8. Bölüm

25 1 1
                                    

Annemle beraber güzel bir sofra hazırladık. Babamın en sevdiği yemeklerden yapmıştık. Bugün hem babam geliyor hemde benin sınavı geçişim kutlanıyordu.

Annemle beraber son malzemeleri yerleştirince geri çekilip eserimize baktık. Gerçekten bir kuş sütü eksikti. Anneme dönüp kendimden emin bir şekilde konuştum.

-Bence her şey tamam.

-Aynen. Baban gelincede sadece yemekleri koyucağız.

Annem içeri geçerken bende odama geçtim. Diğer sınavların en olduğu ile ilgili bir çok söylenti vardı. Ancak benim bir kaç tane fikrim var.

1: Görgü

2: Dans

3: Değerler

Vb bir kaç tane daha fikrim vardı. Notlarımın olduğu defterimi çıkartıp bir sonrakinin ne olduğunu düşünmeye başladım. O kadar çok ihtimal vardı ki.

Bir süre sonra düşünmekten yorularak kendimi sandalyeye saldım. İki gün sonra zaten ikinci sınavı olucaktık iki günde neye hazırlanabilirim ki?

Düşüncelerinden sıyrılmak için epey kalabalık olan kitaplığıma gittim. Ne zaman canım sıkılsa yada bir şeye takılı kalsam kitaplara kaçardım.

Elimdeki kitabı bırakmama neden olan şey çalan kapıydı. Hızla odamdan çıkıp hole geçtim. Babam içeri girmiş montunu çıkarıyordu. Hızla yanına gidip sarıldım.

-Baba! Hoşgeldin

Saçımdan öpüp beni. Kendine bastırdı.

-Hoş buldum kızım benim.

Annem yine kollarını bağlamış bize bakıyordu. Ama bakışlarında herhangi kötü bir duygu yoktu. Sadece hayranlık.

-Eee bitiyse selamlaşmanız içeriye geçin bende yemekleri ısıtayım.

Babamla beraber gülerek içeri girdik. Babamla Yanyana oturup bir süre konuşmadık. Babam en son bana dönüp.

-Eee kızım geçtin mi sınavı.

Aslında babama şaka yapmak istiyordum ancak babam benim tek bakışımdan yalan söylediğimi anlardı. Bu yüzden uzatmadan kafamı salladım.

-Evet baba kazandım hatta dereceye girdim.

Babam bana kocaman gülümseyip sarıldı.

-Afferin benim zeki kızıma.

Babamla aramız hep böyle oldu. Hem hatamda hemde başarılarımda hep yanımda olmuştu. Eh bende her kız çocuğu gibi babacı olmuştum.

Babamla biraz daha sohbet ettikten sonra annem çağırdı. Beraber kalkıp mutfağa gittik. Annem her şeyi halletmiş, yemekleri tabaklara koymuştu. Sitemle anneme baktım.

- Anne beni niye çağırmadın yardım ederdim.

Annem omuz silkti. 

-Kızım zaten beraber hazırladık sofrayı sadece yemekleri koydum.

Anneme onaylamaz bakışlar attım ve sofraya oturdum. Annem arada beni sinir etsede asla kıyamazdı ve bende ona. Bazen haberlerde görüyorum insanlar annesini öldürüyor. Nasıl vicdanları el veriyor ben annemin tek göz yaşına dünyayı yakmaya hazırdım.

Üçümüz huzurlu bir yemek geçirdik. Sohbetin ana konusu babam ve bendik. Babam evde yokken neler yaptığını anlattı. Bende sınavda ne yaptığımı, nasıl geçtiğini. Bir süre sonra ise konu farklı yerlere kaymış beraber kahkahalarla geçmişti.

Sonunda sofrayı toparlayıp salona geçtik. Babam sanki aklına bir şey gelmiş gibi bana döndü.

-Kızım şu Karl'dan haber var mı?

