Bölüm 5

148 16 26
                                    




''Eteğimi...''

''İnanmıyorum''

Daniel'in sahteden şaşırması Charles'i daha da sinirini bozmuştu. Dolan gözlerini arkadaşına göstermemek için bakışlarını çevirdi. Dolabını kapatıp Dan'i ittire ittire odadan çıkardı ''Ben  diyorum eşyam çalınmış beyefendi dalga geçme peşinde'' deyip kapıyı sertçe kapattı. 

En sevdiği ve tek eteğinin bir anda yok olması o kadar etkilemişti ki Charles'i dolabını alt üst etsede bulamamıştı. Gerçi hiç giymemişti ama çok seviyordu. Denemeye bile cesareti olmayan şeyi bu kadar sevmesi normal geğildi. Yorganını sıkarak gözünden çıkan damlaları akıttı Charles. 

Kapının tıklanmasına dikkat bile etmiyordu 
''Tanrı aşkın abartma Charles. Alırız bir tane daha olur biter''

''GİT BAŞIMDAN. İSTEMİYORUM SENİ''

''Çok ayıp. İnsan ikizini reddetmemeli''

''REDDEDİYORUM GİT''

''İyi be ağlaman biterse söyle de sahile çıkalım sonra''

Daniel'in dalga geçmesine Charles daha çok hıçkırıkla ağlamaya başladı. Bu duygusallığı hep vardı, aşırı tepkililik. Ama anlamadığı bir şey vardı şuan birine aşırı sarılası geliyordu ama aklına gelmiyordu

'Esmerimm'

İçindeki sesle aklına anında Carlos geldi ''Saçmalama Charles. O devlet savcısı, komiser ek sherif sana mı vakit ayıracak'' diye kendi kendine söylendi. 

'Umutsuzluğa kapılma o derece adam dahi olsa geçen gün bize ne dedi?'

''Tamam güzel olduğumu söylemiş olabilir ama bu gayet normal bir şey''

'Narinsin de dedi'

''Eteğimi çalmışlaağrrrr'' 

Charles ağlamaklı gözleriyle ne zaman uyuyakaldığını anlamamıştı bile. 


---


Kapının tıklatılmasıyla Charles hemen gidip açtı. Gözünü ovuşturarak açtığı için ilk kim olduğunu idrak edemedi ama sonra komiser olduğunu anlayınca gülümsedi ''Özlediniz galiba?''

''Ne bu hal, böyle mi kapıyı açıyorsun her gelene''

''Ne varmış halimde?''

Carlos oğlanı tekrar süzdü. Yine baldırından şort ve bol olmayacak şekilde ince kumaşlı beyaz tişört vardı üzerinde. Kötü olanı da Charles'in deli gibi terleyip tişörtün bedenine yapışmasıydı.

''Neden geldiniz?''

''Yoruldum kafa dağıtmak isityorum. Arkadaş edinmediğim için senin yanına geldim''

''Gelin ama bir şeylere laf edip durmayın''

İçeri geçerken daha aydınlık olduğu için Carlos Charles'in gözlerini fark etti. Kızarıp şişmişti 

''Neden ağladın?''

''Ağlamadım''

Carlos repleksif bir şekilde ellerini oğlanın yanağına götürüp avucunun içine aldı küçük yüzü ve eğildi ''Ağlamışsın oğlum işte benden mi saklayabileceksin''. Charles gözlerini başka yöne çevirdi ve ellerini yanağındaki ellerin üzerine koydu ''Sebebi vardı ağladım''. Mırıltıyla çıkan sesi Carlos'u tetiklendirmişti. Baş parmağıyla Charles'İn yüzünü okşadı ''Ne oldu? Biri mi bir şey dedi''

''Hayır.... bi eşyamı kaybettim''

''Buna mı ağladın? alırız yenisini''

Charles göz devirip yüzündeki elleri ittirdi ''Anlamıyorsunuz işte, değerliydi''. Carlos oğlanın önüne geçip kafasını kollarının arasına alarak sarıldı ''Anladım onu da yani sen yinede ağlama. Kim bilir belki geri gelir sana''

''Cansızdı!''

''Öyle mi, çok ilginç. Kim almış ki?''

''Bulursam parçalayacağım onu''

''Yok sen öyle şeylar yapma zarar verirsin kendine''

Charles adamdan kendini çekip koltuğa gidip süzülerek uzandı. ''Mutfak o tarafta. Hiç kalkasım yok istediğinizi alın''. 

Carlos tchlayıp Charles'in yanına gelip baş tarafına oturdu. ''Birlikte kaldığın kişinin adı ne?''
Charles başını kaldırıp adama baktı ''Siz nasıl herşeyi biliyorsunuz''

''Ev resmen ikiye ayrılmış. Anlamamak için salak olman geeerekir''

''Daniel. En yakın arkadaşım''

''..........''

Baş ağrısından televizyon sesinden bile midesi bulanan Charles tv'i kapattı. Salonda sessizlik bürünmüşken kafasını kaldırıp Carlos'a baktığında zaten izleniyor olduğunu fark etti ama aldırş etmeden bakmaya devam etti. 

Sonra gözlerini ayırmadan yerinden kalktı ve dizinin üstünde durarak tek ayağını adamın diğer tarafına koyup kucağına oturmasıyla Carlos da hemen ellerini oğlanın beline doladı. Charles eğilip kafasını adamın omzuna koyarak kafasını Carlos'un boynuna gömdü 

'Ohhh gel keyfim gel. Erdinmi muradına' 

''Sus''

''Efendim?''

''Sana demedim''

Carlos kaşlarını çatığ başını eğerek kucağına yerleşen Charles'e baktı ''İyi misin?''
''Çalan kişiyi bulun lütfen savcım. Bulursanız ne isterseniz yapacağım!''. 

''Ne istersem yapacak mısın gerçekten?''

''Evet. Söz yapacağım''

''Bulurum merak etme çocuk''

Charles kafasını kaldırıp sinirle baktı ''Çocuk, çocuk yeter demeyin bana öyle''
Charles'in sinirle kızaran yanaklarını görünce kıkırdadı Carlos ''Şımarma, kucağımdasın iyi şeyler olmayabilir''. 

Adamın dediğiyle yutkundu Charles. Gözlerini ayırıp elini Carlos'un göğsüne koyarak tekrar uzandı.  
''Hırsız, piç''

Carlos çatık kaşlarıyla elini oğlanın yüzüne götürüp sıktı ve eğilip alt dudağını ısırdı. Geri çekildiğinde anında morarmıştı Charles'in dudağı. 

''Bir daha duymayacağım. Küfürü yasaklıyorum sana''

.

.

.

.


SUÇSUZ // CHARLOS B&BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin