba hadi uyan!
Her kelimenin sonunu uzatmıştım. Belkide bu çocukça gelebilir ancak ben babamla hep böyleydim. Sadece sevdiklerimin yanında çocuklaşırdım. Eh onların yanında çocuklaşacaksam ne anlamı vardı.
Babam irkilerek uyanıp bana baktı. Önce sinirli baksada beni görünce bakışları yumuşadı ve uykulu bir sesle konuştu.
-Sanada günaydın kızım.
Babamın üstünden memnuniyetle kalktım. Babamı kaldırma operasyonu başarıyla tamamlanmıştı.
Babam üzerini değiştirmek için kalkerken bende odadan çıktım. Bir yandan bugün ne yapacağımı düşünüyordum. Aklımda bir sürü şey vardı ancak bunların ilk sırasına kendime elbise almak vardı.
Bir sonraki sınava geçenlere bir kağıt vermişlerdi. Bu kağıtla her dükkandan istediğimiz bir elbiseyi bedava alma hakkına sahiptik.
Bence bu mantıklıydı çünkü bu sınava durumu iyi olmayanlarda giriyordu.
Ardından Emma'yla buluşup çayırda buluşup piknik yapıcaktık. Sonraki günde zaten sınav vardı ve bu durum beni geriyordu. Zeki olmak elbette krallık için önemliydi, ancak bunun yanında elbette diğer kurallarda geliyordu. Hangi sırayla olucağımızı ise bir tek tanrı bilirdi.
Babam odadan çıkınca beraber mutfak masasına oturduk. Keyifli kahvaltımızın sonlarına doğru hatırladığım şeyle babama döndüm.
-Baba bugün elbise almak istiyorum beni çarşıya bırakabilir misin?
Babam gülümseyerek kafasını salladı.
-Bırakırım tabi kızım. Neyle alıcaksın elbiseyi var mı paran.
-Var babacığım sınavı geçenlere verilen bir kağıt var bu kağıtla istediğim elbiseyi bedavaya alacağım.
Babam sakince kafasını salladı.
-Tamam ben birazdan çıkacağım sende hazırlan.
Hızla kafamı sallayıp ayaklandım. Babamı çok bekletmek istemiyordum. Odama geçtiğimde ne giyeceğimi düşünmeye başladım. Sonuçta elbise deniyecektim ve rahat bir şeyler giymem gerekiyordu.
Bende spor bir kıyafet aldım elime ve üzerime geçirdim. Kolayca çıkarabilirdim ve geri giyebilirdim.
Makyaj yapmayı sevmediğim için makyaj malzemelerime bakmadım bile. Saçımı açık bırakmakla at kuyruğu arasında kaldım. En sonunda açık bırakıp üstünü toplamaya karar verdim. 15 dakika sonunda hazır olmuştum.
Odamdan çıkıp babama bakındım babam içeride oturuyordu ve beni bekliyordu.
-Baba ben hazırım.
-Tamam kızım çıkalım.
Annemle vedalaşıp evden çıktık. Babama yol boyunca saçma sapan şeyler anlatmıştım ama babam beni sakince dinlemiş ve cevap vermişti. Sonunda çarşıya geldiğimizde at arabasını durdurdu.
-Teşekkür ederim baba.
-Rica ederim kızım. Aman dikkatli ol.
-Tamam babacım görüşürüz.
YOU ARE READING
Karanlığın içindeki yıldız
Fantastikİşte karşınızda güçlü bir kadın karakter. Cadılar, dışlanmış toplumlar, kehanetler, gizemler, ihanetler, yalanlar, ters köşeler ve her şeyin ortasında onca şeye rağmen tertemiz kalabilmeyi başaran bir aşk. Bu güzel yolculuğa katılmaya ne dersiniz?