-Var babacım var. Krallığın dışında ki ormanlığa kaçmış. Oradada Chester diye biriyle karşılaşmış. Şu an ormanda beraber yaşıyorlar.

Babamın kaşları hayretle kalktı. Büyük ihtimalle bu bilgileri nasıl edindiğimi sorguluyordu.

-Sen bu kadar ayrıntılı nasıl öğrendin?

Evet tamda beklediğim soru gelmişti.

-Baba az önce bahsettiğim Chester beni sınav sonrasında olul bahçesinde gördü. Sonra bir parkta buluşup Karl'ın ne yaptığını sordum.

Babam kafasını anladım dercesine salladı. Babamın aklına bazı şeylerin takıldığını fark ettim. Benimde takılıyordu. Chester'da bir şey vardı. Karl'ın bahsettiği krallık ise işin cabasıydı. Bir süre daha sohbet ettikten sonra odalara dağıldık. Zaten ışıkların kapanmasına az kalmıştı.

Yatağımın üstüne çıkıp kafamı başlığa dayadım. Benim bilmediğim şeyler dönüyordu ve bu bilinmezlik beni çıldırtıyordu.

Kafamın içindeki düşünceleri savarcasına kafamı iki yana salladım. Daha fazla bela istemiyordum hayatımda. Önümde beni bekleyen sınavlar vardı ve onlara odaklanmalıydım. Kalkıp ışığı söndürdüm yorucu bir gündü ve dinlenmem gerekiyordu.

Sabah yüzüme vuran ışıkla uyandım demek isterdim ancak annem başımda " hadi kızım kalk artık, daha kahvaltı hazırlayacağız" diye darlamasıyla uyanmıştım. Sıkıntılı bir nefes verip kalktım. Kahvaltı kültürüm yoktu. Olsada olur olmasada olurdu benim için.

Elimi yüzümü yıkayıp annemin yanına geçtim. Annem çoktan bir şeyler hazırlamaya başlamıştı. Bende yanına geçip yanağını öptüm.

-Evet söyle bakalım sultanım. Ne hazırlıyoruz.

Annem bana sinirle baktı.

-Kızım kaç defa diyeceğim öyle aniden gelme diye!

Annemin sözlerine kıkırdadım. Sinir etmeye bayılıyordum.

-Tamam anne

Sondaki e yi iyice uzatmıştım. Tabi buna annemin sinirleri iyice gerilmişti.

-Elena!

Eyvah Elena dedi!

Annem eğer Elena dediyse cidden sinirlenmiş demektir. Hemen hanım kız rolüne girip şirince güldüm.

-Tamam sultanım sakin. Bir daha ses çıkartırım.

Annemin sinirleri bozulmuş olucak ki bu halime güldü.

-Alemsin kızım.

Annem yine kızım mooduna geçtiyse operasyon başarılı demektir. Annemi tekrar sinirlendirmemek için bende işin ucundan tuttum.

Yaklaşık 20 dakika sonra harika bir sofra kurmuştuk.

-Anne biz yapıyoruz bu sporu.

Annem bir an deliymişim gibi baktı. Kadında haklıydı bir tık. Benim gibi bir kızı vardı sonuçta.

-Demedim say anne.

Annem bir şey demeden nir süre bana baktı. Bu süre gittikçe uzamaya başlayınca gerginlik vücudumda gezindi. Ne olmuştu birden?

-Anne?

Annem sanki rüyadan uyanmış gibi silkindi.

-Dalmışım kızım kusura bakma.

İçimden dün şüphelerimde ne kadar haklı olduğumu  fark ettim.

• • •

Ayyy merhabalarrrr.

Çok uzun zamandır buraya bölüm gelmiyordu çünkü sınırımız olan 20 okunmaya ulaşamamıştı.

Ben bunları çok özlemişim🥹🥹🥹

Yorum yaparsanız aşırı sevinirim hepsini okuyorummm

Bir sonraki bölümde görüşürüzzzz

Karanlığın içindeki yıldız Where stories live. Discover now