Charles arabasını karakolun önünde durdurup içeri girdi. Artık neredeyse kanka olacağı görevli polislere selam verdi ''Selam millet yine ben'' demesiyle oradakiler de gülümseyip el kaldırdılar.
''Hey Charles dürüm var yer misin''
''Yok sağol Checo tokum ben''
''Naz yapma da al bee''
''İyi hadi uzat''
Checo'nun elinden dürümü alıp açarak bir ısırık aldı ve yoluna devam etti. Dosyaların olduğu odaya girdi ve masanın yanına yaklaştı. Orada da tanımadığı bir polis vardı. Charles'i görünce adam alt çekmeceden şeffaf bir dosya çıkartıp Charles'İn önüne koydu.
Çocuk dürümünden bir ısırık daha alıp kenarda duran kalemi de alıp oldukları gün tarih yerine imza attı. ''O kadar suratsız durmana komiser kızmıyormu''.
Charles'İn dediğine adam afallamıştı ve hemen sinirle kalkmasıyla Charles koşmaya başladı, arkasında koşan adam daha da heyecanlandırmıştı ve kahkaha atarak konuşmaya çalıştı
''Ya şaka yaptım. Neden kaldıramıyorsun?''
Karakolun için deli gibi koşuşturuyorlardı ki Charles iri ve sert bir cüsseye çarpmasıyla Checo ve diğer ekibin tümü gerilmiş onlara bakıyorlardı. Charles önce elindeki dürüme baktı çarptığı kişnin formasına neredeyse tamamen bulaşmıştı, ardından başını kaldırıp adama baktı.
İçinden ne olur olmasın dediği kişinin ta kendisiydi. Carlos. Sinirle kendisine bakan adamın burnundan çıkan sert nefes bile yüzüne tokat gibi çarpmıştı, başını yana eğip alt dudağını ısırdı ve Checoya baktığında adam benden yardım isteme der gibi omzunu silkip arkasını dönmesiyle Charles içinden siktir çekip gözlerini kısarak 32 diş gülüp Carlos'a tekrar baktı
Carlos önündeki çocuktan gözlerini ayırıp aynı öfkeyle arkasındaki görevli polise baktı ''Hayırdır ne bu kargaşa?''
''Komiserim bu çocuk benimle alay ediyordu''
''Adı üstünde zaten ÇOCUK kovalaman mı gerekiyor. BÖYLE Mİ POLİS OLACAKSIN SEN. KÖPEK TERLİĞİNİ KAÇIRSA ONUNDA MI ARKASINDAN KOŞACAKSIN HA??''
Carlos'un gür sesi ortamda yankılanırken herkes ölüm sessizliğine bürünmüştü. Charles de omuzlarını sıkmıştı o an, birazdan beni de öldürecek diye beklemeye devam etti ki başka çaresi yoktu.
''Attın mı imzayı?''
''Hıhı''
''Evine git''
''Ne?''
''Evine git diyorum çocuk anlamıyor musun?''
Charles bakışlarını ayakkabısından kaldırıp adamın yüzüne baktı ''Kızmayacak mısın?'' diye sordu. Carlos üzerine bakıp ''Sanmıyorum'' dedi ve Charles'İn yanından geçip gitti.
O an açık mavi kazağı bile kurtarmamıştı Charles'i, anlamsız bir soğuk kavramıştı vücudunu. Arkasını dönüp uzaklaşan adamın arkasından baka kaldı. Her gün aynı saatte o gün içerisinde hiçbir tehlikeli davranışta bulunmadığına veya kimseye bulaşmadığına dair yazılı olan kağıda imza atıp gidiyordu ve hiçbirinde Carlos'un herhangi bir bakış açısına girmemişti.
Bazen görünmez olduğunu falan düşünüyordu sebebi de aynı odada olsalar bile çok yabancıymış gibi uzak ve soğuktu Charles'e karşı. Gerçi yabancıydılar ama Charles en azından arkadaşlık edinmek istiyorddu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇSUZ // CHARLOS B&B
Storie breviHiç beklmediği anda ellerine kelepçe vurulup savcının karşısına oturtulan Charles şaşkınlık içerisinde karşısındaki adama baktı ''Suçsuzları yakalayacak kadar beceriksizsin yani?'' demesiyle boğazına dolanan eller sırıtmasına sebep oldu ''Ne o canın...